Hadi ULUENGİN
HEMEN bütün Türkiye kentleri meydan fukarasıdır!
Bizim şehirlerimizde alan yoktur! Veya olanları da devede kulaktır!
Çünkü perspektif, simetri, paralel gibi uyum geometrisi kavramlarına sonsuz yabancı olan göçebe kültürümüz yerleşik uygarlığa geçtikten sonra da hükümranlığını sürdürmüştür.
Çadırı bıraksak bile ondan miras aldığımız ikâmet düzenimiz değişmemiştir.
Eğer mekâna kendimiz damga vurmuşsak, en kabadayısı eciş bücüş sokakların birleştiği yarım yamalak kavşakları meydan diye vaftiz etmişizdir. Eh, meydana kitakse!
Başkasından devralmışsak da mevcut olanlarının üzerine dahi sanki oba kurmuşuzdur.
***
ÖTE yandan bu mimari yoksunluk sivil toplum yoksunluğunun da ipucunu yansıtır.
Zira Antik Yunan’ın agora’sı, Eski Roma’nın forum’u, Batı Ortaçağı’nın piazza’sı falan, bunlar son tahlilde polites’in, civis’in, burjuva’nın siteye müdahil olduğu sahalardır.
Başka bir deyişle coğrafi alan aynı zamanda kamusal alanın uzantısıdır.
Dolayısıyla, eğer çok zorlar ve bunlara illâ bizden de emsal bulmaya çalışırsak, belki belki Yeniçerilerin her kazan kaldırış öncesi Aksaray’da toplandığı Meydan-ı Lahm’ı, diğer adıyla Et Meydanı’nı örnek verebiliriz.
Tabii oradaki “sivilliği” ve kamusal alanı sizin takdirinize bırakıyorum.
***
OYSA Osmanlı- Türk modernleşmesiyle atbaşı sayılabileceği ve ilk şehir planlamacılığına dâhil edilebileceği içindir ki Taksim yukarıdakilere istisna oluşturuyor.
Hakiki İstanbul ne kadar Tarihî Yarımada’da kalırsa kalsın, sözkonusu meydan bugün hiç tartışmasızkent merkezi sıfatını taşıyor.
Bunu da sırf sahanın genişliği ve kavşağın konumu belirlemiyor.
Onun merkez niteliği yine ilk moderniteyi yansıtan ve “ışıklara bürünmüş Beyoğlu” tangosuyla mitoslaşan İstiklâl Caddesi’nin Batılı varlığıyla bütünleşiyor
Yani, bu caddenin ulaşmayacağı bir Taksim’in Taksim olmayacağını bilmek gerekiyor
***
EVET, mitos ve evet, Batılı!
Zira bütün şarkta muteber levantenliğine rağmen eski Cadde-i Kebir bugün bile Sait Faik’in ifadesiyle “pekâlâ da bir Merkezî Avrupa payitahtına benzemeye” devam ediyor.
Zaten cazibe de buradan kaynaklanıyor!
Nitekim eğer hicap giyinmiş genç kızlar piyasa yapmak için Fatih veya Üsküdar yerine Tünel’e çıkıp oradan Galatasaray’a yürümeyi tercih ediyorlarsa; eğer hafta sonu varoşlarından inen Kürt delikanlılar Bağcılar ve Esenyurt’ta değil de Parmakkapı ve Kuloğlu’nda peykeye ilişiyorlarsa; eğer zapturapt ailelerden kaçan sevgililer Fransız Konsolosluğu önünde buluşunca dudak dudağa öpüşüyorlarsa, tüm bunların özünde başka bir hayat tarzı arayışı yansıttığını itiraf etmemek riyakârlığın ve ikiyüzlülüğün ta kendisi olur.
Nefes almak, ferahlamak, azat olmak, içi açılmak gibi deyimleri de kullanabiliriz!
Artı, bilinçaltında yukarıdaki siteye tekabül eden sivil kenti ve paraleli, perspektifi, simetriyi içeren uyum geometrisinin estetiğini keşfetme dürtülerinin de yattığını varsayabiliriz
Her hâlükârda hepsi Taksim Meydanı’na çıkıyor!
***
HEPSİ Taksim Meydanı’na çıkıyor, çünkü sözkonusu coğrafi alan aslında bütün sembolizmleriyle birlikte kamusal alanın da en geniş olduğu sahaya tekabül ediyor.
Yani Taksim’in ferahfeza niteliği ve merkez kimliği kent projelerini sonsuz defa aşarak toplum projeleriyle özdeşleşiyor ki, yine sembolik anlamdaki esas soru şudur:
Meydan simetrik uyumlara mı açılacak, yoksa eciş bücüş çıkmazlara mı kapanacak?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015