Yıldıray OĞUR
Türkiye’de koronavirüsa karşı önlemler konuşulurken de konunun bir türlü gelmediği böyle hayati bir yer var: Testler
Çünkü tespit edilen vaka sayısı, yapılan test sayısı ile ilgili.
Bazı genç hastaların ayakta atlatabildiği, grip belirtileri gösterdiği için insanların durum ciddileşene kadar doktora başvurmadığı bir salgını önlemenin en kestirme yolu olabildiğince fazla vakayı bulmak.
Bunun yolu da daha çok insana test yapmak.
O yüzden testten bahsetmeden koronavirüs tedbiri konuşmak faydasız.
Bu konuda uzman olmayan biri için fazlasıyla iddialı duran bu hüküm cümlesi bir kaç gündür dünya medyasında da üzerine üst üste haberler çıkan koronavirüsüyle mücadelede bir başarı hikayesine dayanıyor: Güney Kore modeline.
Güney Kore, salgının başladığı Çin’in komşusu. Salgından ilk etkilenen ülkelerden. Bizden bir ay kadar öndeler. Onların tecrübesinden öğrenecek çok şeyimiz var.
Güney Kore’nin 51 milyon nüfusu var. En çok vaka tespit edilen dördüncü ülke. Dünkü en son rakam 8.162’ydi.
Ama buna rağmen hastalıktan hayatını kaybedenlerin sayısı yine dün itibarıyla sadece 71.
Virüsü kapanların ölüm oranının dünya ortalaması yüzde 3.4 iken Güney Kore’de bu oran yüzde 0.77.
Ülke karantina altında değil, sokağa çıkma yasağı yok, hayat devam ediyor. İzole edilmiş insan sayısı sadece 7253.
60 milyonluk İtalya’da ise nüfusun tamamı evlere kapatılmış durumda. Vaka sayısı bu yazı yazılırken 21.157, ölüm sayısı 1441’di.
İkisinde de salgın küçük şehirlerde başladı, iki ülkenin sosyal şartları, tıbbi imkanları birbirine denk.
Peki nasıl oldu da iki ülke arasında böylesine bir fark ortaya çıktı?
Bunun sebebi iki ülkenin koronavirüs testi stratejisinin farklılığı.
60 milyonluk İtalya’da testler sadece hastalık şikayetleriyle doktora başvuranlara uygulanmış. Bugüne kadar çoğu son dönemde olmak üzere 80 bin test yapılmış. Bu pek çok ülkeye göre yüksek bir oran.
Ama test sayısında rekor Güney Kore’de. 51 milyonluk Güney Kore’de 20 Ocak’tan bu yana yapılan test sayısı 260 bini geçmiş durumda.
Testler için 500 klinik ve 40 mobil ünite oluşturulmuş. Bu birimlerin her gün 15 bin test yapma kapasitesi var.
Testler sadece hastalık şikayetleriyle başvuranlara yapılmıyor.
Bir koronavirüs takip sistemi kurulmuş.
Yurtdışından gelenler, salgının yoğun olduğu yerlerde bulunanlar, hastalarla temas edenler kredi kartı bilgileri, güvenlik kameraları ve uydular vasıtasıyla 14 gün boyunca takip ediliyor.
Ve durumundan şüphelenilenler ya aranıyor ya da telefonlarına mesaj atılıp gidebilecekleri en yakın test birimine yönlendiriliyor.
Hasta ve yaşlı olanların evlerine gidiliyor.
Testler bedava. Sadece 10 dakika sürüyor. Beta ve Influenza testlerine benziyor. Sonuç ertesi gün alınıyor.
Test sonucu pozitif çıkanlara devlet 137 dolarlık bir yardım parası veriyor ve hastanelerde yer oluncaya kadar evlerde karantinaya alınmalarını sağlıyor.
Bu yaygın test stratejisiyle, gündelik hayatı durdurmadan virüsün yayılmasını sınırlandırmış Güney Kore.
Geçen Cuma günü 110 yeni hastaya rağmen 177 kişi de iyileşip hastanelerden taburcu edilmiş, ilk defa iyileşen insan sayısı hastalananları geçmiş.
Güney Kore’nin en büyük sorunu ise İtalya ve diğer ülkelerin aksine hastalığa yakalanalar içinde gençlerin oranın en yüksek olduğu ülke olması.
