Ayşe HÜR-Taraf yazıları
Geçen hafta, Kadıköy’de küçük bir sinemada Sedat Yılmaz’ın ilk uzun metrajlı filmi Press’i izledim. Film Kürt basınının gurur kaynağı, sembol ismi Özgür Gündem gazetesinin Diyarbakır Bürosu çalışanlarının, yakın tarihimizin en kanlı, en karanlık yılları olan 1990’larda yaşadıklarını anlatıyor. Bilanço ne derseniz, 1990’larda Özgür Gündem’in 30’u muhabir olmak üzere 76 çalışanı öldürüldü. Onlarca çalışanı yaralandı. Büroları bombalandı. Gazete hakkında 20 kez kapatma kararı verildi. Muhabirleri ve editörleri toplam 147 yıl hapis cezası ve 21 milyar lira para cezasına çarptırıldı. 14 Nisan 1994’te kapatılan gazete, çeşitli isimlerle yayın hayatını sürdürmeye çalıştı ancak baskı, sansür ve cinayetler durmadı.
Sevindirici olan ise, Özgür Gündem’in 4 Nisan 2011 günü tekrar yayın hayatına başlaması. Pers mitolojisindeki efsanevi kuş Simurg’a benzettiğim Özgür Gündem’e “Hoş geldiniz!” diyor ve bu haftayı 22 Nisan 2011’de, 113. Yaş Günü’nü kutlamaya hazırlanan Kürt basınının tarihçesine ayırıyorum.
AGOS
Ancak yazıya başlamadan önce bir başka mutlu olayın yıldönümünü de kutlamak istiyorum. Bundan 15 yıl önce bugünlerde Ermeni basınının yüz akı, yazarı olmaktan onur duyduğum AGOS yayın hayatına “merhaba” demişti. Ermeni kelimesinin devlet büyükleri, aydınlar ya da sıradan insanlar tarafından küfür olarak kullanıldığı bir ülkede ve zamanda doğrusu büyük cesaret istiyordu bu adım. Nitekim Hrant Dink hayatı ile ödedi bedelini.
“Agos” demek, “sabanın toprakta açtığı ark” anlamına geliyormuş. Hrant Dink gazeteye bu adı vermelerinin nedenini şöyle açıklamış: “İçinden su geçer, tohumu atarsınız, oradan da bereket fışkırır. Biz de yaratacağımız fikirlerle, yetiştireceğimiz entelektüel değerlerle bir ‘agos’ olalım ve bereket fışkırsın istedik.” Gerçekten de AGOS, sadece Ermeni toplumu için değil Türkiye’deki pek çok insan için bir referans noktası, bir sevinç kaynağı, bir entelektüel ark.
Ne Özgür Gündem ne de AGOS var olmak için başkalarına ihtiyaç duyuyor ama yine de onlara destek olalım, okuyalım, okutalım.
» II. Abdülhamit Dönemi
İlk Kürt Gazetesi: Kürdistan
Osmanlı ülkesindeki ilk Türkçe (Osmanlıca) gazete 1831’de İstanbul’da yayına başlayan Takvim-i Vakayi, ilk Arapça gazete Kahire’de 1828’de yayına başlayan Vaka-yi Mısriye’dir. İlk Kürtçe gazete ise, 22 Nisan 1898’de Mısır’da yayın hayatına başlayan Kürdistan gazetesidir. (22 nisan, günümüzde Kürt Gazeteciliği Günü olarak kutlanıyor.) Kürtçenin Kurmanci lehçesinde yayımlanan gazeteyi Kahire’de sürgünde olan Botan aşiretinden Mikdat Mithat Bedirhan adlı Kürt aydını çıkarmıştı. Mikdat Bey, gazetenin ilk sayısının Fransızca çıkarılan ekinde gazetenin çıkış amacı ve görevini söyle açıklamıştı: “Günümüzde artık dünyada meydana gelen her türlü olayı gazeteler yazmakta. Birçok şeyi gazetelerden öğrenmekteyiz. Fakat ne yazık ki o kadar cesur, yiğit ve mert olan Kürtler böyle bir şeyden mahrumdurlar. Ben de siz Kürtleri dünyadaki gelişmelerden haberdar etmek, ilim ve marifetin yollarını göstermek, Kürtçe okuma yazmaya teşvik etmek için bu gazeteyi çıkarıyorum.”
