Gülay GÖKTÜRK
Şaşırt bizi CHP
5.01.2013
3042
İmralı'yla görüşmeler tahminimizden de hızlı gelişiyor gibi.
Bunca hayal kırıklığından sonra -aman dilimizi ısıralım- bu defa görüşmelerin yeni bir hezimetle sonuçlanmaması için her iki tarafın da işleri çok daha sıkı tuttuğu anlaşılıyor. Baksanıza, daha baştan, her iki tarafın "derin" yapılarının girişecekleri provokasyonlara karşı tedbir bile alınmış:"Muhtemel provokatif eylemlerin görüşmeleri kesmesine izin verilmeyecek" diye karar almışlar.
İşlerin hızlı gitmesi bana Erdoğan'ın bu yılın ilk altı ayında "bu işi bitirmek" niyetinde olduğunu düşündürüyor. Zira hepimizin bildiği gibi yılın ikinci altı ayından itibaren Türkiye 2,5 yıl sürecek bir seçim atmosferine girecek.
Eğer ilk yarıda PKK'nın silah bırakması sağlanabilir ve kan temelli durdurulabilirse, Erdoğan ve AK Parti bu tarihi başarının meyvelerini önlerinde bekleyen üç seçimde de toplayabilir. Ama ilk altı ayda sonuç alınamazsa, artık seçim ortamına girilmiş olur ve PKK'yla müzakere ile seçim çalışmaları bir arada yürüyemez.
Bu elbette siyasi riski büyük bir plan... Zira işler tersine döner, bir hezimet daha yaşanır ve terör örgütü daha da azarsa, bu kez plan geri tepecek ve bu hezimet seçimlerde AK Parti'nin ve Erdoğan'ın zayıf karnını oluşturacak.
Ama görüldüğü kadarıyla Erdoğan bir riski alıyor. Zaten onu lider yapan en temel özelliği de bu değil mi? Risk almak ve Türkiye'nin en dokunulmaz sanılan sorunlarına el atmaya cesaret etmek...
Peki ya CHP ne yapacak?
Benim asıl merak ettiğim, iktidar böylesi riskli bir alanda cesaretle ilerlerken, CHP'nin ne yapacağı...
AK Parti, çıkarılacak yol haritası üzerinde BDP ile ittifak yapabilir.
Ama terörü bitirmek ve gerektiğinde kapsamlı bir af çıkarmak gibi devasa bir işi sadece BDP desteğiyle çözme pozisyonuna düşmeyi siyaseten kaldıramayacağını; BDP ile baş başa kaldığı bir manzaranın ortaya çıkmasını göze alamayacağını biliyoruz.
O yüzden, bugün başlayan görüşme sürecine ve arkasından gelecek siyasi ve anayasal adımlara CHP'nin de destek vermesi olağanüstü önemli.
Peki bu CHP'nin bunu yapması mümkün mü?
Kılıçdaroğlu'nun İmralı ile görüşmelere olumlu baktığını söylemesi beni bir parça umutlandırsa da, CHP'nin bu konuda şimdiye kadar izlediği siyaseti düşündüğümde endişelerim ağır basıyor.
Zira CHP bu konuya şimdiye kadar sadece ve sadece AK Parti'yi zayıflatmak açısından baktı. Kafa yorduğu tek nokta, Kürt sorununun AK Parti iktidarı döneminde çözülmesini engellemek oldu.
Kılıçdaroğlu AK Parti Türkiye'nin boğazını sıkan bu sorunu çözerse onu bir daha iktidardan indirememekten korkuyor. Siyasi rekabeti düşmanlık olarak algılayan ve "düşmanımın lehine olan her şey benim aleyhimedir" mantığına dayanan bu çizgi CHP'yi tarihinde yaşayabileceği en büyük sıçramadan mahrum bırakıyor.
Kazan-kazan ittifakı mümkün
Oysa Kılıçdaroğlu elini taşın altına koymaya ve AK Parti'yle birlikte çalışmaya cesaret etse, elde edeceği politik kazanç şu anki mızmız engelleme politikasından yüz misli fazla olur.
Bu tarihi günlerde, CHP'ye dost olan bütün güçlerin Kılıçdaroğlu'na, rakibini güçsüzleştirmek uğruna kendisini daha da güçsüzleştireceğine, rakibiyle birlikte güçlenme yolunu tavsiye etmesi gerekir.
Tabii, AK Parti'nin CHP'yi birlikte çalışmaya çağırırken takındığı tavır ve üslup da önemlidir bu ittifakın gerçekleşmesinde. Erdoğan, sorunu birlikte çözerlerse, bu başarıyı topluma iki partinin ortak başarısı olarak sunacağı konusunda güven vermelidir Kılıçdaroğlu'na.