Bunun sebebi virüsün mutasyon geçirmesi değil, 88 yaşındaki bir adam.
Güney Kore’de koronavirüs vakalarının yüzde 60’i Daegu şehrinden.
Bu vakaların çoğunluğu ise şehirdeki Shincheonji Kilisesi’nin genç mensupları.
300 bin takipçisi olan Shincheonji Kilisesi’nin başında 88 yaşındaki Lee Man-hee var.
Takipçileri onu kutsal bir soydan gelen İsa’nın sözcüsü olarak kabul ediyor, ölümsüz olduğu düşünülüyor, kilisenin kuruluşu olan 1984 yılını takvimlerinin başlangıç tarihi olarak kabul ediyorlar.
Çoğunluğu gençlerden oluşan bu tarikatın mensupları arasında virüsün hızla yayılmasının sebebi ise her gün yaptıkları toplu dua.
Yüzlerce kişi küçük salonlarda, birbirleriyle diz dize yere oturuyor ve üç saat boyunca sürekli bağırarak, şarkı söyleyerek ve elleriyle hareketler yaparak dua ediyorlar.
Yine de Güney Kore koronavirüsüyle mücadelede bir model oldu.
Bunu günlerdir Güney Kore’deki yaygın test stratejisini anlatan haberler yapan Amerikan ve İngiliz medyası söylüyor.
Bunu söylerken de kendi hükümetlerini yerden yere vuruyorlar.
Çünkü 51 milyon nüfuslu Güney Kore’de 250 bin test yapılmışken, 330 milyonluk ABD’de şu ana kadar yapılan test sayısı 15 bin.
Bu testlerle tespit edilen vaka sayısı ise 2952.
Üstelik ABD’de bir testin maliyeti 1.500 dolara kadar çıkıyor. ABD’de de İtalya gibi sadece hastalıktan şüphelenilenlere test yapılıyor.
Peki Türkiye’de durum ne?
Türkiye’nin koronavirüsle mücadelede dünyada pek çok ülkeden daha iyi olduğu, gerekli tedbirleri daha erken aldığı açık.
Ama test konusunda rakamlar düşük.
Aslında düne kadar açıklanmış bir rakam da yoktu.
Dün Habertürk gazetesindeki köşesinde Muharrem Sarıkaya’nın Sağlık Bakanlığı’ndan aldığı bilgilere göre bugüne kadar Türkiye’de 2800 civarında koronavirüs testi yapılmış.
Yani şu ana kadar tespit edilen altı vaka 2800 testin sonucunda ortaya çıkmış bir sayı.
Dün itibarıyla KKTC’de bile vaka sayısı altıydı. Güney Kıbrıs’ta 26, Yunanistan’da 228, İsrail’de 200, Azerbaycan’da 15, Bosna’da 21, Katar’da 337...
Vaka sayısının az olması sevindirici ama varsa virüs taşıyanların tespit edilebilmesi salgınla mücadele edebilmenin tek yolu.
Bunun için test yapılan insan sayısının artırılması gerekiyor.
81 milyonluk ülke için bu test sayısının üç bin civarında olmasının sebebi Türkiye’de de sadece hastalık belirtilerini gösterenlere bu testin uygulanması.
Örneğin önceki gün Umre’den gelen 21 bin kişi için Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptığı açıklamada ‘Umre’den dönenlerin sağlık taramasından geçirildiğini ve şüphelilerin test edildiğini’ açıklamıştı.
Güney Kore modeli ise testin mümkün olduğunca yaygınlaştırılması, kolay ulaşılabilir ve ücretsiz olması, daha kısa sürede daha fazla insana yapılabilmesi, belki bunu takip eden, insanları test merkezlerine yönlendiren bir sistemin kurulması gerektiğini söylüyor.
Ve tabii vaka sayısıyla birlikte test sayılarının da düzenli açıklanması gerekiyor
Güney Koreliler de bu sistemi 2015 MERS salgınından çıkardıkları derslerle kurmuşlar.
Türkiye’deki rakamlar buralara gelmeden Ankara’da konuyu takip eden ve şu ana kadar da başarıyla yöneten yetkililerin Güney Kore tecrübesine bakmasında fayda var.
Yazarlar
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025