Başlangıçta ayda iki defa çıkarılacağı duyurulduğu halde, muhabir azlığı ve parasal sıkıntılar yüzünden düzenli çıkarılamayan gazetenin ilk beş sayısı Mikdat Bey tarafından Kahire’de, 6-19 arası sayıları Mikdat Bey’in kardeşi Abdurrahman Bedirhan tarafından Cenevre’de yayımlanırken, Abdülhamit rejiminin baskıları yüzünden 20-23 arası sayıları Londra’da, 24-29 arası sayıları Folkstan’da, 30 ve 31. sayılarıysa yine Cenevre’de yayımlandı.
Gazete büyük zorluklarla Şam-Adana havalisinde dağıtılıyordu ancak Abdülhamit rejimine muhalefeti yüzünden başta Diyarbakır olmak üzere pek çok ilde dağıtımı kısa sürede yasaklandı. Hatta Abdülhamit, Mikdat Bey’in Mısır’dan çıkarılmasını istedi.
Türk-Kürt kardeşliği mi?
Folkstan ve Londra dönemlerinde, Jön Türk (İttihat ve Terakki) gazetesi Osmanlı ile Kürdistan gazetesinin aynı matbaalarda basılması, Osmanlı gazetesinde Kürdistan gazetesi lehine yazılar çıkması, Osmanlı yayın kurulu üyesi İshak Sukutî’nin öldüğünde Kürdistan gazetesinin 14 Mart 1902 tarihli 30. sayısında başsağlığı mesajı yayımlanması gibi işaretler ise Kürdistan’ın arkasında İttihatçıların olduğu fikrini destekler. Osmanlı gazetesini 1896-1898 yılları arasında yöneten Abdullah Cevdet’in ileriki yıllarda çeşitli Kürt gazetelerinde Kürtçe yazılar yazmasını da eklersek, o yıllarda, Türk milliyetçiliğinin amiral gemisi İttihat ve Terakki’nin paradoksal biçimde Kürt milliyetçiliğinin gelişiminde büyük payı olan Kürdistan gazetesine destek verdiği anlaşılır.
» II. Meşrutiyet Dönemi
Kürt Teavün ve Terakki Gazetesi
1908’de Meşrutiyet’in ikinci kez ilanından sonra ortaya çıkan özgürlük ortamında Hersekli Ahmet Şerif’in çıkardığı Şark ve Kürdistan, Süreyya Bedirhan’ın çıkardığı Kürdistan, İttihat Terakki’nin Diyarbakır Kulübü’nün çıkardığı Peyman gibi gazeteler çıktı. 1908’de kurulan Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti’nin yayın organı olan Kürt Teavün ve Terakki Gazetesi ise 1908 yılında İstanbul’da yayınına başladı. Gazetenin imtiyaz sahibi, müdürü ve yazarı Süleymaniyeli Tevfik, başyazarı ise Diyarbekirli Ahmet Cemil idi. Nüshası 1 kuruş olan gazetenin alnında Türkçe olarak “Hafta da bir kez çıkar, dinî, ilmî, siyasî, edebî ve sosyal bir gazetedir” ibaresi yer almaktaydı.
Gazetede yazılar hem Türkçe hem de Kürtçe yayınlanmaktaydı. Ancak Kürdistan gazetesinden farklı olarak Kürtçenin hem Kurmanci hem de Sorani lehçesi kullanılıyordu. Bu açıdan gazete bir ‘ilk’ti. Gazetede Kürt dili ve edebiyatı yoğun olarak işlenirken, Kürtlerin kendi dilleriyle eğitim yapmaları için okul istemeleri sıkça vurgulanıyordu.
Gazetenin yayını sadece dokuz ay sürdü, pek çok gazete gibi, 31 Mart Olayı sonrasında yayın hayatına son vermek zorunda kaldı.
