Yıldıray OĞUR
Savcılığın daveti üzerine 2014/116320 nolu soruşturma dosyasında ifade verdim. Savcı’nın sorularına bildiğim kadar cevap vermeye çalıştım. İfademin bir kısmı dün Star Gazetesi’nde yayınlandı.
Pazar sabahı güne farklı cemaatçi hesaplardan, birkaç saniye arayla atılmış, yine ne tesadüf ki hepsinde “itirafçı” kelimesi geçen mesajlarla başladım. Cemaatçi hesapların şahı @sosyalpencere hesabının RT’leriyle artarak devam etmekteler. İstanbul’dan Kars’a gözaltına almak için giden polisleri aynı tsirtle karşılayan polislerden sonra örgüt’e güçlü bir delil daha. Yoksa size ne değil mi Taraf gazetesinde olan bitenden.
“İtiraf” dediklerine göre söylediklerime bir itirazları yok demek. Bunun söylenmesine itirazları. Tabii hangi örgütsel bağla birbirimize bağlı olduğumuzu açıklarlarsa itiraf kelimesi de manasını belki bulur.
Savcının tanıyıp tanımadığımı sorduğu bir kişiyi nasıl tanıdığımı anlatmanın tam tersi yalan söylemek olabilirdi. Belki o daha az başımı ağrıtırdı. Böylece haber kaynağını açıklamış olmaksa eleştiri, ortada ne bir haber ne de bir kaynak görmüyorum artık. Daha çok sahtekârlık, aptal yerine konulma, gerçeği eğip bükmek, insanların hayatlarıyla oynamak, demokrasiye karşı kumpas görüyorum. O yüzden bir gazeteci olarak üzerime şu an düşen en birincil görev hakikatin ortaya çıkmasına yardım etmek…
İşin bu kısmı böyle. Gelelim, bu ifadeyle ilgili haberi okuyunca hakikatin ortaya çıkmasından çok politik hasımlarına bir taş atmakla ilgilenenlere. Başkasının evine taş atmanın iyi bir fikir olmadığı sektörlerinden birinci sırasında medya geliyor olabilir. Evler hep camdan çünkü.
Böyle bir şahsi yazı yazmak istemezdim. Ama şu tweetteki aşırı unutkanlıktan kaynaklanan küstahlığı görünce yazmaya karar verdim.
?@asliaydintasbas Yıldıray Oğur'un ifadesi sızmış. Kafede buluşup belge alışverişi yapıyorlarmış. Ama nasılsa bu tuhaf gelmemiş ona... http://haber.star.com.tr/guncel/bavul-eri-tuncay-opcin/haber-1015090 …
Bir haber için biriyle cafede buluşmanın Aslı Aydıntaşbaş’a tuhaf gelmesi anlaşılır. Yıllarca Genelkurmay karargâhında, askerî brifinglerde, ABD büyükelçiliğinde en üst düzeyde doğrudan bilgilendirilmiş bir gazeteci için bir haber peşinde bir cafeye gitmek gazetecilikten sayılmıyordur muhtemelen.
İfadede ve haberde “haber olacak belge vermişti” geçmesine rağmen bunu “Belge alışverişi” diye yazmak da herhalde askerî vesayet yıllarından kalma bir hakikati eğip büküp çarpıtma hastalığı ve az sonra görüleceği üzere bir tür mesleki deformasyon olsa gerek…
Size haber için belge getirmeyi vadeden biriyle bir cafede buluşmak, doğrudan haber kaynağına soru sormak, sonra bunu kendi kaynaklarından teyit edip haber yapmakta tuhaf olan bir şey yok.
Ama gazeteye sarı zarf içinde gelmiş kâğıtları “derin devletin anayasası” diye sürmanşet yapmak sahiden tuhaf bulunabilir.
Tıpkı, 26 Mayıs 2006’da Sabah gazetesinin yaptığı gibi. http://arsiv.sabah.com.tr/2006/05/26/gnd91.html.
O gün Sabah gazetesi “Ergenekon Anayasası” sürmanşetiyle çıktı. İç sayfadaki başlık da “İşte derin devletin gizli anayasası”:
Haberin iddialı girişi de şöyleydi: “SABAH gazetesi, varlığı güvenlik güçleri ve istihbarat tarafından uzun süredir bilinen ve yöneticileri arasında akademisyen, emekli asker ve güvenlik güçlerinden ayrılan isimlerin de olduğu Ergenekon'un 'anayasasını' ele geçirdi.”
