Markar ESAYAN
Birkaç gün önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Avrupa Konseyi’nde bir dizi temasta bulunmak üzere Fransa’nın Strasburg şehrine gitmişti. Orada bu temasların ardından Türklerle buluştu ve sonrasında da Almanya’ya geçti. Burada da Türkiyeli vatandaşlarımızla bir toplantı tertip edilmişti ancak maalesef Adalet Bakanı Bozdağ’ın konuşmasına müsaade edilmedi ve toplantı iptal edildi.
Bakan Bozdağ ile ayağının tozuyla geldiği Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “Gençlerin Gözüyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Sempozyumu”nda yan yana geldik. Kendisi burada yaptığı konuşmada da bu yasağı sert şekilde eleştirdi. Çünkü Alman makamlarının bu tavrı kabul edilebilecek gibi değildi, yeni de değildi. Bozdağ’ın ifadesiyle Almanya kendisine yeni Berlin Duvarları örüyordu ve bundan en çok kendisi zarar görecekti.
Avusturya ve Almanya gibi ülkelerin birtakım sudan gerekçelerle ifade özgürlüğünü bakan ve hatta Cumhurbaşkanımız düzeyinde engellemesi demokrasiyle doğrudan çatışan bir durumdur. Ama bunu Avrupalı ülkeler yaptığında hiçbir anlamlı itiraz gelmemekte.
Daha da trajik olanı, bu ülkeler referandum adına 16 Nisan’a kadar oy kullanacak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını bilgilendirme toplantılarını kendi iç işlerine karışmak olarak çarpıtırken, aslında Türkiye’nin içişlerine müdahale etmiş oluyorlar. Cumhurbaşkanı ve bakanları engelleyerek oradaki seçmenler üzerinde baskı uygulamış oluyorlar.
Türkiye’de demokratik bir şekilde anayasaya uygun süreçlerle yapılacak bir halkoylamasına bu kadar “ilgi” gösterip, terör örgütlerinin “hayır” kampanyasının önünü açmak, Türkiye’nin içişlerine müdahale etmektir.
Nitekim Venedik Komisyonu, Avrupa Parlamentosu’nun talebi üzerine anayasa değişikliği teklifi üzerine hazırladığı taslağı Adalet Bakanlığımıza sundu. Taslak tam bir felaket.
Diyebiliriz ki Venedik Komisyonu üzerinden tüm Avrupa CHP ve HDP’nin yanında “hayır”kampanyasına katılmış durumda.
Sayın Bozdağ’ın dediği gibi komisyon hiç bu kadar yorulmayıp CHP veya HDP sitesinden “hayır”kampanyasının broşürlerini derlese daha pratik olurmuş. Komisyon hiçbir şekilde objektif olmayan, teklifi kategorik olarak mahkûm eden bir taslak hazırlamış.
Bu, Türkiye’de oluşacak millet iradesine açık bir müdahaledir. Planlıdır, art niyetlidir.
Bir kere bu taslak objektif olsaydı dahi teklif komisyondan geçer geçmez yazılmalı ve önerilerin Meclis sürecinde dikkate alınmasının en azından zamansal imkanı sağlanmalıydı. Kesinleşmiş ve oylamaya giden bir teklif hakkında bu kadar önyargılı bir tavır almak ancak sonucu etkileme amacı taşımaktadır.
Bu müdahaleleri bekliyorduk. Ancak Venedik Komisyonu gibi temel kurumların alet edileceği kadar bir çürümenin olduğunu da görmüş olduk.
Aynı gayrete Avrupa Konseyi’nin ocak oturumunda da tanıklık ettik. Referandum öncesi süreci etkilemek için Türkiye’yi tüzüğe aykırı olarak izleme sürecine almak için yoğun çaba sarf edildi. Ancak Türkiye’nin kararlı duruşuyla bu oyun bozuldu. Referandumdan sonra belki “Evet”in öfkesiyle bunu yine yapabilirler.
Venedik Komisyonu OHAL varken referandum yapılmasını eleştiriyor. Oysa Türkiye’de OHAL ilk kez halka değil devlet içindeki çetelere ve terör örgütlerine karşı ilan edildi. Nedenleri de ortada. Kaldı ki Fransa OHAL’i 15 Temmuz 2017’ye kadar uzattı. Bu tarihe kadar da nisan ve mayıs aylarında hem cumhurbaşkanı hem de Meclis’i seçecek. Fransa’ya söz söylemeyenlerin Türkiye’de çok daha haklı nedenlerle ilan edilen ve rutini etkilemeyen OHAL’i mesele etmesi tamamen bir kötü niyettir, çifte standarttır.
Sonra da tüm terör örgütleri ve dış dünya “hayır” diyor deyince hop oturup hop kalkıyorlar.
Belli ki Türkiye’deki vesayet sisteminin bu referandum ile tarihe gömülmesini istemiyorlar.
Avrupa gerçekten Türkiye’deki demokrasiyi önemseseydi en azından tarafsız kalması gerekirdi.
Argüman sıkıntısı çeken CHP ve HDP’ye destek Avrupa’dan geldi. Alsınlar tepe tepe kullansınlar.
“Güneş hayırla sıvanmaz.” Milletimiz milli iradeye yapılan bu müdahalelere en kararlı cevabı 16 Nisan’da güçlü bir şekilde verecektir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019