Halil BERKTAY
[24 Mart 2019] Yıldıray Oğur kadar yazamam ama (bkz bu sitede 23 Mart 2019, Hepimiz Yeni Zelandalı mıyız?), son terör saldırısı karşısında, halkı ve hükümetiyle Yeni Zelanda dünyaya çeşitli dersler verdi gerçekten. Katliamı hemen hiç fire vermeksizin kınadı, lânetledi. Elde var bir. Ama bununla kalmadı. Asıl önemlisi, mağdurlarla, kurbanlarla, Müslümanlarla benzersiz bir dayanışma gösterdi. Sırf adalet değil, aynı zamanda sevgi verdi. Kucakladı, çiçekler yağdırdı, içinde kopan duygu fırtınalarını dışa vurmak için hakagösterilerinde bulundu. El Nur ve Linonia camilerinde öldürülen elli kişiyi, ailelerini ve bütün camialarını, cemaatlerini hiç ikirciksiz bağrına basmakla; inanç farklılığından en küçük bir soğukluk ve mesafe türetmemekle; tersine, onlar bizimdir, biz de onlarız demekle; cenazelerini hep birlikte kaldırmakla; parlamentoda Kuran okumakla... Huntington’dan başlayıp İsrail’den geçerek Trump’a uzanan bütün “çatıştırmacı” ve “duvarcı”lara, ister cihadistlere ister Batılı ırkçılara en ciddî, en saygın alternatifi sundu.
Yeryüzündeki çeşitli ülkelerin kendi kültür ve alt-kültürleri de belki payını almıştır, daha doğrusu alması gerekir, bütün bunlardan. Örneğin Türkiye, Yeni Zelanda’nın tuttuğu aynada kendini gördü mü acaba? Yıldıray’ın soruları çok haklı ve yerindeydi. Popüler tarih literatürümüz ve hattâ yer yer ders kitaplarımız, 500 yıl önce İspanya’dan, Engizisyon’dan kaçan Yahudilere kucak açmışlığımızla övünüp durur. Peki ya bugün? İsrail’in politikalarına karşı olmak ile Yahudi düşmanlığını ayırdedebiliyor mu bu memleket? Geçmişte İstanbul’un Yahudi cemaati çeşitli terör saldırılarına uğrayıp çok sayıda kurban verdiğinde, terörü lânetleme ve güvenlik önlemlerini arttırmanın -- başka bir deyişle, kuru adaletin -- ötesine geçip, Yeni Zelanda örneğine biraz olsun yaklaşan bir sevgi ve dayanışma gösterebildik mi mağdurlara? Açıkçası, bağrımızdaki varlıklarına “lûtfen” tahammül ettiğimiz bir yabancı ve sığıntı grubundan başka ne oldu, Yahudi (ve Ermeni ve Rum ve sair gayrimüslim) topluluklarına bakışımız?
Evet, Yıldıray on iki yıl önce Hrant’ın cenazesi için topluca benimsenen “Hepimiz Ermeniyiz” sloganına gösterilen faşizan tepkilere de parmak basmış. Ben birini daha hatırlatayım: Ertuğrul Özkök. O zamanlar aklı fikri, bu cinayet yüzünden Türkiye’nin dünyanın gözünde suçlanacağı ve küçük düşeceğinde değil miydi? Bunun dışında, Hrant için zerrece acı çekmiş miydi acaba? Böyle insanî duygulara yer var mıydı, zamanın darbeci, vesayetçi beyaztürklüğünün bu seçkin Makyavelist temsilcisinin kafasında ve yüreğinde? Öncelikle katile ve katillerin zihniyetine karşı amasız, fakatsız bir tavır alacağına, “Türklerin duygusal kavrukluğu”na isyan eden yazılar yazdı diye Etyen Mahcupyan’ı azarlamak yoluna gitmemiş miydi?
Yukarıda kullandığım bir ifadeyi tekrarlayacağım: popüler tarih edebiyatımızın ve hattâ yer yer ders kitaplarımızın favori böbürlenmelerinden biri de, biz Türklerin cömertliğimiz, şefkatimiz, merhametimiz ve âlicenaplığımızdır (hele kadınlara asla el kaldırmamamız). Şimdi bu boş lâfların içini Yeni Zelanda mı doldurdu? Ama yok, durun bakalım. 1930’ların Türk Tarih Tezi’ne göre, neredeyse bütün insanlık Orta Asya’nın eski brakisefal (= üstün) Türk ırkından türemişti; ilkçağın büyük uygarlıklarından birçoğunun (Sümer, Hitit, Çin, Hint, Etrüsk, Aka vb) kurucusu da Türklerdi aslında.
Tuhaf şey, Yeni Zelanda yok muydu bu listede? Yoksa da atlamışlardır. Ama nasıl atlar, bütün o Reşit Galip’ler, Âfet İnan’lar, Sadri Maksudî’ler, TTK’nın kuruluşunda yer alan emekli general ve albaylar? Büyük boşluk, büyük ayıp, Avrasya ile yetinirken, güney yarıküreye ve Pasifik Okyanusu’na bakmamak. Zira Christchurch olayında beyazı ve Maorisiyle Yeni Zelandalıların sergiledikleri ahlâkî meziyetler, hepsinin aslen Türk olmasından başka nasıl açıklanabilir?
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkumuş hainler ülkeden kaçıyor! 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSarkozy hapiste 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENVe casusluk hikâyesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMuhalefetin gerçeklikle bağı koparsa… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTGöbeklitepe… Urfa İzlenimleri – 2 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024