Markar ESAYAN
Avrupa devletlerinin, yegane rakibi olan Osmanlı’nın en güçlü döneminde “başardıkları bir şey”, onların Osmanlı’yı yenmelerinin nedeni olmuştu.
O şey şuydu…
Avrupalılar, Viyana ve diğer bölgelerde Osmanlı ilerleyişini durdurma konusuna tüm kaynaklarının kabaca yüzde 70’ini ayırıp, geri kalan kısmını zaman kazanmak ve bu zaman içinde ulus devletler kurabilecek, milli, modern ordular oluşturacak, bilim ve keşiflerde ilerleyebilecek bir momentum yarattı.
Çünkü bu işler ancak böyle olur.
Dün “Erdoğan 15 yıldır ne yapıyor” diye sorduğum soruya “zaman kazanmaya/kayıp zamanı telafi etmeye çalışıyor” cevabını vermiştim.
Bunu başarmak, 16. Yüzyıl’dan hem daha zor, hem daha kolaydır.
Zordur çünkü, zaman çok daha hızlı akmakta ve önleme faaliyetleri çok hızlı gelmektedir.
Üstelik böyle hızlı akan bir zamanda Türkiye neredeyse bir 80 yılı oldukça kötü kullanmıştır.Menderes ve Özal’ın hamleleri olmasaydı ne olurdu ayrı bir konudur.
Lakin, Osmanlı’nın 18. Yüzyıl’da kendisine çarpan şeyin ne olduğunu anlamak için hiçbir şansı yoktu. Batı, düşünce biçmini değiştirmişti ve Osmanlı ile arasındaki mesafeyi kısa zamanda aritmetrik olarak değil, geometrik olarak açmıştı. Hep eleştiririz ama Osmanlı Batılılaşması’nın yüzeysel olmaktan başka bir çaresi yoktu.
Bugün artık bize çarpan şeyi tanımış durumdayız, çünkü onun bir parçasıyız. Diğer yandan Batı’nın dün Osmanlı/Türkiye’ye karşı kullandığı bilgi tekeli kırılmış, küreselleşmiş, bilgiden türetilen silahları kullanmak mümkün olmuştur.
Mesela biz Avrupa’nın Yüz Yıl Savaşları’nın bir benzerini, Türkiye’de son 15 yıldır çok daha hasarsız şekilde atlatıyoruz. Kadrocu vesayet hareketine karşı millet iradesine dönük devlet inşası, Batı’nın kendi içinde geçirdiği hesaplaşmalardan çok daha çabuk ve hasarsız olmaktadır.
Sadece 15 Temmuz’u Fransız İhtilali ile karşılaştırmak yeterlidir. Ben diyorum ki, 15 Temmuz, bundan sonraki etkileri bakımından Fransız Devrimi’nden daha az tarihi değildir.
İşte Erdoğan, son 15 yılda, enerjisinin önemi bir bölümünü darbelere karşı harcarken, tasarruf ettiği bölümle Başbakan Yıldırım’ın dediği gibi Türkiye’yi her bakımdan üçe katlamıştır.
“Üçe katlama olayı” sadece zenginleşme ile ölçülemez. Bu başarılar Balkan ve 1. Dünya Savaşı’nda içimize işlemiş olan aşağılık kompleksi ve “Bu ülkeden bir şey olmaz” takıntısını yerle bir etmiş, halk 15 Temmuz’a bu özgüvenle mani olmuştur; sadece kazanımları kaybetme korkusuyla değil.
2. Abdülhamid imparatorluğa 33 değerli sene kazandırmıştı. Üstelik çok yalnızdı. Kendisine karşı olanlar sadece İttihatçılar ve seküler ittifak değildi. Batı’nın real politik ve Raison d’Etat’sını ilk çözen ve diplomasiyi iyi bilen lideri Abdülhamid idi. Hedef olmasının nedeni büyük devletlerin hamlelerini bir yolunu bulup sektirmesi, büyük devletlerin arasındaki çelişkileri iyi değerlendirmesiydi.
Lakin dediğim gibi, zaman kazanmak bir şeydir; ama o zamanı iyi değerlendirmek için enerjinin bir kısmını ülkeyi güçlendirmek için artırmak gerekir. Abdülhamid’in böyle bir şansı olamadı. Sanırım olamazdı da.
Tarihten dersler çıkarırken, bazı kuralların tekerrür ettiğini, ama bu tekrarın farklı şartlar içinde işlevselleştiğini bilmek gerekir.
Bunu bilen bir liderimiz var. Bu liderliğin bir devlet sistemine ve geleneğine dönüşmesi gerekiyor. İşte başkanlık sistemine itiraz ve yedi düvelin üzerimize çullanmasının nedeni bu merhaleye gelmiş olmamızdan.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019