Yıldıray OĞUR
Tora Bora Dağları Afganistan’ın Pakistan sınırlarında sarp dağlar. Hâlâ öyle mi bilmiyorum ama El Kaide’nin Kandil’iydi bu dağlar. Peki, bir Arap genç neden rahatını bozup Afganistan’a kadar gidip bu sarp dağlarda ölümü göze alır hiç düşündünüz mü? Öyle “El Kaide’yi kına” diye baskı yapmak kolay. Ülkesi işgal altında bir Filistinli gence haklarını verdiniz de mi keyfinden El Kaide’ye katılıp dağa çıktı? Ya ülkesi ABD işgali altındaki Iraklı gençler, Suudi gençler, onlar ne yapsın? Okumuş mühendis olmuş o Arap gençler sizce boşuna mı uçak kaçırıp İkiz Kulelere çarpıtarak hayatlarına son verdiler?
Empatinin sonu yok. Dünyada herhalde hiçbir genç bugüne kadar sapık bir seri katil olduğu için, dağ havasını çok sevdiği için ya da adrenalin tutkunu olduğu için eline silah alıp dağa çıkmadı.
Hatta biraz zorlarsanız dünyada anlaşılamayacak tek bir cinayet bile kalmaz. Seri katillerin bile çocukluğuna inseniz onların örselenmiş ruhlarıyla empati kuracak bir sürü hikâye bulursunuz.
Ama “İkiz Kulelere uçakları çarpıp hayatlarına son veren okumuş mağdur Tora Bora Dağlarının Arap çocuklarıyla empatiyi biraz daha ileri götürürseniz, ileri bir demokraside şiddeti övmekten, nefret suçundan kendinizi içeride bulabilirsiniz. En azından bu hiper duyarlılığınız sizi demokrat, insan hakları aktivisti, barışsever yapmaz.
Heveskâr bir gerillacılıkla karışık, adam öldürmeyi meşru gören bir anlama çabasının, “ama dağa çıkmayıp da ne yapsınlar”cı bir fikrî sefalatin, siyaset karşıtlığının insan hakları aktivistliği, barışseverlik, solculuk, demokratlıkla yan yana durabildiği Türkiye’de bile bu görüntüler anlaşılamaz ama.
Sırtlarında taşıdıkları Kalaşnikoflar, Kanaslar belki biraz önce yine bir can almış, can almaya devam eden savaştan çıkıp gelmiş gerillalara özlemle sarılıp, sevinçle kutlamanın Türkiye’deki adı bile “vicdansızlıktan” başka bir şey olamaz.
“Şemdinli’de çok asker öldürdük, medya bunu yazmıyor” diye dertlenip yol kesen eli silahlıların attığı nutuğu buğulu gözlerle hipnotize olmuş gibi izleyen siyasetçilerin hâli de bir zamanlar Genelkurmay brifinglerini ağzı açık izleyenlerden daha az utanç verici değildir.
Medyaya bağırıp duran Başbakan’a haklı olarak öfkelenenlerin, elinde silah konvoydaki gazeteciye racon kesen PKK’lıları can kulağıyla dinlemesinin utancı bile yeter.
Türk militarizmiyle aşık atan Kürt militarizminin bu “en büyük gerilla bizim gerilla” ruh hâliyle dağa asker uğurlama görüntülerini Habur’a benzetenler herhalde hafızalarımızla dalga geçiyor. Habur’da barış için silahını bırakıp gelmiş gerillaları karşılamıştı halk. Kutlanan barıştı, çözümdü. Kutlamakta da haklıydılar. Bu kez ise kucaklanan o savaşın namlusu dumanlı askerleri, kutlanan şey savaş, alkışlarla dağa gönderilen gerillalar yeni canlar almaya gidiyorlar.
İlle de bu görüntüler bir şeye benzetilecekse mesela Korkut Eken’in cezaevinden omuzlarda çıkış görüntülerine benzetilebilir. Ve emin olun Kürtlerin katillerinden birinin omuzlara alınmasını izlerken bir Kürt ne hissettiyse, askerleri öldürmeye devam eden gerillaların Mekke’den gelmiş hacı kafilesi gibi karşılanmasını izleyen Türkler de onu hissettiler.
Bu görüntülerde gerillalarla sarılıp fotoğraf çektirme heveskârlığı ille de bir şeye benzetilecekse Ogün Samast’la fotoğraf çektirmek için yarışan polislerin, askerlerin heveskârlığına benzetilebilir.
Katille fotoğraf görüntülerini izlerken Rakel Dink ne hissettiyse, birkaç gün önce deprem prefabriklerini beklerken öldürülen polisin annesi de bu kucaklaşma sahnelerini izlerken onu hissetmiştir.
Esasen bu görüntülerin muadili ancak Şemdinli’de dağa çıkıp çatışmadan dönen özel timleri alkışlarla karşılayıp, bağıra basan MHP’li vekillerin görüntüsü olabilirdi.
