İbrahim Kahveci
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre;
-Aralık 2002 tarihinde bankaların kullandırdığı toplam krediler sadece 49 milyar liraydı.
-Mayıs 2018 itibariyle kullanılan kredi büyüklüğü 2 trilyon 339 milyar liraya ulaşmış oldu.
Bildiğiniz gibi TÜİK, GSYH hesabını iki kez revize etti.
İlk revize öncesi 2002 GSYH tutarı 278 milyar liraydı. Revize ile 2002 yılı GSYH’mız 350 milyar liraya yükseltilmiş oldu. İkinci bir revize ile, yine 2002 yılı GSYH’mız bu sefer de 359 milyar liraya yükseltildi.
Her ne olursa olsun, 2002 yılında kullanılan kredilerin ekonomideki payı ancak ve ancak yüzde 20 civarı etmektedir.
Oysa bugün kullanılan kredilerin ekonomideki payı yüzde 70’i aşmış durumdadır.
Bu çok muazzam bir artıştır.
GSYH’ya oranın her 1 puanlık değişimi bile büyük değer ifade etmektedir. Oysa sadece ve sadece 16 yılda kredi piyasasının ekonomideki ağırlığı/payı 3 kattan fazla artmıştır.
Bu ne anlama geliyor?
Artık faizlerdeki en küçük kıpırdama dahi tüm ekonomiyi daha fazla etkilemektedir. Hatırlarsanız 2001 yılında bir ara faizler binli rakamların üzerine çıkmıştı. Ama o yıl dahi ekonomide tek haneli küçülme yaşandı.
Bugün faizlerin bırakın binli hanelere çıkmasını, yüzlü hanelere çıkması bile ekonomide çift haneli küçülmeye yol açabilecektir.
Çünkü, artık yerimiz kredi-faiz sarmalına bulaşmış oldu.
***
2002 yılında bankalar sadece 29 milyar liralık yabancı para kredisi vermişti. Mayıs 2018 itibariyle yabancı para kredileri 832 milyar liraya ulaşmış oldu.
Kurdaki her oynama, bankaların yabancı para kredi kullanıcıları için ciddi bir risk anlamına gelmektedir.
Fakat özel sektör sadece bankalardan yabancı para kredisi kullanmıyor. 2002 yılında sadece ve sadece -6,7 milyar dolar olan reel sektör döviz açık pozisyonu, Nisan 2018 itibariyle -220 milyar doları aşmış oldu.
Türkiye’nin toplam dış borcu da 2002 yılında 129,6 milyar dolar seviyesinden, Mart 2018 itibariyle 466,7 milyar dolar seviyesine yükseldi.
Özetle, 16 yılda ülkemizin finansal hassasiyeti haddinden fazla, çok hızlı bir artış yaşadı. O nedenle bugün ekonomi yönetimi açısından en büyük sorun bu hassas dengede çözüm modelleri oluşturmak olacaktır.
Merkez Bankasının faiz artırımı, ekonomide birden ciddi frene yol açmaktadır. Faiz artırmasa, bu sefer de kur artışından batmamak için dört gözle bekleyenler uçuruma yuvarlanacaktır.
***
Aslında çözüm yolları da var.
Bir kere ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı öğrenmeliyiz. Eğer ayağımızı uzatacaksak, o vakit ekonomide güven ortamını oluşturup yorganımızı kendimiz üretmemiz gerekiyor.
Bunlar elbette sözle -lafla olacak şeyler değil.
Çok yapısal ve büyük değişimler gerekiyor.
Geçmişte defalarca yazdığım meseleler: Çalışma hayatını sil baştan değiştirmemiz gerekiyor. Çalışmamak üzerine kururlu çalışma kanunlarımızı, çalışmayı teşvik edici hale getirmemiz gerekiyor. Masanın tüm ayakları yere eşit basmalıdır.
Bugün kamudan emekli olan en düşük memurun maaşı 2100 liranın üzerindeymiş. Çünkü onlar ödedikleri primin yüzde 50’sini emekli maaşı alıyor. Oysa özel sektörde çalışan için bu oran yüzde 35.
Kısaca çalışmanın cezalandırıldığı, özel sektörün zorda bırakıldığı bir düzen. Aşırı devletçiliği bırakmaz ise, bu devletçilik altında özel diye bir şey kalmayacak.
Ya da finans sistemi!
Yatırımların ve üretimin finansmanında tek seçeneğin kredi olduğu bir düzen. Ne yatırım bankacılığı, ne de sermaye piyasaları gerekli altyapıya sahip. Kendimi bildim bileli sermaye piyasalarına vermediğimiz önemin faturasından bahsediyorum.
Bir de maliye politikası: Sıkı bütçe dediğimizde, artık özel sektörü sıkmaktan vazgeçelim. Ankara’nın zayıflaması modeline ne dersiniz!
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim: Çerçeve oturmaz ise, piyasalar da oturmaz. Finansal hassasiyetin bu derece yükseldiği bir dönemde, “dolar çıksa ne olur” ya da “faizlerden bize ne” diyemeyiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025