Cemil KOÇAK
Cumhuriyet hiyerarşisinin tepesinde hep askerler vardı. Ama sadece sıradan vatandaşlar için değil, valiler için de geçerli bir ilkeydi bu; zaman zaman hürmetsizlik gösterildiğinde, bu tepkiye neden olur, hemen ardından tekrarlanmaması için önlem de alınırdı.
1937 yılının Kasım ayında Atatürk Afyon’dan ayrıldığında tren istasyonundaki uğurlama töreni sırasında şehrin vali vekili olan Raif Tek’in her nasılsa Orgeneral İzzettin Çalışlar’a saygısızlık gösterdiği iddiası şikâyet konusu olmuştu. Şikâyetin ne olduğunu, şikâyetçinin kim olduğunu biliyoruz da, şikâyetin hangi kanallardan tâ İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya kadar ulaştığını bilemiyoruz. Ama önemli de değil; çünkü Kaya, duruma hemen el koymuştu.
“Dirseğinizle iterek...”
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, 22 Şubat 1937 târihinde Raif Tek’e akşam saatlerinde yazdığı bir yazıda, “Atatürk istasyondan ayrılırken, istasyonda hazır bulunan ve mümtaz ve askerî bir vekâr ve haysiyetle Atatürk’ü selâmlayan Orgeneral İzzettin Çalışlar’ı dirseğinizle iterek tekaddüm ettiğiniz [öne geçtiğiniz]” görülmüştür diyordu. “Atatürk[‘ün] maiyetindeki zevat da [kimseler] vaziyeti teessürle [üzüntüyle] müşahade etmişlerdi [görmüşlerdi].” Kaya, yazısına şöyle devam ediyordu: “Yüksek ve güzide ve kahraman bir kumandan olan Ordu Müfettişi [Ordu Komutanı] Orgeneral Çalışlar’a şahsen ve mevkian göstermek mecburiyetinde olduğunuz hürmet ve saygı ile gayri mütenasip [uygun olmayan] bu hareketiniz heyecan ve telâşa da atfedilse, derhâl tashihi icab eden [düzeltilmesi gereken] bir harekettir.”
Kaya, söz konusu saygısızlığın derhal telâfi edilmesini istiyordu: “Sayın Orgenerale mektup yazarak, itizar etmenizi [kusurunuzu bilerek ve açıklayarak özür dilemenizi, af dilemenizi] yerinde buldum. Yazdığınız mektubun suretini bekliyorum. Ben de kendilerine sizin hareketinizden dolayı itizar mecburiyetinde kaldığımı bildiririm.” Anlaşılan şikâyetin kaynağı bizzat Çalışlar idi. Ama şikâyeti ne zaman ve nasıl yapmıştı, bunu bilemiyoruz. Çünkü elimizdeki yazışmalarda buna ilişkin herhangi bir işaret bulunmamaktadır.
“İhtimamda kusur etti”
Kaya, aynı gün hemen Çalışlar’a da bir yazı yazarak, durumu anlatmakla kalmıyor, fakat aynı zamanda kişisel olarak da özür diliyordu: “Afyon istasyonundan ayrılırken Afyon vali vekilinin zâtı devletlerinizin güzide ve mümtaz şahsiyetlerine ve yüksek makamlarına mecbur olduğu dikkat ve ihtimamda kusur ettiği görüldü. Kendisine yazdığım şifrenin suretini aynen gönderiyorum. Vali vekilinin hareketinden dolayı hissettiğim teessürü arz ve itizarımın kabulünü rica ederim, sayın Orgeneral.”
“Telâş yüzünden”
Elbette böylesine bir uyarıya hemen tepki vermek gerekirdi; nitekim Tek de, aynı günün akşamı Çalışlar’dan özür dileyen bir mektup kaleme almıştı: “Sayın ve Kıymetli Orgeneralim; en büyüğümüz Atatürk’ü Afyon’dan uğurladığımız sırada yüksek şahsiyetinize karşı göstermeye mecbur olduğum saygı ile kâbili telif [bağdaştırılması mümkün] olmayan bir harekette bulunduğum bu gece bana ihtar edildi. Bu ihtara rağmen nerede ve nasıl yaptığımı hâlâ hatırlayamadığım bu hareketin farkında olsaydım, derakap [hemen ardından] hiç olmazsa Afyon’da beraber geçirdiğimiz gece esnasında bunu affettirmeye şitab ederdim [koşardım]. Nitekim hususî trenin hareketinden sonra derhal yanınıza gelerek, daha evvel tanışıp arzı hürmet edemediğimden dolayı af dilemiştim. Türk Ordusunun, zâtı devletleri gibi çok yüksek ve kıymetli bir Generaline karşı farkında olarak en ufak bir nezâketsizlikte bulunmaklığım kâbil olmadığını [imkânsız olduğunu] takdir buyurarak, telâş ve heyecan içinde vâki olduğu anlaşılan bu hareketimi nazarı af ve müsamaha [hoşgörü] ile görmenizi sonsuz saygılarımla rica ederim, sayın Generalim.” Görüldüğü gibi, Kaya, Tek’in özrünü bir önceki yazısında aslında kaydetmişti; o da Kaya’nın gerekçesini kullanmayı tercih etmişti; “heyecan ve telâş” yüzünden…
“Hâlâ hatırlayamadığım”
Tek, bir yandan Çalışlar’dan özür dilerken, hemen ertesi gün de Kaya’ya yazdığı bir yazıda bu kez ondan da özür diliyordu: “Emrinizi hürmetle aldım. Sayın Orgenerale karşı nerede ve nasıl yaptığımı hâlâ hatırlayamadığım bu hareketten ve zâtı devletlerini karşılaştırdığım mecburiyetten dolayı hissettiğim teessürü ifade edebilmeme imkân yoktur. Atatürk’ün hareketinden sonra sayın ve çok kıymetli Orgeneralden, daha evvel tanışıp arzı hürmet etmeye imkân bulamadığımdan dolayı af talep ettiğim gibi, gece Halkevi’nde hazırlattığım yemekte yanlarında bulundum ve istasyona da götürdüm. Bütün bunları yapan bir kimsenin, emir buyurulan hareketi yaptığının farkında olması takdirinde derhal istifayı kusur etmemesi kâbil değildir.