Rojî Kurd (Kürt Güneşi) Dergisi
1912’de kurulan Kürt Talebe-i Hevi Cemiyeti’nin (hevi ‘ümit’ demekti) yayın organı Rojî Kurd Osmanlıca ve Kurmanci dilinde yayımlanıyordu ancak yazılar ağırlıklı olarak Kürtçe (Kurmanci ve Soranice) idi. İlk sayfasında Selahaddin Eyyübi’nin resmi bulunan derginin ilk sayısında amaç şöyle açıklanmıştı: “Kuşkusuz yine en basit tabir ile içinde bulunduğumuz zamana ve geleceğe layık bir ilerleme gayesi, siyasi ihtiraslardan bağımsız bilimsel ve sosyal bir yol (meslek). Başka hiçbir şey. İşte bugün Kürt gençliği Kürtlüğe ve âleme karşı, bu gayenin yüklediği bir görev altındadır. Bu gençlik, bu görevi iyi yerine getirmek, Kürtlüğe her taraftan vurulan hakaret tokadını, ilerleme ve bilme (irfan, kültür) ile reddetmek için ant içmiştir. Şimdi ancak ‘Âyınesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ diyebiliriz.”
Kürtler neden geç kaldı?
Ağırlıklı olarak dil ve edebiyat konuları işleniyordu ama örneğin Kerküklü Necmeddin adlı yazarın makalesinde Kürtlerin Hilafete sadakati vurgulanıyor, Harputlu H.B. rumuzuyla yazılmış “Garpla Şark Milliyet Cereyanları” başlıklı yazıda Avrupa’da yanan din savaşları ve ihtilaller anlatılarak, Avrupa ile İslam dünyası karşılaştırılıyordu. Lütfi Fikri adlı yazar ise “Kürt Milliyeti” başlıklı geniş yazısında, “Kürt milliyeti muhtelif ırklardan; memleketten sıra itibariyle Araplardan ve Arnavutlardan sonra varlığını his ve idrak etmeğe başlamış bir unsurdur. O’nun muhiti Anadolu’nun nispeten merkezî şehirlerden uzak kısmında bulunması, ekseriyetle yolsuz, trensiz yerlerin sakini olması itibarıyla bu konudaki gecikmesi izah edilebilir” diyerek Kürtlerin neden milliyetçilikle geç tanıştığını açıklıyordu.
Dergide sıkça işlenen gençlik konusun yanı sıra 4. sayısında “Kürdlerde Kadın Mes’elesi” adlı bir makalesinde Ergani Mağdenli Y.C. rumuzlu yazar, Batı Avrupa ve Amerika’da giderek yükselen kadın hareketinin, Asya’ya ve Japonya’dan sonra Müslüman Osmanlı kadınlarını da gayrete getirdiğinden bahsettikten sonra konuyu Kürt kadınlarına getiriyor ve “Erkeklerimiz baştanbaşa koyu bir cehalet içinde mahsurdurlar, kadınlarımız ise erkeklerimizin cahilane gururuna kurban olmuş, hem cahil hem de zavallıdırlar” diyordu.
Kürtçe ise ayrılıkçı mıdır?
Gazetenin Türk kesiminden nasıl tepki aldığına dair bir anekdotu gazetenin en önemli yazarı İTC’nin kurucularından Abdullah Cevdet’in yazısından aktaralım: “Rojî Kurd mecmuasını yazı masamda gören bir muhterem ve muazzam dostum birden bire ‘Nedir bu mecmua?’ dedi. Ben Kürdolojiya organı dedim. Arkadaşım mecmuayı açtı. Gözü Kürtçe bir makaleye tesadüf edince ‘Mademki Türkçe değil Kürtçedir tefrika (ayrılık) gazetesi demektir’ diyerek masanın üzerine bıraktı. Bu bir hadisedir ki bence dikkat edilmeye çok layıktır...”
NitekimRojî Kurd ’un kimi yazarları dergideki yazılarından dolayı tutuklanmışlardı. Gazete beşinci sayısından itibaren Hetawî Kurd (Kürt Işığı) adıyla dergi olarak Müküslü Hamza yönetiminde yayına devam etti. Abdullah Cevdet ve Mevlânazade Rıfat’ın yazdığı Hetawî Kurd, 1914’te seferberlik ilan edilince, Kürt aydınları ve gençleri askere alınınca, yayın hayatına son vermek zorunda kaldı.