2006’dan bahsediyoruz. Ergenekon davası henüz başlamamış. Haberin altındaki imza kimindi dersiniz? Dönemin Sabah Ankara Temsilcisi Aslı Aydıntaşbaş’ın.
Olabilir, her gazeteci yanılabilir, kandırılabilir, heves eder, acele eder. Başıma geldiği için buna söyleyecek bir şeyim yok.
Ama ya peki sonra?
Türkiye, Ergenekon’un Analiz ve Yeniden Yapılanma belgeleriyle bu ve benzer haberlerle tanışmış oldu.
İki yıl sonra en büyük delil olarak o belgenin evinden çıkması gösterilerek Ergenekon yöneticiliğiyle suçlanıp tutuklananlardan biri de Doğu Perinçek’ti.
Perinçek 2008’de bu belge yüzünden Ergenekon yöneticiliğinden tutuklandıktan sonra, mahkeme safhasında da hep aynı şeyi söyledi: “Ben bu belgeyi Aslı Aydıntaşbaş’tan almıştım.”
Aydınlık arşivini karıştırırken Perinçek’in Aydıntaşbaş’a bunu açıklaması için yazdığı mektuplarla da karşılaşıyorsunuz.
Aydıntaşbaş’ın yapacağı şey basitti. Haberinin doğruluğu ya da yanlışlığıyla ilgili bir hesaplaşma değil, gayet basit bir şey. “Perinçek doğru söylüyor” ya da “Perinçek yalan söylüyor” demek. Bir yazısının dibine küçük bir not düşmek…
Bir gazeteci haberinin arkasında durabilir, bu yüzden hata da yapmış olabilir, haber kaynağını da saklayabilir ama bir belge yüzünden bir terör örgütünün yöneticiliğiyle suçlanan birine o belgeyi kendisinin verip vermediğini açıklamak için herhangi bir gazetecilik kuralına ihtiyaç yok. Bu vicdani bir görevdir.
“Aydıntaşbaş’a mektup” yazısında Perinçek de öyle yazmış: “Sizin Ergenekon duruşmalarının başladığı 21 Ekim 2008 gününden sonra, Ergenekon Temel belgesini 31 Mayıs 2006 günü bana verdiğinizi köşenizde yazmanızı 4 yıl bekledim. Gazeteci dürüstlüğü, hak ve adaletin yanında olmak bunu gerektirirdi.”
Çünkü açıklama ancak 4 yıl sonra geldi. Eylül 2012’de Aslı Aydıntaşbaş Ergenekon davasına Perinçek’in avukatları tarafından tanık olarak çağrılınca ancak gerçeği açıkladı:
“Danıştay cinayetinden sonra Ergenekon her yerde tartışılıyordu. Ergenekon Analiz ve Yeniden Yapılanma belgesi zarf içinde bana gönderildi. Bu belgeyi Doğu Perinçek’in yazdığı söyleniyordu. Perinçek ile konuşmanın iyi bir gazetecilik olduğunu düşündüm. Perinçek'e belgeyi incelemesi için verdim.”
Savcıyla arasında da şöyle bir diyalog geçti:
Savcı: O belgeyi nereden buldunuz?
Aydıntaşbaş: Zarfla bana geldi. Zarfta herhangi bir isim yoktu.
Savcı: Yazıyı işaretlediniz mi?
Aydıntaşbaş: Ünlem işaretleri bana ait.
Savcı: Sağ üstte "ERGENEKON" yazısı size mi ait?
Aydıntaşbaş: Ergenekon yazısı bana ait
Savcı: Doğu Perinçek'in el yazısına benzettim.
Aydıntaşbaş: Hayır, benim yazım.
Yani Perinçek dört yıl boyunca Aydıntaşbaş’tan aldığı bir belgeyi yazmakla ve örgütün yöneticiliğini yapmakla suçlanıp hapiste yattı. Belgenin üzerindeki Ergenekon el yazısının dahi Perinçek’e ait olmadığının ortaya çıkması için dört yıl geçmesi gerekti.