Başarının onurunu birlikte taşıyacaklarına da; meyvelerini birlikte toplayacaklarına da inandırmak için elinden geleni yapmalıdır
.
İşlerin hızlı gitmesi bana Erdoğan'ın bu yılın ilk altı ayında "bu işi bitirmek" niyetinde olduğunu düşündürüyor. Zira hepimizin bildiği gibi yılın ikinci altı ayından itibaren Türkiye 2,5 yıl sürecek bir seçim atmosferine girecek.
Eğer ilk yarıda PKK'nın silah bırakması sağlanabilir ve kan temelli durdurulabilirse, Erdoğan ve AK Parti bu tarihi başarının meyvelerini önlerinde bekleyen üç seçimde de toplayabilir. Ama ilk altı ayda sonuç alınamazsa, artık seçim ortamına girilmiş olur ve PKK'yla müzakere ile seçim çalışmaları bir arada yürüyemez.
Bu elbette siyasi riski büyük bir plan... Zira işler tersine döner, bir hezimet daha yaşanır ve terör örgütü daha da azarsa, bu kez plan geri tepecek ve bu hezimet seçimlerde AK Parti'nin ve Erdoğan'ın zayıf karnını oluşturacak.
Ama görüldüğü kadarıyla Erdoğan bir riski alıyor. Zaten onu lider yapan en temel özelliği de bu değil mi? Risk almak ve Türkiye'nin en dokunulmaz sanılan sorunlarına el atmaya cesaret etmek...
Peki ya CHP ne yapacak?
Benim asıl merak ettiğim, iktidar böylesi riskli bir alanda cesaretle ilerlerken, CHP'nin ne yapacağı...
AK Parti, çıkarılacak yol haritası üzerinde BDP ile ittifak yapabilir.
Ama terörü bitirmek ve gerektiğinde kapsamlı bir af çıkarmak gibi devasa bir işi sadece BDP desteğiyle çözme pozisyonuna düşmeyi siyaseten kaldıramayacağını; BDP ile baş başa kaldığı bir manzaranın ortaya çıkmasını göze alamayacağını biliyoruz.
O yüzden, bugün başlayan görüşme sürecine ve arkasından gelecek siyasi ve anayasal adımlara CHP'nin de destek vermesi olağanüstü önemli.
Peki bu CHP'nin bunu yapması mümkün mü?
Kılıçdaroğlu'nun İmralı ile görüşmelere olumlu baktığını söylemesi beni bir parça umutlandırsa da, CHP'nin bu konuda şimdiye kadar izlediği siyaseti düşündüğümde endişelerim ağır basıyor.
Zira CHP bu konuya şimdiye kadar sadece ve sadece AK Parti'yi zayıflatmak açısından baktı. Kafa yorduğu tek nokta, Kürt sorununun AK Parti iktidarı döneminde çözülmesini engellemek oldu.
Kılıçdaroğlu AK Parti Türkiye'nin boğazını sıkan bu sorunu çözerse onu bir daha iktidardan indirememekten korkuyor. Siyasi rekabeti düşmanlık olarak algılayan ve "düşmanımın lehine olan her şey benim aleyhimedir" mantığına dayanan bu çizgi CHP'yi tarihinde yaşayabileceği en büyük sıçramadan mahrum bırakıyor.
Kazan-kazan ittifakı mümkün
Oysa Kılıçdaroğlu elini taşın altına koymaya ve AK Parti'yle birlikte çalışmaya cesaret etse, elde edeceği politik kazanç şu anki mızmız engelleme politikasından yüz misli fazla olur.
Bu tarihi günlerde, CHP'ye dost olan bütün güçlerin Kılıçdaroğlu'na, rakibini güçsüzleştirmek uğruna kendisini daha da güçsüzleştireceğine, rakibiyle birlikte güçlenme yolunu tavsiye etmesi gerekir.
Tabii, AK Parti'nin CHP'yi birlikte çalışmaya çağırırken takındığı tavır ve üslup da önemlidir bu ittifakın gerçekleşmesinde. Erdoğan, sorunu birlikte çözerlerse, bu başarıyı topluma iki partinin ortak başarısı olarak sunacağı konusunda güven vermelidir Kılıçdaroğlu'na.
Başarının onurunu birlikte taşıyacaklarına da; meyvelerini birlikte toplayacaklarına da inandırmak için elinden geleni yapmalıdır
.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015