O zaman farkında olmadığım ve bu gece ihtar edilen hareketimden dolayı af talebini havî hemen yazdığım mektubun örneğini yüksek huzurunuza takdim ediyorum. Yüksek âmirimi müşkül mevkide ve bir mecburiyet karşısında bırakmış olduğumu düşünmenin verdiği ıztırabı, bu hareketin bilinmeden yapılmış olması da tâdil edemiyor [değiştiremiyor]. Emir zâtı âlilerinindir. Sonsuz saygılarımı sunarım.” Bütün bu yazışmaları, Kaya’nın aradan geçen bir haftadan sonra Başbakan Celâl Bayar’a yazdığı yazıdan öğrenmiş bulunuyoruz. Kaya, bu kez de Bayar’a bütün bu yazışmalardan ve olaydan bilgi verme ihtiyacını hissetmiş olmalıydı.
İZZETTİN ÇALIŞLAR
Millî Mücadele’nin önemli isimlerinden olan İzzettin Çalışlar, 1901 yılında Mühendishanei Berri Hümayun’a girip, 1903’de mezun oldu. Aynı yıl girdiği Harp Akademisi’ni de 1906’da topçu sınıfı ikincisi olarak bitirerek kurmay yüzbaşı rütbesiyle orduya katıldı. 1914 yılında kıdemli yüzbaşılığa yükseltildi. Yarbay Mustafa Kemal, I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Çanakkale cephesinde görevlendirildiğinde, o sırada binbaşılığa yükselen İzzettin Bey’i 19. Tümen Kurmay Başkanı olarak yanına çağırdı; daha sonra da Anafartalar Grubu Kurmay Başkanı oldu.
1 Temmuz 1920 tarihinde İstanbul’da Harbiye Nezareti’nde çalışmayı reddederek, Mudanya’da Milli Mücadele kuvvetlerine katıldığında yarbaydı. Ankara Hükümeti tarafından 23. Tümen Komutanlığı’na atandı. 20. Kolordu’nun da komutan vekilliğiyle görevlendirildi. Kütahya-Eskişehir, Birinci ve İkinci İnönü ve Sakarya savaşlarında tümen ve grup komutanı olarak bulundu. 1921’de albaylığa, 1922’de mirlivalığa yükseldi. 1926’da korgeneral oldu. Bu sırada 1. Ordu’ya komuta ediyordu ve bir ara İzmir valiliği de ek görev olarak kendisine verilmişti. 1923 yılında Aydın milletvekili seçilmiş iken, 1924 yılında Mustafa Kemal Paşa’nın telkiniyle askerliği tercih ederek, 1 Kasım 1924 tarihinde milletvekilliğinden istifa etti. Rütbesi 1930’da orgeneralliğe yükseltildi ve 2. Ordu Komutanlığı’na atandı. Ordu komutanı olarak 20 Aralık 1939 tarihine kadar görevini sürdürdü. Emekliye ayrıldıktan sonra altıncı ve yedinci dönem Muğla, sekizinci dönem Balıkesir milletvekili olarak Meclis’te bulundu.1951 yılında öldü.
KOMUTANLA VALİ ARASINDAKİ GEÇİMSİZLİK
BAŞKACA örneklere de rastlıyoruz: Bitlis’te de subaylarla polisler arasında geçimsizlik vardı; 1939 yılında Bitlis’ten Cumhuriyet Savcılığı kanalıyla Adalet Bakanlığı’na yazılan bir yazıda; “16 Ocak 1938’de tiyatrolu bir kahvede Yüzbaşı Sırrı ile Halil arasında bir hakaret ve fiilî müessir hadisesi” olduğu haber veriliyordu. “Bu hadiseden beri subaylarla polisler arasında münâferet [huzursuzluk] mevcuttu. Bu dava mahkemede derddesti rüyetti [sürüyordu]. Komutanla vali arasındaki geçimsizlik, Maarif Vekili’nin Bitlis’e geldiğinde verilen bir ziyafette, komutanın geç davet edilmesi ve daha bilinmeyen bazı sebeplerden ileri gelmekteydi. Reisle [Belediye Başkanı ile] valinin arasında herkesçe malum geçimsizlik sebepleri arasında, reisin tavsiye eylediği bir şahsın vali tarafından memur tayin olunmaması meselesi vardı. Bundan başka, birine selâm verip almayacak derecede ileri gitmiş olan bu soğukluğun daha bir takım şahsî sebepleri olduğu da tahmin edilmekteyse de, bunlar henüz belli değildi. Bununla beraber, reis memurin rüesasının [memurların] ekserisiyle aynı şekilde dargın bulunmakta olduğuna göre, kendi imtizacsızlığının [geçimsizliğinin] bu işte âmil olduğu görülmekteydi.” Taşradaki idareciler arasında birbirleriyle geçimsizlik anlaşılan tahmin edilebileceğinden çok daha ileri boyutlara ulaşabiliyordu. Resmî yazışmalara konu olabiliyordu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016