Akın ÖZÇER
Demokratları biraraya getiren Genç Siviller hareketinin Orta Doğu muhalif gruplarıyla kurduğuNahda Network isimli platformun Bursa’da düzenlediği konferansın benim de konuşmacılarından olduğum bugünkü oturumlarından biri bu başlığı taşıyor. Konu, daha açık bir ifadeyle, Türkiye’nin genelde dış politikasında, bunun sonucu bölgeye bakışında son dönemde meydana gelen değişimin, “Arap Baharı” olarak adlandırılan süreçle birlikte bölgede esmeye başlayan değişim rüzgârlarının ışığında değerlendirilmesi. Aslında bu kısa başlığa sığdırılan konu, Türkiye ve bölge ülkeleri olmak üzere birden çok yerde meydana gelen, şartları birbirinden farklı olan değişim süreçlerini kapsıyor. Ancak bu süreçlerin ortak bir paydası var: demokratikleşme.
Demokratikleşme rüzgârlarının estiği bölge ülkeleri bir yana, halk hareketleri sonucu diktatörleri devrilen Mısır, Tunus ve Libya gibi ülkeler de henüz bu sürecin çok başında bulunuyor. Dolayısıylayeni Orta Doğu’yu “demokratikleşen” değil, halkları demokrasi arzusunu daha güçlü bir şekilde dile getirmeye başlayan bir bölge olarak nitelemek daha doğru olur. Türkiye de demokratikleşme sürecini tamamlayabilmiş ve demokratik bir hukuk devletine dönüşebilmiş bir ülke değil elbette. Bu nedenle yeni Türkiye’yi, sadece bölge politikasında “içişlerine karışmama” gibi artık geçerliliğini yitirmiş bir ilkeden vazgeçerek, ülkelerin yerleşik düzenlerine karşı demokrasi mücadelesi veren muhalif grupları ilkesel olarak destekleyen bir “bölge aktörü” olarak tanımlamak gerekiyor. Ama tabii bu doğrultuda ilkesel bir politika izleyebilmek için demokratikleşme sürecini tamamlamış ve sorunlarını çözüme kavuşturarak yeni bir anayasayla taçlandırmış tam demokratik bir Türkiye’ye ihtiyaç var.
Türkiye’nin dış politikasında her şeye karşın son on yıl içinde yukarıdaki doğrultuda ortaya çıkan değişimi, Helsinki süreciyle ivme kazanan demokratikleşme sürecinden bağımsız olarak okumak doğru değil. Bir kere, ana hatlarıyla değişmezliği vurgulanan dış politika alanı, daha önce seçilmiş hükümetlerin yetkisinde değildi. “Milli” dış politika, iktidara hangi siyasi parti gelirse gelsin, içeriği asker ağırlıklı Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği’nce “Atatürkçü düşünce sistemine” göre şekillendirilmiş “çok gizli” ibareli “Milli Güvenlik Siyaset Belgesi” (MGSB)denen belgeye uygun yürütülürdü. Bu politikanın temel direklerinden biri de, yukarıda işaret ettiğim “içişlerine karışmama” ilkesiydi: diğer devletlerin içişlerine karışmamak ve kendi içişlerimize karışılmasına izin vermemek.
Oysa gelişen ve Sovyet Bloku’nun yıkılmasıyla birlikte etkinlik alanı genişleyen uluslararası insanî hukuk, ülkelere demokrasi ve temel insan hak ve özgürlükleri alanında evrensel normlara uymaları zorunluluğunu getiriyordu. Uluslararası kuruluşların ve üçüncü ülkelerinbu konudaki uyarılarını “içişlerine müdahale” olarak değerlendirmek artık mümkün değildi. Kurucu üyesi sayıldığımız AK (Avrupa Konseyi) 12 Eylül rejimi nedeniyle üyeliğimizi geçmişte Yunanistan’a yaptığı gibi, askıya almamıştı belki ama Bakanlar Komitesi olsun, Parlamenter Meclisi olsun bazen içişlerimize karışan kararlar alıyordu. Bunlara kızıyor, tepki veriyor ve Anayasa ve yasalarımızda değişiklikler yapmak yerine, sanki bizi birileri zorla üye yapmış gibi bu kurumları uyarıyor, bazen anlayışsızlık, bazen Türkiye düşmanlığı ile suçlayan hamasi bildiriler yayınlıyorduk.
Bakanlıkta görevliyken Atatürk inkılâplarıyla gelen modernleşmeyi “Avrupalılık” için yeterli gören 20’li, 30’lu yıllara takılıp kalmış bu zihniyete bir türlü akıl erdiremiyordum. Hem Sovyet tehdidi nedeniyle üye olunan NATO başta olmak üzere Batı kuruluşlarının tümünde yer almaya önem atfediyor, hem de içimizde tüm kurallarıyla işleyişine izin vermediğimiz demokrasinin dünyadaki gelişimine dahi ayak uyduramıyorduk. Bu nedenle üyesi olduğumuz kuruluşların yükümlülüklerini karşılayamıyor, ama “stratejik önemi” olan bir ülke olarak özel koşullarımız bulunduğunu dile getirerek özel muamele bekliyorduk.
Helsinki süreci aslında Türkiye’nin demokratikleşmeyi sağlamadan, bir tür gizli vesayet rejimiyle Avrupalılığı’nı birlikte yürütmesinin önünü kesti. AK üyesi olarak fütursuzca yerine getirmediğimiz demokratik ölçütler bu kez Kopenhag kriterleri olarak önümüze konuldu. Gerçek bir demokrasi olmadan Avrupa Birliği’ne (AB) üyeliğin yolu kapandı. İşte tam bu noktada hükümetleri kuşatan devlet bürokrasisinde bir kırılma oldu. Bir parçası olduğuna inandığımız Avrupa gibi demokratik bir hukuk devletine dönüşmek gerektiğine inanan bizler reform sürecinin altyapısını hazırladık. Asker ağırlıklı eski düzen yanlılarıysa bu süreci baltalamak için AB hatta Avrupa karşıtı oluverdi; Rusya ve İran’la birliktelik önerdi. Bugün Ergenekon sürecinde bu kesime mensup bazı kişilerin darbe girişiminde bulunmaktan yargılandığını görüyoruz.
Sonuç olarak, Helsinki süreciyle başlayan demokratikleşme süreci, atanmışların dış politikaya müdahalesini azaltırken seçilmişlerin manevra alanını giderek genişletiyor. Demokratikleşmeyle birlikte ayrıca Türkiye’nin dünyadaki ve bölgedeki imajı olumlu yönde değişiyor.Bölge ülkeleri için Türkiye “bon pour l’orient” denebilecek bir demokrasi modeli haline geliyor. Bölge politikamızda somut olarak nelerin nasıl değiştiğini ise bir sonraki yazıma bırakıyorum.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları






























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025