Ahmet ALTAN
Yaşlanmak, epeyce yaş yaşamak nedir biliyor musunuz?
Çok basit bir şeydir.
Bütün dünyaya, bütün hayata bakıp, “her şeyin geçtiğini” bilmektir.
Her şey geçer.
Sen de geçersin.
Geriye hikâyen kalır sadece.
Thales öleli iki bin beş yüz yıldan fazla oldu.
İnsanlık tarihinin en büyük bilgelerinden biriydi… Teoremleri hâlâ geçerliliği koruyan bir matematikçi, çocuklar hâlâ üçgenler hakkında onun bulduğu gerçekleri öğreniyor okullarda.
Sahilde kumlara üçgenlerini çizerken, “komutanım seni çağırıyor” diyen askere “şimdi üçgenleri çiziyorum” dediği, askerin de onu mızraklayarak öldürdüğü anlatılır.
Anlatılanlara göre son sözü, kendisini öldüren askere, “üçgenlerimi bozdun” olmuş.
Thales geçti.
Hikâyesi kaldı.
Hüseyin Cahit, yaklaşık doksan yıl önce İstiklal Mahkemesi’nin karşısına çıkarılmıştı, temyizi olmayan, kapısında adam asılan mahkemenin hâkimine, “senin gibi hâkim olmaktansa benim gibi sanık olmayı tercih ederim” demişti. Ömür boyu sürgüne mahkûm etmişlerdi.
Gün geçmiş, devran dönmüş, o gene bir gazetede yazarlığına devam etmiş ve 79 yaşında bir kez daha tutuklanmıştı.
Hüseyin Cahit geçti.
Hikâyesi kaldı.
Hayat geçer, herkes geçer, her şey geçer.
Bir hikâye kalır geriye.
Victor Jara, arkasında iz bırakmış, bütün Latin Amerika’yı etkilemiş Şilili bir şarkıcı.
Askerî darbeden sonra diğerleriyle birlikte tutuklanıp bir stadyuma koymuşlardı.
Onu sahneye çıkartıp işkence yaptılar, bir daha gitar çalmasın diye ellerini parçaladılar.
Onlar dipçiklerle ellerini parçalarken Jara, gittikçe kısılan sesiyle Venceremos’u söylüyordu.
“Fırtına yırtıyor sessizliği
Ufuktan bir güneş doğuyor”
Ümidin şarkısını söylerken makinelilerle taradılar onu.
Jara geçti.
Hikâyesi kaldı.
Şarkısı kaldı.
Yaşlanmak budur işte, her şeyin geçeceğini bilmektir, geride bir hikâye kalacağını bilmektir, hayatın teslim olmaya, korkmaya değmeyeceğini bilmektir, yeryüzünde kısa süre kalıp kaybolan bir bedenin biraz daha iyi şartlarda yaşaması için “hikâyenden” vazgeçmemen gerektiğini bilmektir.
İnsanlık, “hikâyelerini” bırakan insanlar sayesinde ilerledi, onlar sayesinde “insan olmak” övünülecek bir değere dönüştü.
Binlerce yıldır insanlık iktidar mücadeleleriyle birbirini öldürüyor.
Kaç imparatorluk kuruldu, kaç imparatorluk battı, sayısını bile bilemezsiniz.
O imparatorlukların saraylarındaki iktidar kavgalarında kimler kimleri yok etti, bilemezsiniz.
Kimler kimlere boyun eğdi, kimler çıkarları için kendini sattı, bilemezsiniz.
Onların bir hikâyesi yoktur.
Onlardan geriye kalan bir “sedâ” yoktur.
Bir iz yoktur.
Yeryüzünden gelip geçen milyarlarca insandan oluşan bir kalabalığın içinde onlar da kaybolup gitmiştir.
Zor zamanlardan geçiyoruz.
Bir darbeyi atlattık, bir iç savaşın eşiğinden döndük ama özgürlüğün ışığı şavkımadı üstümüze.
