Aydın ENGİN
Görünen o ki AKP – Cemaat savaşı, siyasal islamın iki güçlü kanadı arasında patlayan, patlayıp bitmek bir yana gitgide tırmanan ve besbelli ki bugün karşılıklı atıhp tutmalara, karşılıklı “tape” açıklamalarına “Bunlar da bir şey mi” dedirtecek düzeylere tırmanacak.
AKP’ye de, Cemaat’a da ideolojik ya da siyasal hiçbir yakınlık duymayan, kesimler bu gitgide sertleşen ve bugünden tahmin edilemeyecek bir düzeye sıçrayacak çatışmada tribünde oturup olup biteni izlemekle yetinebilirler mi?
Biliyorum, “Bize ne…Yesinler birbirlerini. Hem böylece müslümanlar çalmaz çırpmaz, siyasal olarak ahlâk dışı yöntemlere başvurmaz iddiasının da boş bir laf, bir palavra olduğu ortaya çıkıyor. Fena mı ? diyenler var.
Dahası “Oh, AKP’yi yıpratıyor; ipliğini pazara çıkarıyor. Zerre kadar yakınlığım yok ama, yine de Cemaat’ın yaptıkları yararlı. Ahlâken yanlış bile olsa siyaseten faydalı” deyip açık ya da üstü örtük Cemaat’tan yana saf tutanlar var.
Dahanın da dahası, “Cemaatla kavgasında kendi cephesini genişletmek, gücünü payandalamak için AKP topluca Ergenekoncular diyebileceğimiz darbe sabıkalılarınıntümünü serbest bırakacak yeniden yargılama ollarını açma hesabında. Öyleyse bu kavgada AKP’yi desteklemek ulusal çıkarlara uygundur” diyenler de var. Ulusalcı diye nitelenen medyada bu tutumun bir çok ipucu. izi var. Dikkatli bakan bir göz 17 Aralık sonrasında kısa süren bir bocalamanın ardından saldırı oklarını Cemaat’a yöneltip, AKP’ye mümkün olduğunca dokunmama çabasını görür.
Yani Cemaat – AKP kapışmasını kendilerinin dışında sürüp giden bir kavga gibi görenler var…
* * *
Oysa kazın ayağı hiç de öyle değil.
Kimilerinin nedense Erdoğan’a karşı umutlar beslediği “Erdoğan’ın dava arkadaşı” Abdullah Gül’ün onayıyla İnternet Yasası yürürlüğe girdi.
Kişisel iletişime, sakıncalı(!) internet sitelerine erişime AKP Hükümetinin memuru TİB Başkanının koyacağı engelleri internet çocukları fazla da zorlanmadan aşacaklar. Buna kuşkum yok.
Ancak internet yasası sadece kişisel iletişim ve erişimi Hükümet kontrolüne almaktan ibaret değil. Kamu kurumlarında ve medyada Hükümetin memuru (Malum her memurun bir amirivardır ve memur amirine uymak zorundadır) TİB Başkanının alacağı talimatlar çerçevesinde uygulayacağı engellerin aşılması ilk dört saat için mümkün değil, sonrası ise hantal yargının insafına kalıyor. Keza aynı memur kamu kurumlarındaki kişisel bilgilerimize gereğinde AKP Hükümetince bize karşı kullanmak üzere ulaşabilecek.
Başbakan fütursuzca ilan etti, “Biz interneti yasaklamıyoruz, kontrol altına alıyoruz” buyurdu. Hükümetin –herhangi bir hükümetin- kontrolü altında bir internetin ne anlama geleceğini ve ne gibi sonuçlar doğuracağını öngörebilmek için dâhi olmak gerekmiyor değil mi ?
Ancak AKP Hükümetinin – bugün devletin dizginlerini yargı dahil o elde tuttuğuna göre bunudevletin diye de söyleyebiliriz- bize, biz yurttaşlara yönelen saldırısı İnternet Yasası ile sınırlı kalmıyor.
Şimdi önümüzde MİT Yasası var.
T24’den Hülya Karabağlı arkadaşımız MİT Yasası taslağı ile ilgili haberini “MİT’çiler milletvekillerinden daha mı dokunulmaz oluyor” başlığı ile sundu. Mükemmel bir başlık ve başlıktaki sorunun cevabı pek kısa:
- Hem de nasıl !..
Meraklıysanız ve yasa değişikliği teklifindeki tatsız tuzsuz, ince bezirgan hesaplarıyla maddeler arasına sokuşturulmuş cümle ve cümleciklerle boğuşmayı göze alırsanız Hülya Karabağlı’nın haberinin sonuna eklenen “Devlet istihbarat hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi” başlıklı bölümü okuyun. Sahiden okumak isteyenler tıklayıversin.
MİT Yasasının yeni halini en azından bu yazıda uzun uzun irdelemeyeceğim.
Şu kadarı yeterli: Eğer bir sabah kapınız çalındığında gelen sütçü, gazeteleri getiren kapıcı ya da polis memurları değil de bir ya da birkaç MİT görevlisi ise yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Sadece ve sadece MİTçilerin insafına kaldınız demektir.
O insafın ölçüsünü, uygulamada ne anlama geldiğini bencileyin yaşı uygun olup 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri sonrasındaki günleri yaşayanlar iyi bilir.
Yaşınız tutmuyorsa o yılları yaşamış bir tanıdığınıza sorun. Anlatacakları bana hak vermenize ve uykularınızın kaçmasına yetecek…
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021