Berrin Sönmez
Tepeden tırnağa kör testereyle yontulmanın adı bizde eğitim. Milli Eğitim sistemine gönüllü değil zorunlu, çaresizce giren her birey, el mahkum, nasibine düşeni alacak yontuluştan. Öğrencisi, velisi, öğretmeni, idarecisiyle insanlar yontulur da kurumlar ihmal edilir mi? Zinhar es geçmek olmaz. Tüm eğitim kurumları üniversiteden anaokuluna yontulur ha yontulur. Yonttun, arzu ettiğin biçimi verdin. Mutlu oldun mu? ‘Yok ne gezer’ diyorsan kolayı var. Sil baştan. Adı üstünde eğitim işte. Eğip bükmek. O tarafa eğdin güzel olmadı mı? Bir de bu tarafa bük bakalım nasıl duracak?
Yalnız bu şekil verme işi mühim mesele. Ne de olsa uğraştığın şey canlı. Şişede durduğu gibi durmaz. Elini üstünden çekmeye gelmez. Hemen bağışıklık sistemi devreye girer. Amman dikkat. Kurumlar ve insanlar bağışıklık kazanırsa bir anda zihinler çalışmaya başlar. Onca çaba uğraş boşa gider. Senin emeklerini heba edecek düşünsel beceriler gelişiverir bir anda. Eğip bükme biçimin ne olursa olsun başıboş bıraktığın anda çocuk denilen organizma, hiçbir boşluğu gözden kaçırmadan, asla istisna tanımadan kendi yolunu çizer. Yetmezmiş gibi senin kadar özenli, dikkatli ve dahi “değerli” olmadıklarından ana babaları da uyuverir onlara. Hatta öğretmenler ve bittabi idareciler ve kurumsal örgü bu organizmanın kuşatıcı talepkârlığından payına düşeni alır ve illa ki dönüşür, bir zaman sonra. Çare? Çare basit. Virüslerin genetiğinin değişmesi hızıyla yarışacak denli çabuk değiştireceksin sistemi. Her üç-beş senede bir hop kondur, hop kaldır.
Cennetmekân atamız Sultan 2. Selim’in -benzetmek gibi olmasın- malum şaraba düşkünlüğü nedeniyle bağlarıyla meşhur olduğundan derler “bağa tiz kıbrısu aluvirin” buyruğu misali “biz TEOG’la mı geldik” dendiği anda kalkacak TEOG. Gelişi devrim olanın gidişi devrim olmaz olur mu? Akşam söylenecek sabahına yapılacak. Bu kadar basit. Yalnız dikkat etmek lazım. Kaytarmalar olmasın. Mesela “dünyanın neresinde var yardımcı doçentlik” dendi. Hemen komisyonlar kuruldu ama gel zaman git zaman aylar geçti hala çıt yok. Bir şeyler yapıyormuş gibi görünüp bir arpa boyu bile yol alınmadı, yardımcı doçentlik konusunda. Olmuyor bu yavaşlık, Değişim hızı kesiliyor aman dikkat.
Bir de hiç unutulmaması gereken husus her türlü bilginin illa ki teoride kalması gerekliliği. Sakın yaşanılabilir hale dönüşmesin öğretilenler. Sonra alışkanlık yapar. Maazallah insanca davranır çocuklar büyüyünce. Özellikle her fırsatta dile getirilen değerler eğitimi illa ki lafta kalmalı. Cenazeye saldırılar cezasız kalmalı. Toprağın üstü gibi altını da parselleme, ayrıştırma, bölme fırsatı kaçar sonra.
Mesela ders kitabına girmeliydi, girdi “ayıp el işareti”. Üstelik anlamını buldurup, tartıştıracak biçimde yerleştirilmişti pek isabetli biçimde. Gerçi toplum haddini aştı biraz gürültü patırtı kopardı ama sonuç güzel. Bütün çocuklar duydu neyin kaldırıldığını. Öğrenci çalışma kitaplarının 13, öğretmen kılavuz kitaplarının 31. sayfaları imha edile dendi. Bitti gitti. Sorun yok. Nasıl olsa 6. Sınıf çocukları Türkçe dersinin yardımı olmadan da geliştirebilir bu beceriyi.
4. Sınıf sosyal bilgiler dersinde “erkek çocukları okursa kadı, kız çocukları okursa cadı” olur denmiş ama bu pek yetersiz kalmış. Oğlan çocuğu demek yerine erkek çocuğu deme ısrarı garip. Hani kız çocuklarının babası erkek değilmiş gibi bir anlam çıkıyor ya neyse bu sonraki iş. Okuyan kız çocuklarına cadı demek özendirici olmuş biraz. Ama artık kimsenin yapabileceği bir şey yok. Kadınlar, kızlarına cadılığı sevdirmeye başladılar bile. Değerler eğitiminin lafta kalması için gerekenler diğer yönlerden yapılıyor neyse ki.
Misal oğlan çocukları bu değerler eğitimi denilen şeye itibar etmesin diye ayrımı kantinden başlatma iyi fikir. Okul kantinlerinde kız çocuklarıyla oğlan çocuklarının girişini ayıracaksın ki o oğlan çocukları “eline, diline, beline” hakim olmayı küçükten öğrenmeye kalkışmasın. Günümüzde her şey okulda ve ailede öğrenilmiyor. Çevre de bozuyor çocukları. Çevreden gelen kötü etkilerle medeni insanlar gibi davranmaya başlayanlar çıkabilir deyip üniversitede de önlemini alacaksın. İlahiyatlarda sabah bir cinse öğleden sonra öteki cinse verdiğin tefriki tedrisatı, toplu taşımda da sürdürmen lazım. Ayır otobüsleri, vagonları ki ayrımcılık dediğin nasıl olurmuş görüp, parmak ısırsın el alem. Hem çok masraf da gerekmez. Saatte bir otobüs neyine yetmez kadınların? Tıkıştır gitsin. Akşam beşte de bitirirsin servisi. Oh mis! Para çepte, kızlar yurtta. Son servisi kaçıran mı oldu, bir saat beklemeye sabır göstermeyen mi oldu? Kendi bilir diyeceksin.
Eline diline beline hakim olmayı öğrenmesinler diye boşuna mı uğraşmıştın? Biraz pratik yapar insanlıktan uzak kocaman oğlanların.
Not: Yazı iğrenç mi geldi? Neden acaba?
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
10.08.2025
28.02.2025
31.01.2025
27.09.2024
13.09.2024
5.07.2024
18.05.2024