» Birinci Dünya Savaşı Dönemi
Jîn (Yaşam) Gazetesi
Birinci Dünya Savaşı sonrasında yayımlanan Jîn adlı yayın organının ilk 20 sayısını 1918’de kurulan Kürdistan Teali Cemiyeti’nin kurucularından Müküslü Hamza, son beş sayısını da bu cemiyetten ayrılanların kurduğu Kürd Teşkilat-ı İçtimaiye Cemiyeti’nin üyelerinden Memduh Selim Bey yönetmişti. Gazetenin ilk sayfasında şöyle yazıyordu: “Haftalık Gazete Din, Edebiyat, İçtimaiyat ve İktisadiyattan bahseder Türkçe-Kürtçe Mecmuadır. Yılık Abone bedeli 130 kuruştur.” Siverekli Hilmi’nin birinci sayıda yer alan “Kürt Gençliğine Hitap” başlıklı yazısında derginin amacı “Yüzyıllardan beri ihmal edilen Kürt halkının tarihsel yaşamına, ulusal haklarına, edebiyat ve sosyolojisine ilişkin yayında bulunmak” olarak açıklanıyordu.
Kürtçenin Soranî ve Kurmanci lehçeleri kullanılan dergide Kürt Divan Edebiyatı’nın önemli şairlerinden Ehmedê Xanî ve Melayê Cizîrî gibi ustaların yanısıra Fecr-i Atî’nin önemli şairlerinden Piremerd’in (Süleyman Tevfiq) şiir ve şiir üzerine yazıları, Halil Heyali’nin tarih, mitoloji, sosyoloji, dilbilim ve felsefeyle ilgili makaleleri vardı.
Wilson’a selam
“Bir Kürt” imzasıyla yayımlanan “Kürtler Uykuda Değil” başlıklı yazısında Abdullah Cevdet, o günlerde savaş sonrasında ortaya çıkacak milliyetler sorununa çözüm olarak ünlü 14 İlkesi’ni açıklayan Amerika Başkanı Woodrow Wilson’a övgüler düzüyordu: “Washington’un özgür ve yüce ruhu, Long Fellon’un merhameti ve duyarlı yüreği, Wilson’un bilgi ve uygulamasında taze ve ateşli bir hayat yaşatır (...) Jüpiter’e karşı Promete’nin diline koyduğumuz,’Yakacak ışığım senin göklerini/ Her yanımdan hayat fışkırtacak’ haykırısı Wilson’un dilinden, imparatorluk makamları ve göz kamaştırıcı büyükleri üzerine sıçrıyor.”
Jîn’in ikinci sayısında Şefik Arvasî, “Biz son derece yiğidiz fakat yiğitliğimizi birbirimizi öldürmekle, birbirimize kötülük etmekle harcıyoruz. Ve biz son derece cömerdiz ancak bu cömertliğimiz genel bir yarar ya da dinsel bir emir için değil de düğünlerde Çingeneler için, davalarda rüşvet için, tiyatrolarda oyuncular için ve bayramlarda ağalara ve şeyhlere alınan hediyeler içindir. Bütün bunların nedeni bilgisizliktir. Bunu bildikten sonra, bugünden itibaren bizim içinde her şeyden daha önemlisi bilimdir; onun yolu da okuma yazmadan geçer. O da ancak kendi dilimizle olur. Çünkü başka bir dili öğrenmek için bir ömür gereklidir. Ondan sonra ancak bilim dili öğrenilebilir” diyordu.
Savaş mağduru Kürtler
14. sayıda savaş sırasında Kürt toplumunun içinde bulunduğu içler acısı durumu şair Kemal Fevzi şöyle anlatıyordu: “İstanbul’un beyaz yalılarında içki dağıtan kızlar kadeh sunarlarken, Kafkasların karlı ve buzlu eteklerinde memeleri üstünde yavrusu uyuklayan anneler, anne kucağında meme emen yavrular açlıktan yokluğu yuvarlanıyorlardı. Fırtınalar koynunda serilen sahipsiz, öksüz çocuklar, başları ucunda ağlayarak bir ziyaretçi dahi bulmadan, solgun bakışlarda öbür dünyaya süzülüp gidiyorlardı. Yorgunluktan, yoksulluktan birer iskelete dönmüş dinç yaşlılar, yaşamın son soluğunu tüketiyor ve süren ömürlerini bir lokma uğruna yok ediyorlardı. Karlı yollarda birer kurban sürüsü gibi ölüme sürüklenen insan kümeleri ölümü hasretle arıyor, karlarda açılan soğuk mezarlara canlarını teslim etmişlerdi.”
