İsmet Berkan
Aydın Doğan, kendi ailesini de şaşırtacak şekilde medya işinden tamamen çıkmaya karar verdiğinde, ben çoktan Doğan Grubundan ayrılmıştım. Ama bir ölçüde Aydın Doğan’ın akıl yürütme biçimini tahmin edebildiğim için Türkiye için üzülürken ona hak da vermiştim.
Hükümet ona haksız yere 1 milyar dolardan fazla ceza kesip bunu ödettiğinde yanında o gün medyasını satıyor diye ona kızanlardan biri bile yoktu. Ne iş dünyası ne de kaldığı kadarıyla medya bir dayanışma sergilemişti.
Aydın Doğan medyadan çıkmaya daha önce başladı aslında. Milliyet ve Vatan gazetelerini Erdoğan Demirören’e sattı. Demirören yabancısı değildi; zaman zaman cumartesi günleri gazeteye, Aydın Beyle sohbete geldiğini hatırlarım.
Milliyet ve Vatan, para kaybediyordu. Aydın Beyin onları elden çıkarması herkeste bir burukluk yarattı, en çok da Milliyet’te çalışan arkadaşlarda ama yapacak bir şey de yoktu.
Demirören ailesi açısından Milliyet ve Vatan’ı almak, hiç kuşku yok, hükümete yakınlaşma, Tayyip Erdoğan’ın kulağına yaklaşma çabasıydı.
Aydın Doğan’ın medya işinden tamamen çıkması da dediğim gibi anlaşılır bir şeydi. Hükümetin hiç acıması yoktu; normal bir gazetecilik faaliyeti bile zor yapılır hale gelmişti. Van depremini izlemek için kente giden Cüneyt Özdemir’in deprem yardım çabalarındaki bazı aksaklıklardan canlı TV yayınında söz etmesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın şimşeklerini üzerine çekmişti mesela. Oysa deprem bu, elbette bazı şeyler aksayabilir. Hükümetin gazetecilik üzerindeki baskısının seviyesi buydu. Tabii Özdemir’in Van’ın soğuk ve karanlığından söylediği birkaç kelimenin hesabı bile Aydın Doğan’dan sorulabiliyordu. Aydın Bey, gazetecilerin gazetecilik yaptığını söylüyordu ama karşı taraf kayıtsız şartsız biat istiyordu.
Aydın Doğan’ın medyadan çekilmesini normal buldum ama alıcıları normal bulmadım doğrusu. Çünkü Erdoğan Demirören’in çapı, sermayesi ve geleceğe dönük kazanç projeksiyonları ekonomik olarak Doğan Medya’yı satın almasına elverecek büyüklükte değildi. Bunu ekonomiyi izleyen, piyasayı bilen herkes görebiliyordu.
Doğan Grubu sonuçta 900 milyon doların üzerinde bir fiyatla satıldı. Erdoğan Demirören’in böyle bir parası yoktu; alımın 750 milyon dolarlık bölümü için hükümetin de yardımıyla kamu bankalarından kredi aldı.
Tabii unutmayın ülkemizde bir Bankacılık Kanunu var. Bu kanuna göre, batan kredide imzası olan banka yöneticileri aileleri ve birinci derece akrabaları dahil 25 yıl boyunca sorumlu oluyorlar.
Kanun elbette Ziraat Bankası yöneticileri için de geçerli. O yüzden bu krediyi vermek için yeterli teminat aradılar. Aslında krediyi hiç vermemeleri gerekirdi; çünkü normalde bir sanayi kuruluşunun alımında yüzde 75 banka finansmanı kullanmak pek alışıldık bir şey değil. Bu sebeple, daha birkaç yıl önce banka borçları nedeniyle Demirören Grubu’na geçmiş olan İstanbul’daki meşhur Kemer Country dahil pek çok Demirören varlığı krediye teminat gösterildi.
Son olarak önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ardından da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kemer Country arazisine ilave imar izni verdi, böylece oranın değeri kağıt üzerinde çok yükseldi ve Doğan Grubu’nun alımında kullanılacak kredinin teminatı oluşmuş oldu.
Doğan Grubu, satış sırasında karlı şirketlerdi. O yıl için bir tek Kanal D zarar etmiş gözüküyordu ama bunun sebepleri ayrıydı, kanal normalde grubun en karlı şirketlerinden biriydi.
Fakat şirketlerin Demirören Grubu’na geçmesiyle birlikte ciddi bir kanama başladı. Reklam gelirleri kesildi, tirajlar ve seyredilme oranları düştü. Grup toplu halde zarar yazmaya başlamıştı.
Kredinin ilk iki yılı ödemesizdi. Ama ödeme zamanı yaklaştığında Yıldırım Demirören, ödemesiz döneme ilişkin sürenin uzayıp uzayamayacağını sordu hükümete. Aldığı yanıt olumsuz olunca, çaresiz grup varlıklarını satmaya başladı.
Epey fahiş bir fiyata alınmış olan Total benzin istasyonları ve ailenin marka işi Milangaz bir başka devlet şirketine, Oyak’a satıldı.
Bu arada Türkiye’de kriz olmuş, emlak sektörü çökmüş ve üstelik Kemer Country’nin imar izinleri mahkemeler tarafından iptal edilmişti. Yani Demirören Grubu için bir teminat açığı da oluşmuştu.
Ben grup Ziraat’e ilk kredi taksit ödemesini yaptı diye biliyorum ama bir delilim de yok.
Grubun zararları devam ediyor. Ama Grup bir yandan Türkiye’de yeni alımlara da devam ediyor. Yabancı ortaklarıyla birlikte İddia’yı aldılar, Milli Piyango’yu aldılar, hatta Azerbaycan’da da piyangoyu aldılar.
Çok zor günlerin içinden geçiyor Demirören Grubu ve belli ki daha zorlu günler de onları bekliyor.
Hükümet acaba onları kurtaracak, onları rahatlatacak mı? Hep birlikte göreceğiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
13.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
10.04.2025
6.04.2025