Akın ÖZÇER
Başlık, Pablo Gómez’in Türk-İspanyol haber sitesi Hispanatolia’da yayımlanan köşe yazısının (http://www.hispanatolia.com/seccion/23/id_cat,1/id,425/turquia-las-dos-caras-de-la-verdad) Türkçe karşılığı. Gómez, Batı medyasında görmeye alışmadığımız derinlikte kapsamlı bir yerel seçim sonuçları analizi yapıyor. Yazıyı son bir yıl içinde Erdoğan’ın otoriterleştiği ve AK Parti’nin hızla zayıflamakta olduğu temasını işlediği için sonuçları şaşkınlıkla karşılaşan İspanyol basını için bir özeleştiri olarak da görmek mümkün.
Gómez yazısının başında Türkiye’de Gezi olaylarıyla başlayan, yolsuzluk iddialarıyla tavan yapan siyasal tansiyon sürecini, Berkin Elvan’ın cenaze töreninde İspanyol basınını etkileyen hükümet karşıtı protestoları hatırlatıyor. Bütün bu olumsuz faktörleri değerlendiren İspanyol basınının gidici olduğuna inandığı “AK Parti’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana en büyük yerel seçim başarısına imza atmasını” ana muhalefet partisi CHP gibi şaşkınlıkla karşıladığını ama hâlâ Türkiye’de gerçekte neler olup bittiğiniaraştırmadığını belirtiyor. Buna örnek olarak El País’in yerel seçimlerle ilgili “Erdoğan otoriter sapmasını sandıkta meşrulaştırdı” başlıklı haberini gösteriyor.
Gazete söz konusu haberinin altına “Otoriter sapma” (deriva autoritaria) başlığıyla Gezi’den bu yana hükümetin otoriterleşmesine kanıt oluşturduğunu düşündüğü olayları sıralamıştı. Gezi ve arkasından patlak veren protestolarda polisin aşırı güç kullanması, ardından “İslamcı eski müttefiki Hizmet hareketine savaş ilan etmesi” (dershanelerin kapatılması böyle takdim ediliyor). Sonra 17 Aralık operasyonu (ayakkabı kutusundaki para dâhil tüm ayrıntılarla), dört Bakan’ın istifası ve “AKP’nin salt çoğunluğa sahip olduğu Meclis’ten interneti yargı kararı olmaksızın kontrol altına alması” (yasa böyle demese de böyle takdim ediliyor) ve nihayet HSKY düzenlemesi… Gazetede yerel seçim sonuçları okunduğunda, bu haberin altındaki söz konusu bölümle Türk seçmeninin bütün bunlara onay verdiği gibi bir sonuca varılıyor.
Gerçeğin öteki yüzünü görememek
Gómez insanların yaptığı en büyük hatanın, olayları “iyi ve kötü” ve “siyah ve beyaz” gibi kategorik şekilde değerlendirmek olduğuna dikkat çekiyor. Bu kategorik yaklaşımın herkesin düşündüğümüz şekilde düşündüğü yanlışına götürdüğüne işaret ediyor. Düşündüğümüz şeyin olmadığını gördüğümüzde de hatanın kendimizde olduğunu bir türlü kabul edemediğimizi hatırlatıyor.
Türkiye siyasetine yaklaşımda da hataların buradan kaynaklandığını vurgulayan Gómez, tüm faktörleri “a priori” kendi doğrularına göre değerlendiren İspanyol ve Batı medyasının, bu değerlendirmeyi Türk seçmeninin yapması gerektiği halde, onun yerine AKP döneminin sona erdiği sonucuna vardığının altını çiziyor. “Oysa Türkiye’de son bir yıl içinde meydana gelen tüm olaylarda –Gezi Parkı protestoları dâhil- hükümete karşı bir çoğunluk görüşü oluşmadığı, kamuoyu anketlerinin de bunu gösterdiği” gerçeğine dikkat çeken Gómez, El País’in “otoriter sapma” olarak sunduğu listedeki olaylarla ilgili farklı fikirleri de açıklıyor. Bu bağlamda, yolsuzluk iddialarının hükümetin dershaneleri kapatma kararıyla Gülen Cemaati’nin hem parasal hem de eleman kaynaklarını kurutma girişiminden bağımsız görülemeyeceğinin altını çiziyor.
Gómez, yolsuzluk iddialarının Erdoğan’ın muhafazakâr politikaları ve Gezi’de yaşananlardan memnun olmayanlar tarafından tartışılmaz gerçekler olarak kabul edildiğini, ama birçok kişi tarafından da, mensupları polis ve yargı başta olmak üzere idare içinde önemli mevkilerde yer alan Cemaat’in yönettiği “hesaplaşma operasyonu” olarak değerlendirildiğini hatırlatıyor. Bu kesimin ayrıca AK Parti ile Cemaat işbirliğine geçmişte eleştirel yaklaşan CHP’nin şimdi bu operasyonda birlikte hareket etmesini, dershaneleri kapatan yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürmek gibi “Cemaat’in kirli işlerini” yapmasını tasvip etmediğine dikkat çekiyor.