Çünkü o el yazısının sahibi sustu. Dört yıldır beklenen yazıyı da ancak ifadesini verdikten sonra yazdı. Tuhaf bir yazıydı:
“Ben de o dönemde hırslı ve hızlı bir Ankara temsilcisi olarak, gazeteye bir zarf içinde gelen ‘Ergenekon’ yapılanmasıyla ilgili belgeyi 'İşte Ergenekon Anayasası' diye Sabah’ta yazdım. Hay yazmaz olaydım! Ne bileyim birkaç yıl sonra bu konunun dallanıp budaklanıp Türkiye’nin en tartışılan davası hâline geleceğini… O yazı benim için çoktan unutulmuş, yüzlerce eski köşe yazısından sadece biri. Ancak arkamdaki sanıklar için söylediğim her söz, hayati önem taşıyor… Ben bile günün sonunda perişanım. Mahkemedeki ufak gerilimleri bile kaldırmak zor. Filmlerdeki gibi viski bardağını doldurup kafaya dikmek istiyorum. Oysa onlar, yıllardır bu filmi her gün, her an yaşıyorlar. Hakimiyle, sanığıyla, savcısıyla kimsenin orada olmak istemediği bir dava bu bence... Ne diyeyim. Allah herkese kolaylık versin...”
Ergenekon davası işte bir Ankara gazetecisine gönderilen o sarı zarfın içinden çıkan belgelerle başladı. Perinçek o gazeteciden aldığı belgeler yüzünden 6 yıl hapis yattı. O gazeteci de dört yıl boyunca belgeyi kendisinin verdiğini açıklamadı.
Belge alışverişi mi demiştiniz? İsterseniz o defterleri hiç açmayalım.
Hâlâ haber için biriyle cafede buluşmayı tuhaf mı buluyorsunuz?
İki not:
Bu arada dün aynı ifadeyle dalga geçen ODA TV sitesi editörleri Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’a: 17 Aralık Sıfır Noktası diye bir kitap çıktı okudunuz mu? Kitabın iki yazarından biri yazarlık yaptığınız Karşı gazetesinin kısa yayın hayatında neredeyse her gün 17 Aralık tapelerinden manşetler çıkaran emniyet muhabiri, diğeri Zaman gazetesinin Başbakanlık temsilcisi. Ne tesadüf. Karşı’nın diğer emniyet muhabirinin Twitter’da polislerin banyodan tweet atacak kadar hararetli bir savunucusu olmasını da tuhaf bulmadıysanız, o hâlde internette yayınına devam eden Karşı gazetesinin son genel yayın yönetmeninin Mehmet Baransu’nun kurduğu yenidonem.com sitesinin eski bir çalışanı olması üzerine oturup düşünmüşsünüzdür muhakkak. Başkasının “Kullanışlı aptallığıyla” dalga geçmekten daha zor olduğu kesin. Tutuklandığını iddia ettiğiniz bir cemaatin, en son ve en büyük operasyonu için çıkarılmış (gibi duran) bir gazetede yazarlık yapmış olmakla bir gün yüzleşmek isterseniz ve bu duruma uygun bir kavram ararsanız size yardımcı olabilirim.
“Baransu’nun askerde olduğu günlerde evrakları getir götür işlerine yıldıray oğur bakıyormuş” tweetiyle konuyu aydınlatan hemşehrim İsmail Saymaz’a: Bir haber için birinden belge-bilgi almaya “getir götür” işi dediğine göre, çalıştığın Radikal gazetesine cemaatin son ve en büyük operasyonu 17 Aralık belgelerini kimin getirip götürdüğü, MİT tırının Hatay’da durdurulma haberini İstanbul Emniyeti muhabirinizin gece yarısı hangi getir-götürle aldığı üzerinde de düşünmüş olmalısın. Yoksa AK Parti ile ilgili kapatma davasının iddianamesi Anayasa Mahkemesi’ne sunulduktan 10 gün sonra Radikal’de attığın “Türkiye Denizli olmasın” manşetindeki “Bakanlığın 'Atatürk Evi' ve müzedeki iki memurdan biri türbanlı” bilgisi kadar mı kıymet vermeliyiz bu tweete. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=250979. Belki de HSYK seçimlerinde YARSAV’ın cemaate hayır dediği haberi kadar… http://www.radikal.com.tr/turkiye/hsyk_secimlerinde_yarsavdan_cemaate_ret-1202849.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları




















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025