İbrahim Kahveci
Film gibi seyrettiğimiz bir finansal çöküş dönemi seyrettik.
Film aslında Mayıs 2016’da emsallerinden koparak, Türkiye’ye özel sahnelere başladı. O günlerde 1 dolar 2,80 TL seviyesindeydi. Aynı günlerde ise, 1 dolar 3,55 Brezilya reali ediyordu.
Bugün 1 dolar aradan 2 yıl geçmesine rağmen hala 3,75 Brezilya reali ediyor. Oysa bizde artık 1 dolar 4,70 liradan işlem görüyor.
Lira dolar karşısında son 2 yılda %70 değer kaybetti. Aynı dönemde Brezilya reali dolar karşısında sadece ve sadece %6 değer kaybetti.
Ha, diyeceksiniz ki neden sadece Brezilya realini veriyorsun. Bakın Güney Afrika parasına, Mayıs 2016’da dolar karşısında 14,20’lerden işlem görüyordu. Şimdi ise 13,50’den.
Rus rublesi ise 65,0 seviyesindeyken, iki yıl sonra dolar karşısında şimdi 63,0 seviyesinde...
Ya Arnavutluk lekesi... Sakın leke demeyin; bu Arnavutluk para biriminin adıdır. 1 dolar Mayıs 2016 başında 119,0 leke ediyordu. Şimdi ise 1 dolar 108,0 leke ediyor.
Yani anlayacağınız Mayıs 2016’da seçilmiş bir başbakanın görevden el çekmesi ile başlayan, 15 Temmuz’la devam eden bir bozulma süreci yaşıyoruz. Burada 15 Temmuz hain FETÖ girişimini ayrı tutalım; çünkü ertesi iki haftada yerli yatırımcılar 12 milyar dolar satarak TL’yi tıpkı meydanlarda ülkesini koruduğu gibi korumuşlardır.
Zaten yerli ve milli para birimimiz lira, asıl bozulmayı OHAL ilanından sonra yaşamaya başlıyor. Ve süreç bugüne kadar neredeyse hiç kesilmiyor.
Diyeceksiniz ki, “OHAL fiyatlaması bu kadar uzun mu sürer”. Haklısınız...
Lirada son bir yılda yaşadığımız büyük kayıp bize özgü iktisat teorilerimizden geliyor. Bugün bankalarda TL’ye güvenmeyip, döviz hesaplarında taşınan tutar 200 milyar dolar. Türk halkı bile yerli ve milli parasını cazip bulmuyor ve “Şer güçlerin” parasına yatırım yapıyor.
İktisat bilimi der ki, “Paranızın değerini reel faiz ile belirlersiniz.” Bu bilimi ilk terk eden yine bir iktisat profesörü olan Tansu Çiller idi. Ve kendisi ülkeyi 94 krizine sürüklemenin ardından 3 aylık yüzde 50 faizli süper bonolar çıkarmak zorunda kaldı.
Biz de son bir yıldır hem yüksek cari açığa hem yüksek kredi açığına rağmen düşük faizle değerimizi korumak ısrarında bulunduk. Kendi sıra dışı teorilerimizle 94 krizine çok yakın bir dönem geçirdik. Dolar 3,40’dan 4,90’a; faizler de yüzde 11,0 seviyelerinden yüzde 19,0’un üzerine çıktı.
Hem yabancının parasına delice muhtacız (Maalesef üretim ekonomisini bitirdiğimiz için yabancının parası ile yabancının ürettiklerini tüketip, büyük ülke havası atıyoruz) hem de yabancıya kendi teorilerimizi inandırmaya çalışıyoruz.
Bugün geldiğimiz nokta şu;
Finansal göstergelerdeki bozulma, yani dövizdeki hızlı yükseliş ve faizlerdeki büyük artış şu anda birçok iş insanını kara kara düşündürüyor. “İflas mı ilan etsem, yoksa biraz daha dayanmaya mı çalışsam”
Kara tablo sahneleri sonbaharda çok daha sert esecek.
Belki de milyonlarca kişi işini kaybedecek.
Yıllık 60 milyar dolara koşan cari açığa para bulmanın yanında bir de 453 milyar doları bulan dış borçların ödemesinde bulunacağız.
Kısacası 70 sente değil; artık 7 sente muhtacız.
Peki, ihtiyacımız olan dövizi nasıl bulacağız?
Mesela, daha ucuz faizli kredi veren IMF’ye mi gideceğiz? Ama IMF öyle düşük faizli krediyi boşuna vermiyor: Diyor ki, halının altına süpürdüğün bütün sorunları çıkart ortaya. Mesela ne kadar GELECEK SATIŞI yaptıysan hesaba yaz.
IMF hiç acımadan, devletin kesesinden siyasete izin vermiyor.
Ya ikinci yol!
Yani, dışarıdan para bulamadığımızda yurt içi döviz tasarrufları ile başlayan, yerli ve milli para teorisi ile devam eden ve de Merkez Bankası dâhil kurumların bağımsız çalışmasını kaldıran bir içe kapanma dönemi mi yaşayacağız? Kısaca üç gün önce yazdığım gibi 70’li yıllara mı döneceğiz?
Ve son tercih...
AK Parti’nin 2003-2008 arası başarıyla uyguladığı modele geri dönüş: Tam demokrasiye doğru ilerleme...
Verimli bir devlet,
İşleyen kurumlar,
ve yarını belli olan kurallı, OHAL’siz bir Türkiye.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025