Ergun BABAHAN

Menderes gibi gelip Çiller gibi gitmek!
27.12.2013
2442

 Çivisi çıkmak deyimi herhalde bu gibi durumlar için söylenilmiştir. Yargıda yaşanan komedi sonrası söylenilecek tek söz var, memleketin çivisi çıkmış. Savcının savcıyı suçladığı, polisin mahkeme kararını yerine getirmediği, hızlı trenden polisevi ihalesine, SABAH Gazetesi’nin satışından maden ruhsatlarına kadar her alanda paraların havada uçuştuğu bir dönemden geçiyoruz.

Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yolsuzlukların göbeğinde olduğu iddia edilen, 100 milyar dolarla ifade edilen yolsuzluk dosyası yürütmenin, bağımsız olduğu söylenilen yargıya açık ve pervasız müdahalesiyle engelleniyor. Oysa, Adalet Bakanı’nın bizzat müdahale ederek durdurttuğu soruşturmadaki iddialar ciddi ve ağır. Bakın soruşturma konusu iddialara:

İstanbul  Etilerde bölgenin tek boş arazisi olan ve piyasa değeri 1 milyar doları bulan Etiler Polis Okulu arazisi 460 milyon dolara bir şirkete ihalesiz satıldı. Bu yolla devlet yaklaşık 600 milyon dolar zarara uğratıldı. Arazinin üzerine yapılacak konut ile zararın birkaç milyar dolarları bulacağı hesaplandı. (Bu şirketin Bilal Erdoğan ile bağlantılı olduğu iddiaları var. Bu konuda bir tek açıklama yapılmadı.)

- Söz konusu şirket, Orman Bakanlığı’nın maden için izin vermediği Sultanbeyli Paşaköy orman sahasında bulunan maden arazisine bir ay gibi kısa bir sürede işletme izni aldı. 10 milyar dolarlık maden işletme izni karşılığında işletme sahibine herhangi bir ödeme yapılmadan yüzde 50 hisse ile ortak olundu. Daha sonra ise işletme sahibi ortaklıktan çıkarıldı ve şirket işletmeye tamamen el koydu.

Bir medya grubunun (SABAH-atv) elinde bulunan yazılı ve görsel medya organlarının satın alınması için bazı işadamlarından 100er milyon dolar para toplandı.

- İstanbul Pendik Üçağaç mevkii civarında bulunan 249 parseldeki arazinin Kadıköy 3. İcra İflas Müdürlüğü’nden pazarlık ile satışı gerçekleştirildi. İhaleye çıkmadan önce fason şirketler kuruldu ve ihaleye bunların girmesi sağlandı.

- İzmir Urla sınırları Zeytineli dolaylarındaki bir arazi tamamen usulsüz şekilde 1. derece sit alanından 3. derece sit alanı haline getirildi. Arazinin henüz imara açılmadan üzerinde binalar yapılmaya başlandı.

Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattı İhalesine fesat karıştırıldı. İhale tarihinden birkaç gün önce bazı şirketlerin yöneticileri bir araya gelerek ihalede verilecek teklifleri birlikte kararlaştırdı.

- Planlanan 14 termik santral, özelleştirme kapsamından çıkarıldı ve yenilenmesi için bir şirkete ihale edildi.

-  Bir vakfa(Başbakan Erdoğan’ın çocukları ve yakınlarının yönetimindeki TÜRGEV)usulsüz şekilde ve siyasi nüfuz kullanılarak kamu arazileri devredildi. Bunlar arasında İGDAŞ ve İETT’ye ait araziler de yer aldı. Vakfa devredilen bir başka kamu arazisine otel yapılmak istenmesi üzerine, araziye sınır özel bir arazi tehditle satın alınmak istendi.

-  Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi’yle ilgili bir ihalede gizli kalması gereken bilgilere ulaşıldı ve ihaleye fesat karıştırıldı.’’

Soruşturmaya izin verilmediği gibi, iddiaların ortaya saçılıp delillerin karartılmasına imkan verildi ama bağımsız medya kuruluşları çok basit bir araştırmayla gerçeğe ulaşabilir. Mesela Polisevi arazisi satıldı mı, satıldıysa kaça satıldı ve kim aldı öğrenmek çok kolay. Savcıyı suçlamak yerine böyle bir araştırmayı yapmak çok kolay aslında.
Ama Erdoğan’ın Rıza Sarrap ile ilgili sözlerine bakınca böyle bir araştırmanın yapılamayacağını, yapılsa da fayda etmeyeceğini görürsünüz.

Erdoğan’ın “Milletin malına, devletin malına yönelik bir şey var mı?”sorusu, aslında‘‘Bakanlarımın Zarrap’tan para alması doğaldırın’’ kibarcasıdır. Böyle bir yaklaşım, Türkiye’de her türlü değerlerin ayaklar altına alındığının açık göstergesidir. Başbakan, ona buna cevap vereceğine, komplo teorileri kuracağına, kendi Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın dile getirdiği gerçeğin gerekçesini açkıklasın ve Ali Ağaoğlu’na neden 70 kat izni verdirdiğini açıklasın.

Memlekette her iş rüşvetle yapılır olmuş, hızlı trene gölge düşmüş, yakınınızda müeahhit ordusu oluşmuş, yakınlarınız kire pise bulaşmış, soruşturmayı engellemeye çalışıyorsunuz. Yargıyı yasamanın yedeği haline getirme çabanıza önce yargının şerefli mensupları sonra da başta Avrupa Birliği olmak üzere parçası olduğunuz uluslararası kurumlar tepki verecektir.

Türkiye gibi köklü bir devlet geleneği olan ülkeyi kabile devletine döndürüyorsunuz. Kendi yarattığınız hikayenizi kendiniz bitiriyorsunuz. Menderes gibi gelip Çiller gibi gitmek böyle bir şey olsa gerek. Yazık…

http://t24.com.tr/yazi/menderes-gibi-gelip-ciller-gibi-gitmek/8146

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar