Hüseyin GÜLERCE
ABD ve Avrupa Birliği yöneticileri, kendileri için menfaatin asıl olduğunu Mısır’daki darbeye verdikleri destekle ilan ettiler.
Demokrasiden, evrensel değerlerden anladıkları, menfaatleriyle sınırlı. Kendileri için demokrasiye evet, ama söz konusu bilhassa İslam coğrafyası olunca, diktatörlük de, sultanlık da, krallık da, darbe de her şey mubahtır… Bu ikiyüzlülük, bu samimiyetsizlik, bu çifte standart; Batılı zihniyetin, 21. yüzyıl dünyasına insanî bir mesajının kalmadığının da ilanıdır… Batı’nın demokrasi zihniyeti, (yöneticiler ile samimi demokrat kesimleri ayırt etmek lazım) bir oksijen çadırındadır ve insanlık, Avrasya ve Afrika’sıyla, Amerika ve Avrupa’sıyla o oksijeni bulmak ve yeni bir dünya kurmak zorundadır…
Taksim Gezi Parkı olaylarının, çevre, doğanın korunması gibi insani saiklerle başladığı doğruydu. Ancak bu tepkilerin, sonradan profesyonellerin kontrolüne geçtiğini ve AK Parti karşıtlığının bir öfke, kin ve nefret patlamasına dönüştürüldüğünü gördük. Taksim Meydanı, Tahrir’e çevrilerek, iktidarın sandık dışında alaşağı edilmesi için kör gözüne gözüne isyan başlatıldı. Ama bir çevre, ısrarla bunu görmedi, göstermedi, karartma ve bilgi kirliliği ile “90 gençliği” diye 1968’lerdeki heveslerini tatmin için bir de nostalji yapanlar devreye girdi. Vesayetin adamlarının, odaklarının ve medyasının, darbe davalarında gördüğümüz, meseleyi özünden saptırma, davaları, mahkemeleri itibarsızlaştırma, sulandırma, bulandırma, perdeleme ve karartma hamlesinin yeni bir versiyonu sahneye konuldu. Ne hazindir ki, Türkiye’nin demokratikleşmesine samimi destek vermiş aydınların bir bölümü de, bütün faturayı Sayın Başbakan’a kesme çabalarına iştirak ettiler. Hiç istemedikleri halde diğerleriyle yan yana göründüler. Tamam, Sayın Başbakan’ın hatalarını söyleyelim, haklı eleştirilerden kaçınmayalım. Kendisi de itiraf etti, hata yaptım dedi. Ama asıl resmi göstermeyip, bir de “dış güçler”i gündeme getirenlerle alay etme de neyin nesiydi?
Türkiye’nin üç tehlikeli zemini var: Türk-Kürt iç savaşı tehlikesi, Sünni-Alevi ayrışmasını körükleyerek Suriye üzerinden bir mezhep çatışması çıkarmak ve laik-dindar kutuplaşması üzerinden toplumu birbirine düşürmek, öfkeleri, kinleri, nefret ve düşmanlıkları kaşımak… Bu üç tehlikeli zeminde, “dış güçler”in; ABD’nin, Almanya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın, İsrail’in, Rusya’nın, İran’ın ve Suriye’nin “hiçbir dahli yoktur” denebilir mi? Denirse, tarih ve devletlerin arşivleri bunu yalanlamaz mı? Yalta’daki paylaşmayı biz mi yaptık? Ortadoğu’da ülke sınırlarını petrole göre cetvelle biz mi çizdik?
Evet, doğrudur her kötülüğü, bizi birbirimize düşürmeyi, tek başına dış güçler yapmıyor. Bizim de, başta siyasilerimizin, medyamızın, üniversitelerimizin, yüksek yargımızın yanlışları var. Ama unutmayalım bu dış güçler 150 yıldır bizimle uğraşıyor. Bizi 1. Dünya Savaşı’na İttihatçıların soktuğuna mı inanalım? Onların arkasındaki güçleri görmeyelim mi? Daha açıkçasını soralım: 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 darbelerinde “ABD’nin, AB’nin hiç rolü olmamıştır, haberleri bile yoktu” diyebilir misiniz? Darbecilerin, Türkiye’deki siyasi yapıyı nasıl etkilediğini bildiğimize göre, darbecilerin arkasında da bu malum güçler bulunduğuna göre, “dış güçler” bizim içimizle asla oynamazlar diyebilir misiniz? Dış güçleri öne çıkarıp ne umutları kırmayı, ne de işin içinden böyle çıkmayı düşünürüm. Ama ne olur, Mısır’da ellerine kan bulaşmış darbe destekçilerine rağmen “dış güçler hikâye” demeyiniz….
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019