Cemile Bayraktar
Irkçılığın birçok nedeni var ancak bu olgunun en yoğun beslendiği yer siyaset. İktidar olma kaygısı güden siyasilerin gerek iç gerek dış politikalarını yönlendirirken “milliyetçilik” adı altında sık sık kullandığı ırkçı söylem, ırkçılık potansiyeli olan bireyler ve toplumlar oluşmasında oldukça etkili. Aynı zamanda bir varlık yokluk savaşı verildiğini iddia eden, örneğin Yahudi kimliğinin, Batılı kimliğin, Türk ya da Arap kimliğinin “tehlike altında” söyleyerek meşrulaştırılan her tür siyaset, kısa vadede yönetici elite siyasi kazanç sağlıyor ve hitap edilen kitleleri ciddi şekilde motive edebiliyor. Hatta birçok gayrı hukuki politik eylem bile milliyetçilik görünümlü ırkçılık altında hukuki ve meşru gösterilebiliyor.
Her milliyetçi tutumun, milliyetçiliğin ve milliyetçi siyasetin ırkçılıkla aynı şey olmadığı malum ancak milliyetçilik gibi coşkun ideolojilerin, ırkçılık gibi olgulara açılan birer kapı olduğu da malum.
Irkçılığın altında yatan en temel argüman kendisi gibi olmayanın varlığına, kendisiyle eşit olmasına karşı tahammülsüzlük. Kendini üstün görme, kibir… aslında ırkçılık şeytandan bir cuz; “Ben ondan üstünüm, onu topraktan beni ateşten yarattın” isyanı. “Ben beyazım, siyahtan üstünüm; ben Batılıyım, Doğuludan üstünüm; bu topraklar benim, burada yerin yok; hepiniz ülkenize gidin…” dilediğiniz kadar uzatabilirsiniz, ırkçılıktaki temel güdü bu üstünlük ve bunun getirisi olan nefret, saldırganlık.
Irkçılığın birçok nedeni olduğu gibi birçok versiyonu da elbette var; sürekli baskı gören gruplarda sürekli sürgün gören gruplarda bir çeşit ırkçı tutum oluşabilir, haklı bulmamakla birlikte bu anlaşılabilir bir durum ancak çoğunluğun, çoğunluğun potansiyeline güvenerek azınlıklara, ötekilere, mültecilere, sığınmacılara yönelik ırkçılığı var ki, en kötüsü de bu sanırım zira içerisinde saf kötülük barındırıyor. Bu tip ırkçı kişi, grup, yapıların bir de hakim siyasi söylem üzerinden öğrendikleri ırkçılığı, hakim yöneticilerden rol kaparak öğretilmiş biçimde nefret objesi haline getirilen kişi ve gruplara karşı kullanması durumu var, bu da öğrenilmiş saf kötülük barındırıyor.
Suriye’de yaklaşık 9 yıldır devam eden savaşın neticesinde binlerce insan hayatını kaybederken binlercesi de ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Suriyeli sığınmacılar, sığındıkları ülkelerde birçok ırkçı saldırıya maruz kalmakta, herkesin sığabileceği arza sığınmacıların sığmayacağını düşünen her ülkedeki hatırı sayılır derecedeki ırkçılar, maalesef saf kötülüklerini bu insanların üzerine kusuyor.
Türkiye, çok fazla sayıda Suriyeli sığınmacıyı kabul etmiş, olması gerekeni yapmış bir ülke. Elbette hızlı göçler nedeniyle sığınmacı politikalarında eksikler olabilir ancak bu durum hiçbir şekilde Suriyelilere yönelik ırkçılığı mazur göstermediği gibi iktidar çevrelerince tercih edilen “sorun yok” siyaseti gereği bu saldırılar görmezden gelinemez.
Bugünkü yazının yazılma amacı, “sorun yok” siyaseti ve “ırkçı” siyaset arasında maruz kaldıkları saldırılar “görünmez” hale getirilen Suriyelilerin yaşadıkları…
Şunu baştan ifade edelim, Türkiye toplumunda Suriyeli sığınmacılardan rahatsız olunabilir, nefret söylemine ve eylemine dönmedikçe ve makul dille ifade edildikçe bu rahatsızlıklar anlaşılabilirdir ve kulak verilmelidir. Ancak ırkçı saldırılara gelince bunun anlaşılacak bir tarafı yoktur. Ayrıca sevdiklerini kaybetmiş, savaş ortamı görmüş, evini barkını ülkesini terk etmek zorunda kalmış insanların, üstelik maddi ve manevi zorluklar yaşayan insanların bazen normal olmayan davranışları olabilir, bu davranışları savunmamakla birlikte Türkiye’de ekonomiden, suça kadar birçok olumsuzluğun yüklenmeye çalıştığı Suriyelilere bakınca suça karışanların oranının toplam suçun sadece %1,2’sine tekabül ettiğini belirtmek gerekiyor.
