İbrahim Karagül
ABD Başkanı Donald Trump’ın; “Kürtlere saldırırsa Türkiye’yi ekonomik olarak çökertiriz, mahvederiz” açıklaması siyasi tarihin en büyük şantajlarından biridir. Hiçbir siyasi dille, gerekçeyle, mantıkla açıklanabilecek bir yanı yoktur.
Bu cümle dengesiz, ayarsız bir zihnin ürünüdür. Bir devlet başkanının değil bir DEAŞ zihniyetinin göstergesidir. Ancak bir örgüt bu tür cümleler kurar. Ancak bir terör örgütü bu tür bir kafa yapısıyla olaylara bakar. Devlet aklını yitirmiş, örgüt aklına rehin düşmüş, Türkiye ve bölge gerçeğinin çok ötesinde bir akılsızlık örneğidir.
Hiçbir ülke, Türkiye’ye böyle bir tehditle, boyun eğdiremez
Hiçbir devlet, Türkiye’ye böyle bir tehditle iş yaptıramaz. Hiçbir güç Türkiye’yi bu şantajlarla kontrol altına alamaz. Terör örgütleriyle müttefik olan, DEAŞ’ı kurup işgale zemin hazırlayan, PKK’yı silahlandırıp Türkiye’ye saldırtan, ülkemizi Suriye’nin kuzeyinden çevreleyip kuşatmaya çalışan, coğrafyayı paramparça eden, yeni ve çok daha büyük bölgesel çatışmaların zeminini hazırlayan bir ülkenin lideri, bize kendi coğrafyamızı, kimlerle nasıl iş tutacağımızı öğretemez.
Hiçbir ülke, terörü etnik bir kimliğin arkasına gizleyerek koruyamaz, bu gizli niyet üzerinden “müttefik” tanımı içinde yer alan bir ülkeyi tehdit edemez. Yakın komşularını Türkiye aleyhine kışkırtamaz. Arap-İslâm dünyasını Türkiye aleyhine provoke edemez. Bu ülkeyi Anadolu’ya hapsetmeye dönük gizli amaçlarını bir takım ilişkiler arasına gizleyerek sürdüremez.
ABD dünya için bir tehdit haline gelmiştir: Bir küresel haydutla karşı karşıyayız
ABD’nin ya da Trump’ın dünyaya nizam verme ahlâkı da, ehliyeti de, ekonomik ve siyasi gücü de yoktur. ABD bu gücünü çoktan kaybetmiştir. En önemlisi de ABD’nin küresel etki alanında itibarı, ikna gücü olağanüstü derecede sarsılmış, çökmüştür.
Bu, sadece bizim için böyle değildir. Latin Amerika’dan Rusya’ya, Çin’den Afrika’ya hatta Avrupa’ya kadar ABD sadece saldırgan bir devlettir. Bu bakışı, yaklaşım tarzı, dünyayı algılama biçimi ile küresel ölçekte bir tehdit haline gelmiştir.
ABD yönetiminin ve halkının anlaması gereken yeni durum budur. Çünkü ülkeleri, dünyaya yön veren güç olmaktan çıkmış bir örgüte dönüşmüştür. Büyük tehlike burasıdır. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan hantal ve çok dengesiz bir devletle karşı karşıyayız. Bu yüzden de itibarı sıfırlanmış, kaba güçle karşı karşıyayız. Bir küresel haydutlukla karşı karşıyayız.
Türkiye harita dayatılacak ülke değildir: Bir daha asla 20. yüzyıl yaşamayacağız
Türkiye için o tehditler dönemi çoktan kapanmıştır. Öyle bir twitle, bir Ankara ziyaretiyle, ABD medyasında yayınlatılan bir yazıyla ayar verilen, onlar olmazsa terörle şehirlerine girilen ülke yok artık. Bu blöfleri yiyecek, dolar operasyonlarıyla diz çöktürülecek, ekonomik terörle esir alınacak bir ülke yok. S. Arabistan ve BAE üzerinden para hareketleriyle köşeye sıkıştırılacak ülke yoktur.