Ama iyi ki MHP’liler bile bu kadar milliyetçi, militarist ve provokatif değil. Aradaki “bile”nin de son kullanma tarihi çoktan geçti aslında.
Şemdinli baskınının yıldönümünü halay çekip kutlayan BDP’li vekilleri, en fazla Malazgirt Zaferi’ni kutlamak için halay çekmiş MHP’lilerden daha az şoven, militarist yapan ne kaldı ki? Dokuz insanı parçalamış bir canlı bomba için “Zilan yoldaş sadece sisteme karşı kendi bedeninde bomba patlatmamış, aynı zamanda erkek egemen sisteme karşı kadın mücadelesine önemli bir çıkış yapmıştır” diyen Sebahat Tuncel’in, İdris Naim Şahin’den daha az saçmaladığını kim iddia edebilir?
Bu en az güneşin her sabah doğması kadar tesadüfi olan kucaklaşmanın ardından “Orada buram buram bir özgürlük havası vardı” diyen BDP Bitlis milletvekili peki özgürlük dağlardaysa kendisinin Ankara’da Meclis’te niye vakit kaybettiği kime, nasıl açıklayabilir?
Nedir Kürt hakları için en ileri talepleri, istediği anda merkez medyada bile dillendirme popülerliğine sahip Aysel Tuğluk’u, her hafta ülkenin Meclis’inden devletin televizyonunun canlı yayınında istediğini söyleyebilen Gültan Kışanak’ı, yolunu kesen eli silahlı gerillalara hâlâ halaskâran-ı zabitana bakar gibi baktıran, Kurtuluş Savaşı’nda cepheden dönen askerlere mataralarıyla su veren hemşire ruh hâline sokan?
40 yıl önce gerillacılık uğruna insanları öldüren ve sonunda genç yaşlarında ölüme giden bir kuşağın içinden tesadüfen kurtulmuş Ertuğrul Kürkçü’nün, yolunu kesmiş, kendisini nutuk atan bugünün öldüren ve ölen gençlerine bir “aferin çocuklar” gülümseyişinden, “gelin biz sizi misafir edelim” şakasından başka söyleyecek bir sözü yok mu?
PKK’nın o silahları bugüne kadar Kürtlere ne yapılmasını engelledi?
Köylerin yakılmasını, boşaltılmasını engelleyebildi mi? Faili meçhulleri engelleyebildi mi? Uludere’yi engelleyebildi mi? PKK’nın 30 yıllık silahlı mücadelesi Kürtleri hangi felaketten korudu, yoksa başlarına daha büyük felaketler açılmasına mı neden oldu? PKK’nın silahlı mücadelesi olmasaydı, JITEM olur muydu? Faili meçhuller olur muydu, köyler yakılır mıydı, olağanüstü hâl için gerekçe bulunur muydu? Peki, Uludere olur muydu? Ceylan o top mermisini evinin yanında bulur muydu?
Türkiye kamuoyunu Kürtlerin mağdur edildiğine Şemdinli baskını mı, Mavi Çarşı’nın yakılması mı ikna etti yoksa şimdi önceki gün kardeşi PKK’nın baş şüpheli olduğu bir saldırıda öldürülen Selim Dindar’ın Neşe Düzel’e anlattığı Diyarbakır Cezaevi anıları mı?
Hangi mayın, hangi araba dolusu bomba, 32. Gün’e çıkan Ahmet Türk kadar ses çıkarabildi?
Çukurca’da patlatılıp videoya çekilen askerlerin görüntüleri mi yoksa Sırrı Süreyya’nın, Demirtaş’ın Siyaset Meydanı görüntüleri mi? Siirt’te, Batman’da, Bingöl’de Kürt kadınları paramparça etmek mi, Kayseri’nin bir kasabasındaki bir Emniyet Müdürlüğü’nü havaya uçurmak için kadın gerillaları ölüme göndermek mi yoksa eli kalem tutan Aysel Tuğluk’un bir yazısı mı? Hangisinin Kürtlere faydası daha çok?
Kumrular’da patlayan bomba yüzünden sarsılınca mı hükümet devlet okullarında Kürtçeyi seçmeli ders yaptı? Ancak PKK Genelkurmay’ı patlatırsa, anadilde eğitim başlayacak, yerel yönetim reform mu yapılacak sanıyorsunuz?
Eğer bu kucaklaşma görüntüleri size barış mesajı gibi geliyorsa, o barışı yapmak için geriye tek bir eksik kalmış demektir: Barışacak Türkler. Böyle bir barışa da ancak dağlarda gezerken tark turk sesleri çıkardıkları için Türk denen “Dağ Kürtleri” ikna olur.
30 yılın sonunda Türklerin sanal birlik beraberlik âleminden, Kürtlerin sanal barış âlemine geçiyoruz. Bir de bütün dünya gerillaların barış için adam öldürdüğüne bir inansa, bir inansa, hayat bayram olsa...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025