Elbette, bu gazetenin de sonu diğer Kürt gazeteleri gibi oldu. Jîn son sayısının çıktığı 2 Ekim 1919’dan itibaren yayın hayatına son vermek zorunda kaldı.
» Mütareke Dönemi
1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi sonrasındaki dört yıllık döneme dair bilgilerimiz sınırlı ancak Ekrem Cemil Paşa’nın hatıralarında sözü edilen Gazi (Çağrı) gazetesinin Kürdistan Cemiyeti tarafından 1919 yılında Diyarbakır’da yayımlanmaya başladığı ancak birkaç sayıdan sonra kapandığı sanılıyor. Mirliva (Yarbay) Mustafa Paşa Yemolki tarafından 1922’de Irak’ın Süleymaniye şehrinde çıkarılan üç dilli (Kürtçe, Türkçe ve Farsça) Bangi Kürdistan (Kürdistan’a Sesleniş) adlı haftalık ‘ilmî, içtimaî, edebî’ gazetenin de Kürdistan Cemiyeti tarafından desteklendiği sanılıyor. 1926’ya kadar yayın hayatını sürdüren gazetenin ilk sayısındaki şu ifadeler Kürt milliyetçiliğinin o günlerdeki hedefi hakkında fikir verir: “Bu gazete tüm Kürtler içindir. Yiğit Kürtleri uyandırma ve ataları hakkında bilgilendirmek içindir. Kürtler her şeyden mahrum, dünyadan habersizler. Bunun sebebi cahilliktir. Zaman silah ve savaş zamanı değil. Zaman ilim ve eğitim zamanıdır. Ey Kürtler gelin Bangi Kürdistan’ı dinleyin. Bangi Kürdistan vatan ve vatan evlatlarını aydınlatmak içindir!”
» Cumhuriyet Dönemi
1898’den itibaren Kürt gazetelerinin başına gelenler daha çok ekonomik sorunlar ve devlete muhalefet etmekti, yoksa Kürtçe kullanmak ya da Kürtçülük yapmak değildi. Ancak Cumhuriyet döneminde işin rengi değişti. Türkiye sınırları içinde Kürtçe basına izin verilmediği için Kürtçe gazeteler Irak, Suriye ve Beyrut’ta basıldı. Bunlar arasında aralıklı da olsa yayımlanmayı başaran Jiyan (1926-1936), Hawar (1932-1943), Jîn (1939), Gelawej (1941- 1950), Ronahî (1942-1945), Roja Nû (1943-1946) ilk akla gelenler.
Türkiye’de Kürtçe gazete ve dergi çıkarmak için Çok Partili Dönemi beklemek gerekti. Türkiye’nin modernleşmesiyle uyumlu olarak Kürt eşrafının da giderek burjuvalaşması sürecinde, bu ailelerin çocukları eğitim için İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlere gelmeye başladılar. Bu gençler için Doğu ve Güneydoğu illerinin özel idare ve belediyelerinin yardımlarıyla kurulan Dicle Talebe Yurdu, Kürtlük bilincinin yeniden tanımlanmasında önemli rol oynadı. Musa Anter, Edip Karahan, Yaşar Kaya, Medet Serhat gibi Kürt aydınlarının çıkardığı Dicle Kaynağı (1949), Şark Mecmuası (1950), İleri Yurt (1958), Dicle-Fırat (1962), Deng (1963), Roja Newe (1966) gibi dergi ve gazeteler gerek ekonomik sorunlar, gerekse gizli açık baskılar yüzünden uzun ömürlü olmadı. Aynı şekilde Özgürlük Yolu (1975), Xebat (1976), Rızgari (1976), Roja Welat (1977), Kawa (1978), Ala Rızgari (1979), Serxwebûn (1980) gibi Marksist-Leninist yayın organlarının tahmin edileceği gibi rejimle arası iyi olmadı. Bütün bu yayın organları ağırlıklı olarak Türkçe ya da Türkçe-Kürtçe iki dilliydi. Sadece Kürtçe çıkan ilk yayın organı 1977’de Diyarbakır’da kurulan Devrimci Demokrat Kültür Derneği’nin (DDKD) çıkardığı Tîrêj dergisiydi. Bu dergi Türkiye’de sadece dört sayı çıkabildi çünkü 12 Eylül 1980 darbesi olmuştu.