Halkın yiğit direnişiyle tarihe bir “hikâye” bırakacak bir iş yapıldı ama ertesi gün seksen yaşındaki Hilmi Yavuz gözaltına alındı.
Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük şairlerinden biri.
“herşey nasıl da bütündü bir zaman:
şimdi bahçe eksik, güllerse yarım;
kar yağar, hüzün bile yok... ve nerdesiniz,
âh, evet nerdesiniz, yok saydıklarım?”
Herhalde elli yıl kadar oluyor, ben gencecik bir çocuktum, o adı bilinen bir şair, bir otobüs yolculuğunda uzun uzun “kelimeler” üstüne konuşmuştuk… Şiirin “kelimeleri kullanarak kelimelerin ötesine geçme sanatı” olduğundan.
Ben yaşlıyım şimdi, o benden de yaşlı.
Ve ben onun polis sorgusunda fenalaştığını okuyorum.
Seksen yaşındaki şairini polis sorgularına alacak kadar insafsızlaşan bir toplum olmayı hak ediyor mu burası?
Bu mu bir darbeyi yenmenin ertesinde yaşanacak hikâye?
Şahin’in ellerini arkasından kelepçelemişler.
Resmini gördüm.
Bütün hayatı darbelere karşı mücadeleyle geçmiş, bütün hayatı “demokrasiye” adanmış, yetmiş iki yaşında bir adam.
Beyaz gömleği, asık yüzü, elleri arkasından kelepçeli, polislerin arasında merdivenlerden iniyor.
Övünüyor musunuz bununla?
O yiğit direnişin “hikâyesini” böyle gölgelemeyi mi tercih ediyorsunuz?
Nazlı’yı, “operasyonlarla” aramak mı bu toplumun hikâyesi?
Polis arabasında tutuklanmaya giderken kalenderâne gülümseyen Ahmet Turan Alkan’la, Nuriye Akman’ı hapse atmak mı hikâyemiz?
Neden yapıyorsunuz bunları?
Bu insanların darbeci olmadığını, darbeyle hiçbir alakaları olamayacağını bilmiyor musunuz?
Niye bu insanlarla birlikte onca gazeteciyi zindanlara dolduruyorsunuz?
Neden hikâyenizi gölgelendiriyorsunuz?
Neden o muhteşem direniş hikâyesinden, o hikâyeyi daha da parlatacak bir özgürlük yaratmayı tercih etmiyorsunuz?
Üstelik bir de bunları söyleyenleri de hapsetmekle tehdit ediyorsunuz.
Bunlar geçer.
Her şey geçer.
Herkes geçer.
Hikâyeler kalır geriye… Anlatılmaya değer hikâyeler.
Yaş yaşamak bunu bilmektir.
Bir toplumun tarihte iz bırakacak, yıllarca anlatılacak hikâyesini, bu görüntülerle neden silmeye çalışıyorsunuz?
Seksen yaşındaki şairini sorgularda zorlayan bir toplum iflah olur mu, hiç böyle bir hikâye okudunuz mu?
Bunları görüp de susacak mıyız?
Susarsak, tankların önüne atlayan, hayatını feda eden, sakat kalan o çocuklara biz nasıl layık olacağız?
Korkarsak, sinersek, eğilirsek, bu toplumun hikâyesine ihanet etmiş olmayacak mıyız?
Bir hikâyesi olan bir toplumun, o topluma övünülecek yeni hikâyeler armağan etmek zorunda olan üyeleriyiz.
Bizden susmamızı beklemeyin.
Bizden korkmamızı beklemeyin.
Bizden bu toplumun hikâyesine ihanet etmeyi beklemeyin.
“herşey nasıl da bütündü bir zaman:
şimdi bahçe eksik, güllerse yarım”
Bahçeyi eksik, gülleri yarım bırakmayın.
Zindanlara doldurmayın günahsız insanları.
Bu topluma layık olun.
Bir hikâyemiz olsun, geçip giderken arkamızda bırakacağımız.
O hikâyeyi gölgelere teslim etmeyin.
Bu yazı ilk olarak P24'te yayımlanmıştır.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018