Hidayet Şefkatli TUKSAL
Bacı kelimesi evdeki ana dilimde yoktu, bu yüzden sonraki zamanlarda da benimsediğim bir kullanım olmadı. Aslına bakılırsa bu kelimenin kullanıldığı ortamlarda da bulunmadım. Yani siyaseten kimsenin bacısı olmadım şimdiye kadar. Ancak geçen hafta, başbakanın başörtülü bacısı olarak zikredildiğim, tanımlandığım pekçok haber/yorum yayınlandı. Bu yorumların bazılarında, herhalde başbakanla aramızda daha yakın bir bağ tesis edebilme ve buradan da katlanmış bir mağduriyet üretebilme ihtiyacıyla AK Parti’nin kurucularından biri olduğum yazıldı satır aralarında. Hayır, ne AK Parti’nin, ne de başka herhangi bir partinin kurucularından değilim, üyesi değilim.
Star gazetesine o zamanlar gazetenin genel yayın yönetmeni olan Mustafa Karaalioğlu’nun davetiyle başlamıştım. Karaalioğlu telefonda, gazetelerinde yazmamı istediğini ama az para verebileceklerini söylemişti. Düşünmek için biraz izin istedim, kaç para ödeyeceklerini sormadım bile. Zira “ekmek parası” derdi çekmiyordum çok şükür. Hatta kendisi bayağı iyi bir ücretle yazan bir arkadaşımla konuştuğumda, bana pazarlık etmemi ve iyi bir ücret istemem gerektiğini söylemişti. Ben de ona şöyle demiştim: “Daha önce hiç köşe yazarlığı yapmadım, dolayısıyla acemiyim, bu işi nasıl yapacağımı, ne kadar sürdürebileceğimi bilmiyorum. Ayrıca bu işe bağlanmak istemiyorum, kafama estiği anda bırakabilme özgürlüğümü koruyabilmek için pazarlık etmeyeceğim.”
Star gazetesinde bu koşullarda çalıştım. Bir telif anlaşması yapmıştık ve haftada iki yazı için ayda 2.000 TL ödeniyordu. Ödemeler düzenli yapıldı. Dediğim gibi “ekmek parası” değildi benim için, belki kitap parası, ya da onun gibi ek ihtiyaçlar… Bu yüzden geçtiğimiz hafta ismim üzerinden yapılan ajitasyon, işte ancak bir ajitasyondu. Tabii bu, başbakanın tepesini attıran insanların işlerinden edilmesini hoş gördüğüm anlamını taşımıyor, sadece benim özelimde hikâyenin başka türlü geliştiğini anlatmaya çalışıyorum. Ortaya çıkan tape nedeniyle bir taşla iki, hatta üç kuş vurma azminde olanlar, iki taşı başbakana, bir taşı da Karaalioğlu’na isabet ettirmeye çalıştılar.
Star’da yazdığım süre boyunca, Mustafa beyle telefonda ya da yüz yüze muhatap olmuşluğumuz yedi sekizi geçmez, ayrılma kararımı da telefonda konuşmuştuk. E madem her şeyin tapesi var, bunun da vardır mutlaka. Çıkarsınlar ortaya o zaman, Star’dan kovulmuş muyum yoksa istediğim zaman tekrar yazmak üzere ayrılmış mıyım, orijinal konuşmadan dinletsinler millete… Karaalioğlu’nu illa bir gazetecilik dersine konu edeceklerse, bu kadar baskıya rağmen bana hiçbir şey aksettirmeyen, özgürlüğüme müdahale etmeyen tutumuyla konu edebilirler, ama işlerine gelmez. Gazeteye tekrar dönmek istediğimde kabul etmemesi, baskılara dayanma konusundaki sınırını göstermiş olsa da, bu, gazeteden beni kovmadığı gerçeğini değiştirmez.
Bu arada, başbakana çattığımda bana “Hz. Ayşe” gibi payeler veren kimi gazeteciler, kovulduğum yolundaki iddialarında çeşitli tevillerle ısrar ediyorlar ve gerçeklerin tamamını söylemediğimi ima etmeye çalışıyorlar. Kusura bakmasınlar ama onlar “hakikatin” peşinde değiller; sadece araçsallaştırabilecekleri, ajitasyonlarına konu edebilecekleri özellikte bir “malzemenin” peşindeler.
Ayrıca bir çift lafım da CHP Genel Başkanı’na olacak. Kılıçdaroğlu, bu ülkede yaşanan başörtü zulmünün binlerce kadını işlerinden ve okullarından ettiği günlerde, genel başkanı olduğu partinin günahkâr suç ortaklığını hiç hatırlamadan, bunun için bizlerden özür dilemeden, helallik almadan “ekmeğinden edilen başörtülü bacı” edebiyatı yapamaz! Yapmaya kalkıştığında inandırıcı olamaz, çünkü hafızamızı kaybetmedik, her şeyi hatırlıyoruz. Başörtüsü yasaklarının nasıl sükut suikastıyla karşılandığını, bu sorunu çözme babında edilen iki kelamın nasıl parti kapatma gerekçesi haline getirildiğini, bu yasaklardan bahsetmenin nasıl başörtüsünü siyasete alet etme suçlaması olarak dillendirildiğini unutmadık! Bu yüzden Sayın Kılıçdaroğlu, “başörtülü bacı” lafını ağzınıza alma desturuna henüz sahip değilsiniz, hatırlatayım dedim.
Not: Önceki yazımda, Star gazetesi yazarı Elif Çakır’ın twitter mesajında iddia ettiği şekilde beni aramadığını yazmıştım. Bu ifadem üzerine Elif beni aradı ve bahsettiği konuşmayı yaptığımız konusunda epey ısrar etti. Ben bu konuşmayı hâlâ hatırlamıyorum. Onun iddia ettiği gibi unutmayı tercih etmiş filan değilim, gerçekten hatırlamıyorum. Ama onun bu beyanı karşısında kendi hafızama dayanan ifademi geri alıyorum.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2021
28.03.2021
12.12.2020
23.11.2020
2.01.2020
13.10.2020
29.09.2020
21.09.2020
13.09.2020
5.09.2020