Türkiye artık harita dayatılacak ülke değildir. Yeni Suriye haritalarına, Irak haritalarına, yarın S. Arabistan ve Körfez haritalarına zorlanacak bir ülke değildir ve olmayacaktır. Çünkü Türkiye vesayetle yönetilen bir ülke olmaktan çıkmış, bu mücadelede çok büyük bedeller ödemiştir. Gerekirse daha da ödeyecek ama bir daha asla 20. yüzyıl tekrarlanmayacaktır.
Bizim coğrafyamız, bizim ülkemiz, bizim aklımız..
Dünyanın yarıdan fazlasıyla savaş halinde olan bir ülkenin lideri tarafından tehdit ediliyoruz. Kürtlerle, Araplarla, İranlılarla, Orta Asya ile, Güney ve Uzak Asya ile ilişkilerimizi belirlemeye yeltenen, binlerce kilometreden sınırlarımıza gelip bize “güvenlik” palavraları sıkan, otuz yıldır bu ülkeye yalanlar söyleyen bir ABD’den söz ediyoruz.
Artık bu yalanlara inanacak kimse yok bu ülkede. Ülkemizi de, sınırlarımızı da, bölgemizi de ABD telkinleriyle görecek bir siyasi akıl ve toplumsal kimlik de yok artık. Bizim aklımız, bizim coğrafya bilgimiz, bizim siyasi zenginliğimiz, bizim gelecek hesaplarımız ortadadır. Kaba güçle bunları dizginlemek, bir milleti dizginlemek nasıl da aptalca bir bakış açısı.
Trump, Türkiye’den önce kendi ülkesine söz geçirsin, bir görelim!
Çin ile, Rusya ile, Avrupa ülkeleri ile, Latin Amerika ile, Türkiye ile ve daha birçok ülke ile ticaret savaşları başlatan ABD, yakın gelecekte bu savaşın aslında kendini vuracağını görecektir. Birkaç küçük devlet ve birkaç terör örgütü dışında hiçbir müttefiki kalmayan bir ülkeden söz ediyoruz. Bu her şeyi anlamaya yetecektir.
Trump, Türkiye’yi tehdit etmeyi bıraksın, kendi ülkesine söz geçirmeyi başarsın önce. Ülkesinde sözünü dinletemeyen bir liderin Türkiye’ye bu tür saldırısı aptallıktan başka bir şey değildir. ABD Başkanının bir an önce yeni bir dünyanın şekillendiğini görmesi lazım. Yapması gereken de kendi ülkesini bu yeniliklere uyumlu hale getirmektir. İnsanlığın gidişatının tam tersine yelken açmış imparatorlukların ne kadar yol alabileceğine dair tarih kitaplarında çokça örnek vardır.
İran sınırından Akdeniz’e: Hiçbir bölge dışı güç, hiçbir terör örgütü olamaz
Türkiye, güneyden çevrelenmeyi reddedecek ve asla buna boyun eğmeyecek. Türkiye, o terör koridorunu, o harita planını boşa çıkaracak adımları kararlılıkla atacak. Türkiye, ABD’den İsrail’e, BAE’den S. Arabistan’a ve içerideki ortaklarına kadar, kurulan büyük oyunu bozacak. Buna gücü de aklı da vardır.
Türkiye İran sınırından Akdeniz’e uzanan bütün güney sınırlarında bir terör örgütünün ya da bölge dışı bir ülkenin hâkim olmasına izin vermeyecek.
Fırat’ın Doğu’suna müdahale ertelenemez
Bu yüzden de Türkiye, Fırat’ın Doğu’suna müdahale edecek, etmek zorundadır. Buradaki tehlike ölümcül bir gerçektir, ülkemiz için en yakın ve en büyük tehdittir. Geçirdiğimiz, ertelediğimiz her günün bedeli çok daha ağır olmaktadır, olacaktır.
Bütün dünya şunu bilmeli: Çok bedel ödesek de o mücadeleyi kazanmak üzereyiz. Tarih yapıcı irade ve genetiği bu çağa taşımak üzereyiz. Tehditlerini de, haritalarını da başlarına çalacak donanımdayız. Biz bunu başaracağız ve hepiniz tanık olacaksınız. Hiç geri adım atmadığımızı öğreneceksiniz..
Ekonomik olarak mahvederiz, demek bir savaş sebebidir. Ama nihayetinde Trump söylüyor tabii.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021