Ergun BABAHAN
Ekonomi çökmüş durumda…
Döviz kurları aldı başının gidiyor. Ekonomisi dışa bağımlı bir ülke için bu felaket habercisi. Artan döviz kuru, başta enerji olmak üzere tüm girdilerin ve sonuçta hayatın pahalanmadı anlamına geliyor.
Türkiye’nin 400 milyar dolar dış borcu var. Dolar ve Euro’daki her artış bu borcun Türk Lirası cinsinden katlanması demek. Yani ekmekten elektriğe, makarnadan deterjana kadar her ürüne zammı ifade ediyor.
Yoksulluğun, işsizliğin artacağı bir döneme giriyoruz. İktidar, bu dönemi uluslararası piyasalardan tefeci faiziyle borç alarak idare etmeye çalışıyor ama artık onun da sonu gelmiş görünüyor.
Bu haber Ahval’den…
Edinburgh Üniversitesi Profesörü Russell Napier, finans tarihçisi ve uluslararası yatırım fonlarına danışmanlık yapıyor. Napier, İsviçre’nin Neue Zürcher Zeitung’la yaptığı söyleşide Türkiye’nin borçlarını ödeyemeyeceğini ve iflasın başladığını ileri sürdü.
Napier, küresel piyasalarda 1980'lerin yeniden yaşanacağını ve Türkiye’yi büyük bir krizin beklediğini kaydederek, ‘Türkiye’nin iflası başladı’ dedi. Napier, en geç seçimlerden sonra, Türk Lirası’nın muazzam ölçüde değer kaybedeceğini belirterek şunları söyledi:
‘Türkiye’nin 400 milyar doları bulan borcunu ödeyemeyecek duruma geldi. Bunun yaratacağı krizin en çok Fransız ve İtalyan bankalarını vuracak. AB bu bankaları kurtarmak zorunda kalacak.’
Böyle bir tabloda AKP’nin halka vereceği bir umut yok. Yolsuzluk, cehalet, kof bir tarih övünmesi, israf, kişisel zenginleşme dışında amacı olmayan bir güruhun elinde parti.
Siyasi İslam’ın çapsızlığının, aç gözlülüğünün çarpıcı bir örneği. Siyasi İslam’ın geri gelmemek üzere gitmesi gerektiğinin kanıtı. Ülkeyi, doğayı ve insanını bir yağma alanı olarak gören bu anlayış Türkiye’yi iflas noktasına getirdi.
Doların beş liraya dayandığı, öğretmenlere para ödeyemediği, satacak kamu malının kalmadığı bir dönemde Erdoğan ne yapacak?
En iyi bildiği işi elbette…
Savaş, kan ve nefret saçıp tabanını biralarda tutmaya çalışacak.
7 Haziran seçimlerinden sonra başta Deniz Baykal olmak üzere CHP içindeki ulusalcılar ve MHP ile işbirliği içinde yaptığı tam da buydu...
Seçim sonuçlarını kabul etmeyerek yeniden Kürtlere savaş ilan etti ve 1 Kasım seçimlerine gitti.
Suruç’ta, Ankara’da bombalar patlatıldı. Çok sayıda masum insan öldürüldü.. Bu kanlı saldırıların ardından çıkan haberler, ihmalin ötesinde bir plan olduğunu gösterdi bizlere.
Erdoğan şiddet, savaş politikası ile toplumun demokratik talebini bastırdı ve muhaliflerini büyük oranda susturdu. Bu seçimde şiddet argümanın Erdoğan’ın elinden alınması gerekiyor.
Seçimler yeni bir başlangıç yapmak ve siyaset alanı açmak için zorlukları olsa da fırsatlar sunuyor. O yüzden dün de belirttiğim gibi, liste tartışmasını bırakıp AKP’yi alaşağı etme üzerine odaklanmalı herkes.
Kolay değil…
Devlet, medya, maddi imkanlar, polis ve asker şiddeti AKP’nin elinde. Özellikle Kürt illeri kırsalında neler yaşanabileceği, herkesin malumu. Şartlar eşit değil ve zorlu.
Ama herkes bu zorlukları bilerek seçime gidiyor. O zaman herkesin üzerine düşen sorumluluklar var.
Yaşanan bunca haksızlıklar karşısında Kürt hareketinden bir şey istemek haksızlık gibi gelebilir ancak demokrasi, özgürlük ve barışa ulaşmanın yolu karşı tarafın oyununu bozmaktan geçer.
Bu dönemde şiddet ve savaş argümanını AKP ve Erdoğan’ın elinden almak görevi PKK’ye düşüyor. PKK derhal eylemsizlik kararı ilan etmelidir çünkü:
1- Erdoğan’ın elinden ‘ülkemize saldırı var’, savaştayız’ yalanını almak gerekiyor.
2- Seçim sürecinden AKP karşısındaki tüm muhaliflerin elini güçlendirmek ve demokratik siyasete alan açmak şart.
3- Bu sayede Kürt coğrafyasında HDP başta olmak üzere siyasi partiler daha rahat çalışacaktır. Bir rahatlama ve gevşeme sağlanacaktır.
4- Eylemsizlik ‘mücadele edersek Erdoğan gidecek’ diyen kesimlerin umudunu artıracaktır.
5- Eylemsizlik, yeni dönemde kutuplaşmış toplumun yeniden yan yana gelmesine, yeni kapıların açılmasına ve tekrar barış masasına dönülmesine ciddi katkı sunacaktır.
6- Erdoğan tarafından öcüleştirilmiş HDP’ye yeni alanlar açacaktır.
Bu zorlu bir dönem ama dün de belirttim bugün ideal olan makule ulaşmak. Türkiye, Nazi benzeri bir dönemden geçiyor. Her kurum bu dönemin geride bırakılması için üzerine düşeni yapmalı.
Ayrıca, eylemsizlik kararı alındığı zaman STK, aydınlar, siyasetçiler de bir sorumluluk üstlenmelidir. Barış sadece Kürtlerin sorunu değil, hepimizin sorunudur.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021