“Bursa’da Hamza Ajan, bir grup tarafından hakaret edilen Suriyeli bir kadını savunmaya çalıştı. Ancak Ajan, kadını hakaretlerle taciz eden 4 kişinin saldırısına uğradı ve şiddetli şekilde dövüldü. Darp edildikten sonra fenalaşan Hamza Ajan yere yığıldı ve hayatını kaybetti.
Midyat Belediyesi’nde parke işinde çalışan Muayyed el Mıhlım, kapısının önüne parke taş yapılmasını isteyen kişiye görevi başında olduğu için daha sonra yapacağını söylemesi nedeniyle vurularak öldürüldü.
Babası Suriye’de öldürülen, Türkiye’de ütücülük yaparak kız kardeşleri ve annesine bakan 21 yaşındaki Abdülkadir Davud, alkol aldıktan sonra “Suriyeliler defolup ülkesine gidecek” diyen bir ırkçının silahlı saldırısı sonrası hayatını kaybetti.
Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde sınavdan dönen 5 Suriyeli genç, ırkçı bir grubun saldırısına uğradı ve öğrencilerden ikisi ağır yaralandı.
İdlib’ın bombalanması sırasında çok acı bir şekilde askerlerimizin şehit olması sonrası Kahramanmaraş’ta olayla hiçbir alakası olmayan Suriyeliler saldırıya uğradı, ev ve iş yerleri de hedef alındı.
Küçükçekmece’de iki Suriyeli genç 20 kişilik ırkçı bir grubun saldırısına uğradı.”
Bu ve bunun gibi olumsuz örnekleri çoğaltabiliriz ancak maksat hasıl oldu ise daha fazla kötü örnek vermenin bir lüzumu yok, tabi burada suç bireysel olduğu halde, herhangi bir Suriyeli bir suç işlemiş olduğunda tüm Suriyelilere yönelik yapılan saldırıları örneklemediğimi de belirteyim. Ya da herhangi bir suç işlenmedi halde “Suriyeliler şu suçu işledi” yaygarası çıkartılarak, Suriyelilerin hedef alındığını da not düşmek isterim, buraya bu şekilde saldırıya uğrayanların yaşadıklarını da almadım. Ama bunlar yaşandı, yaşanıyor.
Örneklediğim saldırılar fiziki saldırılar, bir de sözlü saldırılar var, hepimizin şahit olduğu, benim de şahit olduğum; toplu taşımada, markette, alışveriş sırasında, yolda, sokakta… nefret dolu sözlerle Suriyelilere yapılan saldırılar var, eğer biraz Suriyelilere benzer kıyafetler giydiyseniz, Suriyeli olmadığınız halde sizi Suriyeli sanıp saldıranlar da var. Hem Suriyeliler rızkımızı yiyor deyip hem de Suriyelileri az maaşla, sigortasız çalıştıran, maaşlarını ödemeyen ya da kömürlükleri Suriyelilere fahiş fiyattan kiralayanlara dair örnekleri paylaşmıyorum bile…
Toplumsal olarak ırkçı saldırıların can aldığı gündem arasında ya Suriyelilere yönelik saldırılar “sorun yok” siyaseti nedeniyle görmezden geliniyor ya da “ırkçı” siyaset güdenler tarafından, Suriyelilere devletin çok fazla maddi destek verdiği yalanı söylenerek, Suriyelilere yönelik ırkçı saldırıların artması sağlanıyor. Savaştan kaçıp gelen, muhtemelen babaları Suriye’de ölmüş, annelerine ve kız kardeşlerine bakmak için onlarla kalmak zorunda kalan, ülkelerinde yaşadıkları olaylar nedeniyle büyük travmalar yaşamış olan Suriyelilerin Türkiye’de gördüğü birçok nimet olduğu gibi bir o kadar da külfet var. Yazının her daim tümüyle sorun çözücü olmadığını bilsek dahi arada bir de olsa hemen yanı başımızda yaşanan ırkçı saldırıları, insanların maruz kaldıklarını yazmak gereğine inanıyorum. Türkiye’deki Suriyelilerin durumu komple sorundan ibaret değil ancak durum, “sorun yok” denilecek kadar da tozpembe değil. Türkiye’de çoğunluk ırkçılardan oluşmuyor, Suriyelilere muhacir muamelesi yapan çok fazla insan var ancak azımsanmayacak sayıda fırsat bulduğunda zehrini kusan ırkçılar da var. Irkçılar ve pragmatik siyaset güdenler arasında kalan ve arada bir de olsa seslerini duyurmamız gereken Suriyeliler var. Umarım bir yazıyla da olsa seslerini duyurabilmişimdir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.08.2025
16.01.2025
7.01.2025
7.11.2024
31.10.2024
9.10.2024
26.08.2024
20.08.2024
15.08.2024
28.07.2024