Darbeden sonra Kürt hareketinin yayın faaliyetleri, ya illegal ya da yurtdışında yürütüldü. 1990’lı yıllara kadar Avrupa; özellikle de İsveç, önemli bir merkez oldu. 1990’da rejimin biraz yumuşaması üzerine Halk Gerçeği, Yeni Halk Gerçeği ve Yeni Ülke gibi dergilerle yeniden ülke içinde faaliyete başlayan Kürt basını 1992’den itibaren Özgür Gündem ile birlikte devam etti ama onlarca mensubunun canı ve kanı pahasına. 2000’lere kadar Kürt basınının hangi koşullarda çalıştığını merak edenler, Press filmini kaçırmasınlar.
Özet Kaynakça: Fethullah Kaya, “Osmanlı Döneminde Kürt Basını” Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi; Celil, Celile, Kürt Aydınlanması, Avesta Yayınları, 2000; Malmisanij, Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti ve Gazetesi, Avesta Yayınları, Stockholm, 1998; İlk Kürt Gazetesi Kürdistan’ı Yayımlayan Abdurrahman Bedirhan (1868-1936), Vate Yayınları, 2009; Malmisanij&Levendî, Mahmud, Li Kürdistana Bakur Tirkiy Rojnamegeriya Kürdi (1908 - 1992) (K.Irak ve Türkiye’de Kürt Basını 1908 -1992), Öz-Ge Yayınları, Ankara, 1992; Celal Başlangıç, “Kayıp gazetecinin kitabı”, Radikal, 12 Temmuz 2004.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Okurlara açıklama metni
20.05.2012 - Ermeni Soykırımı’nda Alman rolü
22.04.2012 - 1909 Adana İğtişaşı/ Faciası/ Katliamı
15.04.2012 - Osmanlı’nın sevgilisi lalenin sergüzeşti
8.04.2012 - Ali Şükrü Bey ve Topal Osman
1.04.2012 - ‘Milli’ aşk ve nefret hikâyeleri
25.03.2012 - Geleneğin icadı: Newroz ve Nevruz
18.03.2012 - Dr. Tulp’un Anatomi Dersi’ni izlediniz mi
11.03.2012 - Milli Görüş Hareketi ve Erbakan
4.03.2012 - Vagon-Li Olayı ve ‘öz dil’ zorbalığı
26.02.2012
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
























































































































































































































Hayri Yetgin
Sevgili Altan psikolojik yardım almak kötü bir şeye değildir.Tavsiyem Çantacı Necmi Ağabeyden almanız.Malum Gözünüzün önünde olan bir odun olayını açıklamıştı da uzun süre neyse tavsiyem Çantacı Necmi Ağabey...
Fikret Çekici
DİNİ çıkarları için kullanan Allahın kulları kimi kandırıyorsunuz Allahın kullarınımı yoksa haşa Allahımı,Allahı kandıramazsınız O yaratan,gören ve duyandır.Kullarınıda kandıramazsınız çunku devir çoktan deyişti din adına yapılan butun yalan,dolan ve talanları Allahta göruyor kulları da biliyor günü geldiğinde yüce yaratanın tokadı yüzünüzde patladığında pişmanlık fayda etmiyecek cuma namazına giderken GÖSTERİŞ İÇİN BİNDİĞİNİZ LUX JİPLERde sizi kurtarmaya yetmeyecektir.ALLAH GÖRÜYOR.