Sezin ÖNEY
Bazı yanlışların doğru ve ahlaki olduğunu kanıtlamak için neden alengirli açıklamalara ihtiyaç duyarız?
Doğru, vicdani olan hiçbir şeyin açıklamaya ihtiyacı yoktur aslında...
Türkiye’nin, içinde bulunduğu bölgenin bir yarım ayı keşmekeş ve karmaşa içerisindeyken, Kürt sorununa ‘güvenlik’ tedbirlerini ön plana çıkaran bir tavırla yaklaşılmaya başlanması doğru mu?
Mısır ve Libya’nın tiranlıkları şiddete başvurarak iktidarlarına vantuzla yapışmayı seçtikten sonra alaşağı edilir, Suriye’de de benzer bir sona yaklaşılırken, Türkiye neden sorunlarına güç gösterileriyle çözüm bulabileceği zannına kapılıyor?
Elbette Türkiye, Mısır, Libya ve Suriye’nin demokratik standartlarıyla karşılaştırılınca, bir nevi cennet. Ancak, Türkiye’nin son yirmi yıllık insan hakları sicili de hiç parlak değil. Dahası, sadece son yılları gözönüne alıp salt Kürt sorununa odaklansak bile, hak ihlalleri tartışmalarının hiç bitmediğini görüyoruz. Örneğin, KCK davası başlı başına yeni meseleler doğuran bir problem yumağı haline geldi.
KCK davası, İspanya’da Bask bölgesinin özgürlüğü için mücadele ettiğini iddia eden silahlı örgüt ETA’ya yönelik gerçekleştirilen, ‘sosyal tecrit’ politikasının bir benzeri olarak uygulanmaya çalışılmıştı. Yani, kamuoyundaki etkisini azaltmak için, silahlı örgütün sosyal bağlarını sağlayan sivil yapının ‘çözülmesi’ hedefleniyordu.
KCK sanıkları, ilki, 14 Nisan 2009’da, yerel seçimlerin hemen ertesinde başlayan polis operasyonlarıyla gözaltına alındı. 7 bin 500 sayfadan uzun olan iddianame de Haziran 2010’da tamamlandı. “PKK’nin şehir örgütlenmesi olan KCK/TM (Kürdistan topluluklar Birliği/ Türkiye Meclisi) üyesi olmak” ile suçlanan sanıklar hakkında 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor.
İspanya’da, ETA’ya yönelik benzeri bir yargı baskısı uygulandı. Bunun İspanya’da ne denli işe yaradığı açıkçası tartışılır; ama Türkiye’ye ilişkin bir başka gerçek daha var. Türkiye, İspanya’nın yaptığı reformları yapmayı denemedi bile.
Bu durumda, ‘çakma İspanya’ olmaktan öteye gidilebilir mi?
KCK operasyonlarında yaklaşık iki bin kişi tutuklu. İddialara göre, KCK sonrası bir o kadar kişi de, ‘ovadan dağa doğru’, örgüte katılmak üzere yollara düşmüş.
Yaşananların psikolojik etkisini bir düşünmek lazım. Tutukların bir kısmı, sembolik ağırlığı büyük Diyarbakır Cezaevi’nde. ‘Açılım’ ve ‘demokratik reform’ derken, değil 1990’lara, 1980’lere dönüş haletiruhiyesini yaşatmak değil mi bu? Bayram sonrası başlayacağı söylenen yeni tutuklama dalgaları, yeni örgüt üyeleri yaratmayacak mı?
Şimdilerde, Suriye-İran bağlantısı ve o eksendeki gelişmelerin, son dönemdeki PKK saldırılarını tetiklediği öne sürülüyor. Uluslararası denkleme, ABD Başkanı Obama’nın ülke tarihinde eşi benzeri görülmedik biçimde dibe vuran destek oranlarını ve İsrail’de halkın, sosyal güvenlik konuları, kiraların pahalılığı gibi nedenlerle, 1995’te İzak Rabin’in öldürülmesinden bu yana görülmedik bir dayanışmayla sokaklara dökülmesi gibi ‘ufak ayrıntıları’ da eklemek lazım.
Bugün, hem ABD hem de İsrail, kendilerini ‘ulus’ yapan milliyetçi ruhu kaybetmiş durumda; iki ülkede de, bir ulusal ‘anlam kaybı’ hali var.
