Ali BAYRAMOĞLU
105 yıl önce... Tarih, 22 Mart 1901... Yer, İzmir... Aslen Sakız Adası’ndan olan, İzmir’in San Dimitri Mahallesi’nde oturan Anatas Konstantin Kalikikopulo adlı 17 yaşındaki Rum genci ortadan kaybolur. | |
Annesi oğlunu arar bulamaz. İşyerine giderek oğlunu sorar, işe gelmedi derler. Çare bulamayınca başpiskoposa haber verir. Halk arasında dolaşan rivayete göre başpiskopos kadına “Oğlun artık yok. O melek oldu.” demiştir. Başpiskoposun bu sözleri anne ve yakınları tarafından yaklaşan Hamursuz Bayramı nedeniyle ve dinsel inançlarından ötürü çocuğu Yahudilerin katlettiği şeklinde yorumlanır... Belki başpiskopos biraz da böyle demek istemiştir... Rivayet tez yayılır. Mahalleli Rumlar, Aya Fortini Kilisesi önünde toplanırlar. Birkaç saat içinde iş büyür. Şehre yayılan haber Rumlarla Yahudiler arasında çatışmalara yol açar, çeşitli mahallelerde Yahudiler dövülür, hakarete uğrar. 27 Mart Çarşamba gününden itibaren çatışmalar giderek artar. Yahudi cemaati yetkilileri İzmir Valisi Kâmil Paşa’ya başvurmak zorunda kalırlar. Gerçekten de Aya Fortini Kilisesi’nin etrafı şehrin dört bir yanından gelmiş infial içindeki Rumların toplanma yeri olmuştur. 29 Mart günü durum ciddileşir. Birkaç bin kişiyi bulan Rum kalabalığın kilise önünde toplanması üzerine, önlem olarak Yahudilere ait dükkânlar kapatılır. Manisa ve Aydın’dan takviye olarak iki alay asker getirtilir. Vali kilisedekilerin hep beraber dışarı çıkmalarının önlenmesini emreder. Nümayişçileri kontrol etmek için güvenlik kuvvetleri süngü takmak zorunda kalırlar. Çıkan arbedede 1 kişi “delik deşik olarak” ölür. 15 kişi ağır yaralanır. Olaylar esnasında tahrikçilerin bir kısmı çan kulesine çıkarak kampana çalarlar. Bunun üzerine kilisenin çevresine toplanan Rumların sayısı artar. Büyüyen hadiselerde 42 kişi gözaltına alınır. Gerilim ve olaylar birkaç gün sonra aniden biter... Zira Anastas, Göztepe’de bir kahvede ortaya çıkmıştır... Yani ölmemiş, sadece ağabeyinden azar işittiği için evi terk etmiş, arkadaşlarıyla Urla ve Çeşme’de birkaç gün geçirmiştir. Çocuk, vali tarafından başpiskoposa gönderilir, daha sonra bütün şehirde dolaştırılır. Bu suretle ve asayişi sağlamak için alınan önlemlerle şehir tekrar sükûnete kavuşur. Halk “Padişahım çok yaşa!” nidalarıyla dağılır. İki saat sonra dükkânlar tekrar açılır ve hayat normale döner. Güvenlik yeniden temin edilmişse de Yahudilere karşı kötü niyet yok olmaz. Sokaklarda saldırıya uğrarlar, kadın ve çocukların üzerine kaynar su ve kireç dökülür, taş atılır, hakaret edilir. Nereden çıkmıştı bu husumet ya da bu kanaat diye merak edenlere şunu söylemek gerekir: Bu ilk olay değildi... 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu’ndaki cemaatler arası ilişkiler (özellikle Rumlar ve Yahudiler) arasında bu tür olaylara tanık olunmuştu. Bu olaylar “kan iftirası” olarak adlandırılırdı. Kan iftirası, anti-semitzimin ırkçı, asılsız, kasti bir söylentisine dayanırdı. Buna göre Yahudilerin, Hamursuz Bayramı’nda, hamursuz ekmeğinde Hıristiyan kanı kullanmak için cinayet işledikleri söylentisi yayılırdı... Bu söylentiler Doğu Avrupa ve Rusya’da Yahudilerle Hıristiyanları sıkça karşı karşıya getirmiş, katliamlara yol açmıştı. Osmanlı’da ise 19. yüzyılın ikinci yarısında özellikle Rumların yoğun bulunduğu yörelerde, Avrupa etkisine açık liman şehirlerinde Yahudilerin Hamursuz Bayramı yaklaştıkça düzenli olarak patlak verirdi. Hep aynı şekilde: Bir Hıristiyan çocuğu kaybolur ve dinsel katil iddiaları ortaya atılır ve ortalık karışırdı. Mesela 1872’de İstanbul’da Yaakov Sasson adlı bir Yahudi işportacının bir Ermeni çocuğu öldürüp çuvalına koyarak dinî amaçlarla kullanmak için götürdüğü iddia edilmişti. İzmir’dekinden daha sınırlı olmakla birlikte İstanbul’da olaylar yaşanmış, tutuklamalar olmuş ama sonunda işportacının suçsuzluğu ispatlanmıştı... Osmanlı toprakları, Doğu Avrupa’da karşılaşılan türden programlara sahne olmamıştır. Osmanlı padişahları bu iftirayı kınayan fermanlar yayınlamışlardır. Şam ve Rodos’ta yaşanan benzer olayların akabinde 1840’ta Sultan Abdülaziz bir ferman yayınlamış, 1865’te yaşanan Kuzguncuk iftirasından sonra 1866’da aynı fermanı teyit etmişti. 2. Abdülhamit’in 1898’de Patrik Konstantin’e verdiği ve onu da bu iftiraların son verilmesine yardıma çağıran emirnamesi bilinen evraklardandır. Yıllar önce rastladığım, tekrar elime geçen bir evraktaki bu öykü, beni bu topraklar, gelenekler, özellikle zihniyet ve inanç kavgaları hakkında düşündürdü… Umarım size de düşündürmüştür… Kaynak: Esther Benbassa, Tarih ve Toplum, Haziran 1986 Aksiyon Dergisi |
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- CHP nasıl iktidar olur?
