Atilla Aytemur
HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde yazdığı bir hikâye kitabının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Meclis eski başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi üyesi Bülent Arınç arasındaki sert tartışmaların konusu olacağı hayatta kimsenin aklına gelmezdi.
İktidarın, reform olduğu ileri sürülen yeni hamlelerinin konuşulduğu günlerin içindeyiz ya, bir TV programında Arınç Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiğini anlatırken, onu anlamaları için izleyicilere bu kitabı okumalarını tavsiye etti.
Etti etmesine, ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bütün hiddetini de üzerine çekti. Erdoğan, son Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmanın önemli bölümünü bu hususa ayırdı ve Arınç’ın istifasına yol açtı.
Bu yazıda ele almak istemediklerim
Berat Albayrak ve Bülent Arınç’ın istifaları, eski Güneydoğu milletvekillerinden İhsan Arslan’ın Disiplin Kurulu’na sevki, yine aynı bölgeden eski milletvekili Galip Ensarioğlu’na taziyeye katıldığı için terörden soruşturma açılması testinin kırıldığının ve artık kolay su tutmayacağının işareti midir, bilemem. Yazmak için önümüze daha çok fırsatın çıkacağını düşündüğüm bu konuya bu yazıda yer vermek niyetinde değilim.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sıradan mimiklerinin bile zaten siyaseten ve iktisaden tıkanmış AK Parti cenahında ‘ittifak bozuluyor ve iktidar gidiyor’ endişesini körüklemesini, giderek panik atağa dönüşmesini ele almak da benim alanımın dışına çıkar.
Hele Emine Erdoğan Hanımefendi’nin kadınların şiddete karşı mücadele gününde yaptığı konuşmayı, sanki Devlet Bahçeli’yle inatlaşır gibi, getirip mafya babalarına bağlaması üzerinde hiç durmayacağım.
Siyaset teorisine ve pratiğine, Türk’e özgü yerli ve milli bir katkı sayılması gereken “döve döve reform” konusunu ise, bütün ehemmiyetine rağmen başka yazılara bırakmayı düşünüyorum.
Kobane olayları, HDP ve Demirtaş’ın çağrılarının anlamı, bölgede PKK ve Hizbullah arasında yaşanan çatışmalar ve çok sayıda insanımızın yaşamını yitirmesi konularının, günlük retoriğin malzemesi olmak yerine, daha dikkatli değerlendirmelere konu olması gerektiğinin farkındayım.
Cezaevi ve yaratıcılık
Konu, uzun zamandır tutuklu olarak cezaevinde yatan Selahattin Demirtaş’ın hikâye kitabı “Devran” olduğu için, aklım cezaevlerine girenler ve eser yaratanlarda kaldı.
Bülent Arınç’ın, Demirtaş ve Osman Kavala’nın serbest bırakılmaları gerektiği yönündeki düşüncelerinin siyasi önemini teslim ediyorum. İdeolojisine ve siyasetine bakmaksızın, içeride veya dışarıda demeksizin, farklı bir çevrenin insanının eserini yurttaşlara ve kendi mahallesine tavsiye etmesini son derece önemli ve değerli bulanlardanım.
Bu tavrıyla Arınç hem kutuplaşmacı siyaset ve geleneğe set çekmeye çalıştı, hem de bu vesile ile cezaevi ve yaratıcılık ilişkisini gündeme getirdi.
Her ne kadar yaratıcılıkla ayıplı demokrasi arasında ters orantı varsa da, Türkiye’nin kalburüstü hikâyeci, romancı, şair, ressam ve yazar gibi sanat ve fikir erbabının önemli bölümü en gözde eserlerini cezaevinde yatarken verdiler.
Bu bakımdan, Türkiye ceza ve tutukevlerinin bir nevi üniversite ve sanat akademisi işlevi gördüğünden hareketle, özellikle iktidarlarımız kendilerine övünç payı bile çıkarabilirler.
Demirtaş ve eserleri
Düşünün, Selahattin Demirtaş gibi tarihi yüz yılı aşan sert bir siyasal ve toplumsal sorunun, binlerce insanın hayatına mal olan Kürt Sorunu’nun çözümü için yoğun çaba göstermiş siyasi bir lider bile, iktidarın siyasal gazabını üzerine çekip oraya kapatılınca, zihnindeki düşünsel ve estetik kapasiteyi ortaya koyma fırsatı bulup, eserler veriyor.
Ülkeyi ve insanlarının hikâyesini yetkin bir anlatım gücüyle okurlarına aktarıyor. Bunlar memleketimizden tanıdık hikâyeler. Kahramanlar içimizden birileri. Kitaba adını veren “Gün olur devran döner” adlı hikâyenin kahramanı gibi, işkencede öldürülen çoban Devran’ın sahte otopsi raporunu imzalayan savcı Salim de öyle.
O savcı ki, bir türlü kendi gerçeğiyle yüzleşmeyi bilemiyor ve iç içe geçmiş travmalarıyla debelene debelene ömür tüketiyor. Türkiye de biraz böyle değil mi?
Devran kitabı da tıpkı Seher gibi çok tutuldu ve okunuyor. Etnik farklılıkları hükümsüz kılıp, Türk Kürt, doğu batı fark etmeksizin ülkenin her köşesinde kendine geniş bir okur grubu buluyor. Acıları ve sevinçleri birbirine katıyor; farklı renkleri ve dilleri ortak bir mecrada buluşturuyor.
Şüphesiz, Demirtaş’ın hakkında bir toplatma, yasaklama kararı bulunmayan bu eserlerinin edebi değerleri zaman içinde edebiyat çevrelerince daha fazla tartışılacak ve değerlendirilecek.
İz bırakanlar
Evet, İktidarlar fikir ve eylemlerinden hoşnut olmadıkları insanları fiziken mahkûm edip, yaratıcılığını ve toplumsal etkisini sıfırlamak istiyorlar, ama zihnin dört duvar arasına mahkûm edilmesi mümkün olmadığından, özgür düşüncenin filizleri er geç gök yüzünü görecek, gün ışığına ulaşacak yolu buluyor. Toplumların düşün ve kültür dünyasında yüzyılları aşan izler bırakıyorlar.
Kitapların meydanlarda toplanıp yakıldığı, ya da SEKA’ya kâğıt hamuru olmaya gönderildiği günler şüphesiz gerilerde kaldı. Ancak gidişata bakılırsa, Türkiye cezaevlerinde eser veren son kişi Selahattin Demirtaş olmayacak, bunu da biliyoruz.
Yazdıkları, çizdikleri ve söyledikleri nedeniyle içeriye girenlerle, içeride yazanlardan olup, hayatımızda iz bırakan insanlarımızdan bazılarını anarak bu yazıyı noktalayalım.
Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Ahmet Arif, Enver Gökçe, Can Yücel, Fakir Baykurt A. Kadir, Nevzat Çelik, Kemal Tahir, Kerim Korcan, Balaban, Orhan Kemal, Sevgi Soysal, Necip Fazıl, Hekimoğlu İsmail, Emine Şenliklioğlu, Ahmet Altan…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022