İbrahim Kahveci
Son günlerin ana gündem maddesi devasa şirketlerin vergi vermemiş olması. Koca koca şirketler nasıl olur da kurumlar vergisi vermezler?
Normalde zarar eden şirketin kurumlar vergisi olmaz. Ama şu sıralar normali yaşamıyoruz. O nedenle anormal sorular ve gündemler işliyoruz.
Lakin muhasebe sistemimizde bir yanlışlık olacak ki, vergi vermeyen şirketlerin sahipleri delice lüks içinde yaşayabiliyorlar. İşte ana sorun burası.
Aslında benzer durum Türk siyaseti açısından da aynıdır. Ülke ekonomisi adeta varlık mücadelesi verirken siyasilerimiz acayip lüks içinde yaşayabiliyorlar.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek son açıklamasında bu duruma dikkat çekti: Vergi vermeyen şirketlerin hissedarlarının lüks harcamalarını inceleyeceklerini açıkladı. Gerçi Mehmet Şimşek daha önce de geliri düşük ama harcaması 5 milyon liranın üzerindeki kişileri inceleyeceklerini belirtmişti.
Acaba diyorum… Mehmet Şimşek kamu maaşı belli olan ama harcaması devasa olan siyasileri de inceleyebilir mi?
Hiç sanmıyorum.
Gelelim asıl meseleye.
Vergi mükellefleri için “kümesteki kazlar” tabiri kullanılır. Onlar kayıtlıdır ve sürekli onlar incelenip yolunmak istenir.
İyi mükellef istikralı şekilde vergi öder ve vergisini artırır. Aksi durumda müfettişler kapısındadır.
Aslında bu tür mükellefler hem istihdam açısından hem de ihracat açısından ülkenin en önemli değerleridir. Ama sürekli de bunlar yolunur.
Bir bakıma vergi bir kaynak kullanım tercihidir. O kaynağı kamu mu yoksa o özel sektör mü daha verimli kullanır?
Mesele kamusal hizmetler olunca asgari bir vergi kamu için zaruridir. Mesela savunma-askeriye için özel sektörün belirli bir pay ödemesi şarttır.
Ama diyelim ki siyasilerin refahı için, siyasilerin kendi ve parti varlıklarının sürmesi için vergi ne kadar değerlidir?
Bir örnek verelim: AK Parti kendi tabanını daha sağlam tutabilmek için mahalle teşkilatları vasıtası ile çok sayıda gece bekçiliği kadrosu oluşturarak işe aldı. Acaba bu bekçilerin maaşı için kümesteki kazları ne kadar yolmalıyız? Ya da liderimizin 13 uçağının bakımı için…
Yani yöneticilerin itibar harcamasına biz vatandaşlar ne kadar vergi ödemeliyiz? Evladının karnını doyurmakta zorlanan bir aile Reis’lerinin uçaklarına ne kadar katkı yapmalıdır?
Mehmet Şimşek çok vergi toplamayı hedefliyor ama bu vergilerin verimliliğini denetlemekte pek yetkisi yok. O nedenle kümesteki kazların soyulması aslında ülkemiz için büyük kayıp.
Bunu şu şekilde izah edeyim: Bir A ve bir de B-C kişileri var. A firması yatırım yapıyor ve 500 kişiye ek istihdam sağlayacak. Oysa B kişisi aynı sermaye ile 250 daire alıyor. C kişisi ise imara yakın bir yerden büyükçe bir tarla alıyor.
Burada normalde bizler A firmasını soyup duruyoruz. Oysa ranta ve kesin gelire dayalı B kişisine çok az dokunuyoruz. Ama asıl sorulması ve bakılması gereken C kişisi. Çünkü bu kişi siyasilerle el ele verip o tarlayı imara açtırıyor ve bir anda milyarlarca lira kazanıyor. Ve bunu hiç kimse görmüyor.
Her an iflasla karşı karşıya olan, yüzlerce çalışanı ile sorunları çözmeye çalışan A firması ve patronu, hem siyasetin hem de ideolojik tarafların ana hedefinde yer ederken B ve C kişiler mutlu-mesut yaşayıp giderler.
İşte Ali Babacan 2012-13’de tam da bunları hedefine almıştı… Ve bu onun sonu oldu.
Rant vergisi bu ülkede çok zordur; çünkü siyasetin varlığı da o rant kesiminin kayıt dışı bölüşümünden oluşur. O nedenledir ki, kamuda maaşı belli olan binlerle sayılacak kişiler devasa harcamalar yapabilmektedir. Adeta al gülüm ver gülüm misali.
Sizce Erdoğan’ın Belediyelerden olan 96 milyar lira alacağına bu kadar ısrar ederken neden bir Çinli firma olan Trendyol’a 1-2 yılda bu para kadar kıyak çekiliyor?
Neden 5 milyon liranın üzerinde harcama yapanların incelenmesi ertelendi? Ya da neden 500 bin liranın üzerinde harcama yapan herkesin vergi durumu incelenmiyor?
Neden???
Size yine vatan-millet-din-iman satılacak ve pastayı götürmesi gerekenlere ikramiyeleri verilecek… 2014’den beri böyle olmuyor mu?
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
14.07.2025
10.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
30.06.2025
24.06.2025
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025