19.06.2025 - Toplumda esen rüzgarlar
8.06.2025 - Bir korkudan diğerine Türkiye…
5.06.2025 - Çözüm toplumda neden kabul görüyor?
2.06.2025 - Siyasi denge nereye doğru?
29.05.2025 - Lozan meselesi, siyaset ve gelecek…
18.05.2025 - Barış ve yerleşik korkular…
15.05.2025 - Barış süreci şimdi başlıyor…
10.05.2025 - Dünyanın hali
8.05.2025 - Barış sürecine en çok kimler karşı?
4.05.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Sıra Neferi
MAHCUPYAN YALANLARI... Yanlış ve yalanlar üzerine kurulu bir E.Mahcupyan yazısı daha...Mahcupyana göre AKP "ahlaki bir dış politika" izlediği için eleştiriliyormuş. Şimdi şu "ahlaki dış politika"ya ilişkin bir kaç örnek hatırlayalım ; Afrikanın son yıllarda gördüğü en eli kanlı diktatör ve soykırımcı Sudan devlet başkanı El-Beşir, uluslararası ceza mahkemesi tarafından işlediği insanlığa karşı suçlardan dolayı mahkum edildiği için ülkesinden çıkamazken, AKP hükümeti B.Milletlerdeki güvenlik konseyi geçici üyeliğine oy almak için El-Beşiri kırmızı halılarla konuk etti ülkemizde...Gazzeyi kana bulayan İsrail devleti ile olan ticaret hacmi, son yılların rekor düzeyine erişti...Ortadoğu halklarının düşmanı, kanlı islami-sünni örgüt olan IŞİDin en büyük destekçisi olan AKP, bu desteğini HALEN devam ettiriyor...Suriye devlet başkanı Esadla yıllarca kardeşlik yapıldığı sırada Esad barış ve demokrasi güvercini miydi ? Bunlar mı "ahlaki" dış politika ? AKP 3 yıl önce Esad gitmeli demiş ama batı bu noktaya yeni gelmiş ! Batı değil 3 yıl, yıllardır Esadı devirmeye çalışıyor, RTE Esadla kardeşlik yaparken de batı Esadı devirmeye çalışıyordu. Suriyede PYDnin Esadı desteklediği yalanına gelince...RTE ile Esadın kardeş kardeş geçindiği 3 yıl öncesinde, PYD lideri Salih Müslim, yüzlerce Kürt muhalif gibi Esadın hapishanelerinde tutsaktı...Kürtler Özgür Suriye Ordusuna katılmadılar, doğru...Çünkü Kürtler yeni kurulacak Suriyedeki statülerinin ne olacağını ısrarla sormalarına rağmen hiç bir zaman buna yanıt alamadılar. Suriye muhalefeti toplantılarına oy hakkı olmadan katılmaları istendi...Açıkcası özellikle de Türkiyenin isteği üzerine, Kürtler adam yerine dahi konulmadı ve Suriye muhalefetinin kuyruğuna eklenmeleri istendi... Mahcupyan, hiç bilmediği Rojovada olanlar üzerine de ahkam kesiyor...Neymiş, Rojovada Kürtler sünni komşuların hissiyatlarını dikkate almamışlar, bu nedenle de IŞİD onlara yönelmiş ! Cehalet ve dezenformasyon böyle yarıştırılır ancak...Bu gün Rojavada Ortadoğuda şimdiye kadar görülmemiş bir örgütlenme ve siyasi oluşum hayata geçiriliyor. Bütün etnik ve farklı inanç ggruplarının özgürce temsil edildiği bir yönetim hayata geçiriliyor. Yönetim kadamelerinde Kürtler, Araplar, Süryaniler, Ermeniler ve farklı inanç grupları özgürce temsil ediliyorlar...Ortadoğunun en büyük sünni arap aşiretlerinden olan Şemmar aşiretinin başı, Cezire Kantonunun eş başkanı... Mahcupyan, efendilerinin çığırtkanlığına devam ediyor...Neymiş, Kürtler AKP ile işbirliği yapsaymış, Kobane krizi yaşanmazmış, Kobaneden kurtuluş, hükümetin basiretine bağlıymış ! Mahcupyan, sahip olduğu uşaklık ruhunun herkesçe kabullenebileceğini sanıyor...Kürtler tam da Mahcupyan gibileri sayesinde efendilik taslamaya alışmış olan devletlere karşı isyan ve insanca bir yaşamı hayata geçirmeye soyundukları için Kobanede bunlar yaşanıyor...TCnin bugün halen İŞIDa devam eden desteğine rağmen Kobane 20 gündür katiller sürüsüne karşı direniyor... Ne Mahcupyan gibi uşaklar ne de onların efendileri, Kürt halkının insanca yaşam mücadelesini engelleyemeyecekler...
Ad Soyad Giriniz...
"AK Parti ahlaki sorumlulugu one cikarmakta"...Yahu birak AK Parti ile ahlak kelimelerini birlikte kullanmayi. Dindarlarin arasinda bile buna inanan kalmadi, sen neyin pesindesin? Kurtler, AK Partinin besleyip buyuttugu seriatci katillerle savasiyor. Sen kimden yanasin, onu soyle.