Hilâl KAPLAN
Pek çok açıdan istisnaî bir Ramazan ayı yaşadığımızı düşünüyorum. Örneğin Ramazan aylarında genelde merkez medyanın tüm Müslümanları töhmet altında bırakan bir alt metin eşliğinde yaptığı 'oruç dayağı' haberlerini okurduk. Bu Ramazan'da ise sonradan yalan olduğu kanıtlanmayan sadece bir haber çıktı. Yani böyle menfur hadiselerin hiç yaşanmadığını iddia etmek mümkün değil. Ancak İslâm'ı terörle yan yana koyan haberlerde olduğu gibi faturayı İslâm'a çıkaran haberleri okumaya alışmıştık. Oysa bu Ramazan, diğerlerinden farklı olarak parmağını Müslümanlara çevirerek "Suçlu, kalk ayağa!" diyen merkez medyadan çok diğer Müslümanlardı.
"İftar sofrası savaşları": Lüks otellerdeki iftar davetlerini protesto etmek amacıyla yer sofraları kuran Müslümanlar, zengin Müslümanları İslâm'ın yolundan sapmakla suçlayıp kendi üsluplarınca israf etmemeye çağırdılar. Niyetin iyiliğinden emin olsam da hem bir ibadetin protesto biçimine dönüştürülmesi hem de gösterişi kınayıp mütevaziliğe çağıran bu protestonun sonradan başka bir gösteriş biçimine dönüşmesi noktasında itirazlarım var. Örneğin daha geçenlerde köşesinde bir İslâm alimini küstahça eleştiren, geçtiğimiz yıllarda milyarlık bir düğünle evlenen birisinin Müslümanlara zühdü tavsiye etmek amacıyla yola çıktığı iddia edilen bir "sefer"deki yerini sorgulamak gerekmez mi? Ya da ne zaman üniversitelerdeki başörtüsü yasağının kalkma ihtimali doğsa kalemini yola taş koymak için kullanmış, Ak Parti'nin statüko tarafından kapatılma tehlikesi yaşamasına vesile olan "Şeriat geliyor" propagandasına ta Malezya'lardan malzeme üretmiş birisinin Müslümanlara hakkı hatırlatmak için yapıldığı söylenen bu protestodaki yeri ne olabilir? Gerçi bu protestonun katılımcı 'çeşitliliği' sayesinde bize gösterdiği en az bir gerçek var: Ak Partifobi, İslâmofobiyi yener.
"Dinde yoktur" hocalığı: Bu Ramazan da sakız çiğnemekten denize girmeye kadar neyin orucu bozup bozmayacağı gibi güzide hususlarda halkımızı bilgilendirenler ekranlardan eksik olmadı. Ancak buna ek olarak, dinde ne olduğundan çok dinde neyin olmadığı konusunda halkımızı bilinçlendirenler de vardı. Mesela "Kutuplarda nasıl namaz kılınır" gibi ümmetin kanayan yaralarından (!) birisine çare olmak için bayağı kafa yoran 'cesur' bir ilahiyatçımız dinde teravih namazının yerinin olmadığını da açıkladı. Hz. Ömer'den daha iyi bildiğini düşünen bu gibi hocalara muhterem Tuğrul İnançer'in bir sözüyle mukabele etmek en iyisi sanırım: "İslâm'ın şartı beştir. Ama altıncısı da haddini bilmektir."
"Hepimiz Afrikalıyız": Bu Ramazan'ın umudumuzu çoğaltan en müsbet yanlarından birisi şüphesiz Doğu Afrika'da açlığın pençesinde yaşam mücadelesi veren insanlar için halk olarak seferber olmamızdı. Türkiye kendisini nüfus olarak beşe, ekonomik düzey olarak ona katlayan Amerika Birleşik Devletleri'ni bile kat be kat aşan bir dayanışma örneği sergiledi. Doğu Afrika'daki sömürü düzeninde günâhı olan ülkeler başta olmak üzere tüm dünyaya önemli bir mesaj verdi. Bu noktada Ak Parti hükümetinin halkı bir amaç doğrultusunda mobilize etmek bakımından başarısını teslim etmek gerek. Ne yazık ki bu berrak sayfada yer alamayacak kadar kalbi kararmış olanlar da vardı. Bazı ulusalcılar ve solcular "Türkiye'de bunca yoksulluk, savaş, vb. varken ne Afrika'sı" diyerek gönüllerinin de siyasî ufukları kadar dar olduğunu göstermiş oldular.
"Hep birlikte Türkiye'yiz": Bu Ramazan'la beraber hatırlanacak bir diğer önemli ve güzel adımsa hükümetten geldi. Hükümet Vakıflar Kanunu'na geçici bir madde ekleyerek Cemaat vakıflarının 1936 yılında beyan ettiği tüm taşınmazların, mezarlık ve çeşmelerin adlarına tescil edilmesini sağladı. Böylelikle on yıllardan beridir devletin gasp ettiği taşınmazlar gerçek sahiplerine iade edilmiş olacak. Cumhuriyet kurulduğundan beri linçten zorunlu göçe, Varlık Vergisi'nden "Vatandaş Türkçe Konuş" kampanyalarında kadar pek çok zulme imza atan devletin bu hak gaspından nihâyet elini çekmesi iyi oldu. Geçtiğimiz haftalarda azınlık gazetelerinin yaşatılması için yıllık yardım yapılmasının yolunu açan Ak Parti hükümeti sadece "devlet zihniyeti"ndeki değişimi değil, aynı zamanda "Hep birlikte Türkiye'yiz" sloganının hakkının nasıl verileceğini de göstermiş oldu. Sloganın vaad ettiği ülkeyi inşa etmek için atılması gereken birçok adım daha var elbet ancak mezkûr düzenlemeyi ilk seferinde engelleyen CHP'nin 'seküler'olarak adlandırıldığı bir ülke için hükümetin yaptığı düzenlemeler hâlâ devrim niteliğini koruyor.
Ramazan'ı uğurlamanın hüznüyle yaklaşan bayramın neşesi arasında bir yerden yazdığım bu satırlarla muradım bu mübarek ayın ülkemize bahşettiği manevî iklimden ziyade siyasî iklimi anlatmaktı. Gelecek Ramazan'a kadar ikisinin kesiştiği noktaları çoğaltabilmek ümidiyle hayırlı bayramlar...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Her şey güzel olur tabii!
17.06.2019 - Mazlum Başbakanım
27.05.2019 - Sağa sola T.C. yazmakla olsaydı...
6.05.2019 - Kılıçdaroğlu’na YPG için ‘terörist’ dedirttik
1.05.2019 - Havalimanı canavarı, metrobüs sapığı ve diğerleri
29.04.2019 - Papa ve 1915
24.04.2019 - Mundar seçim!
16.04.2019 - Assange’a karakol, Dündar’a saraylar
15.04.2019 - Akdeniz’den geliyorlar
12.04.2019 - Belediyelerde yeni dönem: Koalisyon yönetimi
8.02.2019
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Yorumunuzu Giriniz...