Taraf olmak
Gómez, İspanyol ve Batı medyasının bir başka hatasının da gerçeğin gördüğü tek yüzünü aktarırken yanlı davranmak olduğuna parmak basıyor. Türkiye’de meydana gelen protestolarda tıpkı protestocular gibi AK Parti karşıtlığını genelleştirdiklerine ve çoğunluğun düşüncesiymiş gibi yansıttıklarına dikkat çekiyor. Örneğin İstanbul’da İnternet Yasası’na tepki gösterenlerin belli bir ideolojisi olan bir azınlık olduğunu göz önüne almadıklarını söylüyor.
Gómez, İspanyol medyasının Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal’le konuştuğuna ilişkin videokaseti, kaynağını ve olası nedenlerini sorgulamadan hükümetin yolsuzluk yaptığının kanıtı olarak aktardığını, oysa birçok Türk gibi kendisinin de dinlerken bu kasetinmontaj olabileceği izlenimi edindiğini belirtiyor. Gómez, “Erdoğan ve oğlu belki kara paradan bahsediyor olabilir ama olmayabilir de, bilemem ama bir süredir dinlendiklerini bile, bile telefonda böyle bir konudan bahsetmiş olabileceklerine pek ihtimal veremiyorum. Ayrıca kasetin cızırtılı bir yerinde Başbakan’ın sesinin taklit edildiğini anlamam sadece 30 saniyeme mal oldu” diyor ve daha sonra benzeri montajların muhalefet liderlerine de yapılabileceğinin ispat edildiğine dikkat çekiyor.
Gómez, Twitter ve Youtube’un engellenmesinin de Türkiye için yeni bir şey olmadığını vurguluyor. Bu bağlamda, Vimeo, Blogger, Youtube ve benzeri sitelerin, “Atatürk’e hakaret” niteliği taşıdığı öne sürülen içerikler nedeniyle, mahkeme kararıyla iki yıl boyunca kapalı kaldığını hatırlatıyor. Ama o zaman CHP’nin Kemalist ve milliyetçi ideolojisine göre kabul edilemez bulduğu için kalkıp “İnternete sansür uygulandığı” gibi bir uyarı yapmadığını belirten Gómez, aksine eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın kendisi hakkında internete düşen kaseti yayınlıyor diye El Mundo gazetesine Türkiye’den ulaşılmasını engellettiğine dikkat çekiyor.
Yazısının bundan sonraki iki paragrafını seçim gecesi yaşananlara ve sonuçlara CHP’nin yaptığı itirazlara ayıran Pablo Gómez, şaibe iddialarıyla ilgili olarak, Avrupa Konseyi ve AGİT gözlemcilerinden bu yönde bir uyarı gelmediğini vurguluyor. Kişisel olarak, bir siyasi partinin yenilgisini hazmedememesinden üzüntü duyduğunu dile getiren yazar, CHP’nin seçim kazanamamasını ve daha da önemlisi Türk seçmeni için bir türlü inanılır ve güvenilir bir alternatif oluşturamamasını anlayamadığını belirtiyor.
Pablo Gómez, bütün bunların genelde uluslararası, özelde İspanyol medyasının Türkiye’nin gerçekleri hakkındaki “engin bilgisizliğini” ve haberlerini ön yargıyla hazırladıklarını ortaya koyduğunu vurguluyor. Bilgisizliğe bir örnek olarak Başbakan Rajoy’un Türkiye’yi ziyareti sırasında metro açılışına gelen AKP seçmenini “İslamcı” olarak tanımlamasını gösteriyor. Bunun İspanya’da Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) seçmenine “kızıllar”, iktidar partisi PP’nin seçmenine de “faşistler” demekle eşdeğerli olduğunu söylüyor.
Gómez, bütün bunlardan çıkarılması gereken dersler olduğunu belirtiyor ve bu bağlamda İspanyol medyasının kendisini sorgulaması, bir siyasi parti, bir gazete, bir tweet ya da bir komşunun söylediklerini mutlak doğru olarak kabul etmemesi ve kendi kalıpları ve özellikle ön yargılarından sıyrılması gerektiğini vurguluyor. Ve yazısını şöyle noktalıyor: “Çoğunluğu muhalefete değil de AK Parti’ye oy veren Türkler yanılıyor mu? Deli mi oldular, mazoşist mi, yoksa aptal mı? Yoksa yanılan, her şeyi bilen ama hiçbir şeyi anlamayan bizler miyiz?”
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023