Markar ESAYAN
Nostalji duygusu politik bir parametre olabilir mi?
“Eskinin daha iyi olduğu”na dair bir yanılsama gerçekten vardır. Kimse yaşadığı günlerde, o günün değerini o derece fark etmezken, “yaşanmış” olan zaman bizden uzaklaştıkça, yani aslında tespitlerde hata oranı arttıkça, eski zamanlar gözümüzde büyülü anlara dönüşebilir. Bir kitapta okumuştum, “Muhtemelen” diyordu, “Cilalı Taş Devri’nde yaşayanlar Taş Devri’ne öykünüyorlardı.”
Bunun kişisel bir eğilim olduğunu düşünürüz. Ancak, şu anki Türkiye’ye baktığımda bunun toplumsal/siyasi bir yansımasının olduğu ve hatta üzerine abanıldığı gözüküyor.
Dün, Hürriyet gazetesinde Çınar Oskay’ın İlber Ortaylı ve Vedat Milor ile çıktığı bir Beyoğlu gezisi söyleşisi vardı. Nostalji duygusu ve mekankoli o kadar yoğundu ki, sonunda “Sweet Child o’ Mine” şarkısına rast gelinen noktada, insanlar ağlamaya bile başlamıştı. Beyoğlu’nun yas müziği Guns N’Roses’tan gelmişti. Duygusal anakornizm ve yapaylık karmaşasının lapsusu olsa gerek.
Haliyle ben de “Beyaz Türklerdeki depresyon ve kayıp duygusunun nasıl şifa bulacağı” üzerine düşünüyorum. Bu sözlerde bir ironi ve istihza yok. Çünkü bu, şu an bizim en öncellikli meselelerimizden biri. Ciddiye alınması gerekiyor.
Toplumun bir kesiminde, dün Beyoğlu gezisine katılan bazı kerli ferli insanların yorumlarında da, “yoksunluk” ve “kayıp” duygusunun rasyonaliteyi blokladığı görünüyor. Ağır bir yas duygusu içinde yapılması gerekenlere dair sağduyu ortaya çıkmıyor. CHP neredeyse tüm politikasını, “adalet” yürüyüşünde olduğu gibi bu depresyonun öfke ve şiddete dönüştürülmesi üzerine kurmuş durumda. Objektif analiz ve çözümlere dair önerilerden özellikle imtina ediliyor. Çünkü bu bedavaya gelen politik bir kaldıraç.
Oysa Beyoğlu tarihinde birçok bunalımlı ve lümpen dönemlere tanık olmuştu. Babamın dükkanı Yenişehir’deydi ve ben Beyoğlu’nda büyüdüm. Seksenli yıllarda saat ondan sonra o pislik, koku ve karanlık suratlı bıçkın sürüsünün içinden babamla geçmekten korkardık.
Aslında İstanbul’un varoşlarla çevrelenmesi, susuzluk ve çöp dağları bir yana, mimari zevksizliğin nedenleri için 3 Kasım 2002’ye değil, 150 yıl geriye gitmek gerekirdi. Kırklı yıllarda Pera’daki Rum, Ermeni ve Yahudileri kaçırmak için taşradan her gün Tarlabaşı Karakolu’na imza vermek şartıyla hapishanelerden azılı suçlular bu semte yönlendirilmişti. İktidarda CHP vardı.
Mimari açıdan bakıldığında, Pera’nın yüz yıl öncesini ele alsak bile, taklit Rokoko ve Barok binaları herhalde kimse özgün sayamazdı. O günün yozlaşması da oydu. Kültürel bir yıkımdan geçtiysek, bunun nedenlerini herhalde Osmanlı’nın yıkılışı, kültürel özgünlüğe dayanmayan yüzeysel Batılılaşma, Cumhuriyet döneminin tarihle, dille ilişkiyi sıfırlayan Jakoben politikalarında aramak lazımdı. Menderes, CHP seçkinciliğine karşı mücadeleye başladığında, şehirlerin yoksul kesimlere açılacağı, varoşların oluşacağı, elit/halk çatışmasından da ne çıkacağı çok belliydi.
Osmanlı’nın kolonizasyonu Beyoğlu’nun hikayesiyle örtüşür. İktidarını bu sürece borçlu elitlerin kayıp duygusunu Pera’ya yansıtması o kadar simgesel ki! Beyoğlu’nun “kaybını” son 15 seneye bağlamanın tercümesi, son 15 yıldır eşitlenmeye dönük sıkıntıdır. Yani asıl kayıp duygusu, mutlak iktidara dairdir.
Hâlâ “gerçekten konuşma” aşamasına gelinmediği görülüyor. “Erdoğan hal edildiğinde” eski güzel günlerin geleceğine dair bir patoloji var. “Beyoğlu bu günleri de atlatır” derken, “İktidar bir gün yeniden bizim olacak” denmiş oluyor. Beyoğlu üzerinden bir fabl yazılmış, mekan ve binalar yoz bir siyasi amaç için konuşturulmuş.
Oyun Beyoğlu’nda sahnelenmiş ve semt suiistimal edilmiş, o kadar.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019