Halil BERKTAY

“Faşizm propagandacılarından biri”nin (Mazower’ın tarifi) “kadınların vatanseverliği anneliktir” sözüne, ilk Dark Continent’da rastladım (s. 82). Peşine düştüm; Victoria de Grazia’nın “1922-1945 Arasında Faşizm Kadınları Nasıl Yönetti” (How Fascism Ruled Women, 1922-1945 : University of California Press, 1993) kitabına ulaştım (s. 25). Kelâm Scipio Sighele’ye (1868-1913) aitmiş (fakat bu doğum-ölüm tarihlerine göre, De Grazia’nın “İtalyan milliyetçisi” nitelemesi daha doğru). De Grazia, “ferdiyetçi temayülleri feminizm tarafından körüklenen İtalyan kadınlarının, üremeye ilişkin hayatî hizmetlerini milletten esirgeyeceği” konusunda duyulan korkuları da aktarıyor.
Recep Peker çağının üslûbuna benzesin diye, biraz eski sözcüklerle çevirdim. Tek Parti iktidarının en asık, en ceberrut çehresi olan, “liberalizm vatan hainliğidir” sözüyle meşhur Peker’in, 1936 İtalya gezisi sonrasında yazdığı ve Faşist yönetim tarzının bütün kurumlarıyla benimsenmesini önerdiği için kendisinin CHP Umumî Kâtipliğinden azline, hattâ İnönü’nün başbakanlıktan gitmesine yol açtığı söylenen sadece Hasan Rıza Soyak’ın anılarında geçen, ama şimdiye kadar kimsenin görmediği ünlü bir rapor vardır. Şöyle bir şey aklıma takılıyor; kadın sorununa da yer vermiş miydi acaba ? O kadar ayrıntıya girmemiş midir ? Tek Parti çizgisi bu konudazaten aynı olduğu için, örnek alacak bir şey mi bulamamıştır ? Birileri bu sorunları çalışsa, ya da en azından, Victoria de Grazia’nın kitabını çevirip AKP ve hükümet yönetimine sunsa, ne iyi olur.
Geçelim. Asıl diyeceğim şu ki, annelik fetişizmi alabildiğine yaygın, 1918 sonrasında. Nitekim Anneler Günü de 20’lerde “çiçekçi ve kırtasiyecilerin icadı” olarak popülerleşecek (Mazower, s. 84). Bu doğrultuda ilk madalyayı icat eden de Fransızlar. 26 Mayıs 1920’de yasalaştırmışlar. İki kademesi var; bronz olanı beş çocuklu; yukarıda gördüğünüz gümüş olanı ise sekiz çocuklu anneler içinmiş. Ön tarafındaki anne-çocuk kabartmasının altında Famille Française (Fransız Ailesi), arkasında La Patrie Reconnaissante (Vatan Sizi Sayıyor) ve etrafında “Fransa Cumhuriyeti Halk Sağlığı Bakanlığı” (ilk versiyonunda, Hijyen Bakanlığı) ibareleri yer alıyor.
Bunu, bizzat Hitler’in 16 Aralık 1938 tarihli bir şansölyelik kararnamesiyle ihdas ettiği, kısaca “Annelik Haçı” (Mutterkreuz) olarak da bilinen “Alman Annesi Onur Haçı” (Ehrenkreuz der Deutschen Mutter) izlemekte. Onun da üç kademesi varmış. Dört-beş çocuğa bronzu, altı-yedi çocuğa gümüşü, sekiz veya daha fazla çocuğa ise, yukarıda solda önünü gördüğünüz altın “birinci sınıf” nişanı verilirmiş (sağda, gümüş nişanın arkası yer alıyor). 1939-1945 arasındaki her Anneler Günü’nde binlercesi dağıtılır; Altın Haçları bizzat Hitler takar; Hitler Gençliği taburları da madalya alan annelere selâm dururmuş.
Gelelim, bunun Sovyet versiyonuna. Bir kere, doğrudan doğruya askerî bir madalya söz konusu. 8 Temmuz 1944’te ihdas edilmiş. Gümüş (bkz aşağıda) ve pirinç olmak üzere iki kademesi var. İlki altı çocuk, ikincisi beş çocuk doğuran ve büyüten anneler için (her iki halde de, son çocuğun bir yaşını doldurması koşulu aranıyor ve madalya, tercihan o son çocuğun ilk yaş gününde tevcih ediliyor). SSCB varken yaklaşık 4 milyon gümüş, 8 milyon da pirinç madalya dağıtılmış. Lâkin bunun üstünde de bir “Anne Kahraman” (Maty-geroinya) titri ve madalyası varmış. On çocuk doğurup büyüten annelere verilirmiş (Murat Belge’nin sözünü ettiği, bu olmalı). Sovyet döneminde yaklaşık 430,000 anne (ve 12 çocuğu evlât edinip büyüttüğü için, tek bir erkek) bu ödüle lâyık görülmüş.
Hemen belirteyim, henüz Türkiye’de böyle bir madalya yok. Atlanmış. Başbakan Erdoğan bu ahlâk, aile, kürtaj, sezaryen ve Diyanet faslını sürdürecekse, önünde tarihî bir fırsat doğuyor.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkumuş hainler ülkeden kaçıyor! 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENVe casusluk hikâyesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSarkozy hapiste 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMuhalefetin gerçeklikle bağı koparsa… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTGöbeklitepe… Urfa İzlenimleri – 2 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024