Bu durumda, İran’ın vurulması planları önümüzdeki dönemde temcit pilavı gibi gündeme gelebilir.
Türkiye’nin Tahran, Erbil, Şam, Washington, Kudüs gibi merkezlerde takır takır çalışan ve bize kaliteli bilgi aktaran muhabirleri olsa ve neyin ne olduğunu, onlardan öğrenebilsek çok daha sağlıklı sonuçlar üretiyor olmaz mıydık, bölgesel gelişmeleri köşe yazarlarının birkaç siyasetçinin, istihbaratçının telefon üzerinden ihsan eylediği bilgi kırıntılarından okumaya çalışmak yerine?
Ancak, bölgesel gelişmeler, hep vardı hep de olacak. Bundan 10 yıl önce başka ‘tehlikeli’ denklemler vardı, sorun aynıydı. Şimdi de aynı...
Dahası, Türkiye’nin kendisinden kaynaklanan bazı bölgesel etkiler var.
Kuzey Irak’ın lideri Mesut Barzani hem hava operasyonlarını kınadı, hem de önceki gün aralarında iki çocuğun da bulunduğu sivillerin de operasyonlarda öldüğünü söyledi.
Türkiye, eğer ki, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da halkların ayaklandığı bir dönemde, kendi içinde ve bölge genelinde ortak bir Kürt kimliği algısını güçlendirmek istiyorsa, güvenlik güçlerine ‘ovada’ ve ‘dağda’ şahinlik yaptırtmaktan daha iyi bir yol bulamaz.
Geçen günkü Genelkurmay açıklamasında, ‘örgüt üyelerinin köylere inip sivilleri kalkan olarak kullandığı’ gibi bir detay vardı. O zaman karadan veya havadan hangi operasyon, nasıl bir askerî tavır siville örgüt üyesini birbirinden ayırmaya yarayacak?
Üstelik de, Türkiye’nin polis teşkilatı Tunus gibi çalkantı, değişim içindeki ülkeler tarafından örnek alınmak istenirken, neden birden bölge genelinde geride bırakılmak istenen ‘baskı ve şiddet’ modelinin modası geçmiş temsilcisi olunmak isteniyor?
Mazlumder, dünyanın önde gelen hak örgütleriyle, Tunus’un yeni anayasasının nasıl hak ve özgürlüklere ‘ayarlı’ olabileceği üzerinde çalışır, Mısır da Türkiye’nin şu anki Anayasa’sını kendine örnek alırken, gücünü ve enerjisini savaşmaya harcamak neden?
Kürt sorunu, yanlış politikalar nedeniyle hızla toplumsallaşıyor ve bölgeselleşiyor. Bunu yapan da, askerî vesayet değil, büyük destek ile seçilmiş bir ‘halk iktidarı’.
Kamuoyundan medyasına, topumuzun tavrının, 2007 muhtıra döneminde ‘kumanda’ edilip kıvama getirilmek istenenden çok mu farkı var peki?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Kopukluk ve “Anadolu Kırılması”
25.04.2025 - Olağanüstü koşullardan çıkış
3.02.2025 - Lucifer etkisi: Can ve cam kırıkları
29.01.2025 - Çanlar kimin için çalıyor?
17.01.2025 - ABD seçimleri: Neden böyle oldu?
7.11.2024 - Şahinlerin barışı
6.11.2024 - Bu 'süreç' neyin süreci?
24.10.2024 - Dönüm noktası bir ziyaret
27.06.2024 - Meksika’nın ilk kadın başkanı çetelere karşı
7.06.2024 - Siyasi cinayetler: Slovakya’dan Türkiye’ye
26.05.2024
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Bilal dersim
Sayın Kaplan, önce AKPnin ne kadar demokratik bir hükümet olduğunu, Kürt sorununu çözmek istediğini ispatlıyordunuz. Herhalde AKPnin ne mal olduğunu sizde anlamış oldunuz ki, böylesi uyduruk yazılar yazıyorsunuz artık.
Ad Soyad Giriniz...
vejeteryanligi sekuler yasamin insan-merkezli bakisiyla eslestirmeden once vejeteryanizmin de inancla alakali olabildigi alanlara (Budizm, Hinduizm ve Hristiyanligin bazi mezhepleri) bir goz atmakta fayda var derim ben