Ergenekon soruşturması kapsamında Oda TV’yle ilgili yapılan soruşturma tamamlanıp, iddianame kabul edildi. Hatırlanacağı gibi gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmalarının ardından kamuoyunda tepkiler yükselmiş ve soruşturma savcısı Zekeriya Öz bir açıklama yapmıştı. Öz, her iki ismin de gazetecilik faaliyeti ve kitaptan değil, örgütsel faaliyetler kapsamında tutuklandığını söylemişti.

Ancak bugün ortaya çıkan iddianame, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in kitaptan dolayı tutuklandığını ortaya koyuyor. Hanefi Avcı’nın yazdığı Haliçte Yaşayan Simonlar ve Ahmet Şık’ın basılamayan kitabı suçlamaların temel nedeni.
 

İmamın Ordubu Şık’a yazdırıldı

İddianameye göre, İmamın Ordusu isimli kitabın büyük bir bölümü “Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün talimatları ve yönlendirmeleri doğrultusunda” Oda TV’de hazırlandı. Kitap, önce emniyetçi Sabri Uzun adına çıkarılmaya çalışıldı. Ancak bu olmayınca Nedim Şener’in devreye girmesiyle konu Ahmet Şık’a havale edildi.

Soner Yalçın’ın bilgisayarında ele geçirilen, “Sabri’nin Kitap konusunda çekincesi var ikna etmeye çalışalım, kitabı seçimden önce yetişmeli. Nedim Ahmet Şık’la bu konuda görüşsün, Kitaba çalışırken cesur olun. Çıkarma ve ekleme yapmaktan çekinmeyin... Nedimi kutlarım. Ahmet’i çalıştırsın” notu da deliller arasında gösteriliyor. Savcılık ardından şu değerlendirmede bulunuyor;

“Kitap olarak yayınlanması planlanan örgütsel çalışma ile Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda propaganda yapıldığı, bu kapsamda özellikle devam etmekte olan dava sürecini etkileyerek ve yönlendirerek adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs edildiği anlaşılmıştır.”

Aynı suçlama Nedim Şener için de dile getiriliyor. Tek fark ise Şener’in talimatla Şık’a kitap yazdırdığının iddia edilmesi. Şener ayrıca, “Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaç ve hedeflerine uygun olarak Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabının hazırlanmasında görev aldığı” gerekçesiyle de suçlanıyor. Gerekçelerden biri de Nedim Şener’in Posta’daki köşesine yaptığı alıntıyla kitaptakinin farklı olması.

 

Tutukluluk ağır bir karar

Hatırlanacağı gibi bu çelişkiyi kamuoyuna yansıtan kişi bendim. Nedim Şener, Avcı’nın kitabını ilk kez, masasında gördüğünü söylemesine rağmen, alıntılardaki farklılıkları ortaya çıkarmış, Şener’e bu çelişkinin nedenini sormuştum. Nedim Şener tutuklu bulunduğu cezaevinden bana bir mektup göndermiş, “sorumda haklı olduğumu” belirterek, alıntıları kitaptan değil, Hanefi Avcı’dan aldığı “word” dökümüne dayandırmıştı. Döküm aldığı yer ve tarihi de mektubunda belirtmişti. Mektup üzerine inceleme yapmış ve ikinci bir yazı kaleme almıştım. Şener’in word belgesini aldığını söylediği tarihte, yazıların yayımlandığını ortaya koymuştum.

Şener’in kitapla ilgili bu çelişkilerine, İmamın Ordusu’ndaki Ahmet Şık’ın bana ait dediği notların bazılarının kendisine ait olmadığı gerçeğine rağmen, her iki gazetecinin de tutuklanması çok ağır bir karar. Değil tutuklama, bu iddialarla, Şık ve Şener hakkında kovuşturmaya bile gerek duyulmamalıydı. İddiaların tümü doğru olsa bile, kitap yazdığı, yazdırdığı için bir insanın tutuklanmasını, soruşturulmasını kabul etmek imkânsız.

 

İçinde olmadıkları örgüte yardım

Savcı Zekeriya Öz, soruşturmanın başında yaptığı açıklamada tutuklamanın “gazetecilik ve kitap faaliyetiyle ilgili” olmadığını söylemesine rağmen, bugün tutuklamanın kitapla ilgili olduğu net bir şekilde görülüyor.

İddianameyi hazırlayan Cihan Kansız, Şık ve Şener’in “Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün hiyerarşik yapısı içinde bulunmadığını” belirtmesine rağmen, kitapları gerekçe göstererek, bu iki ismi “örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgütsel doküman hazırlama amaçlı örgüte yardım etmekle” suçluyor. Ortaya da haklı olarak şu soru çıkıyor; Bir isim örgütün hiyerarşik yapısı içinde yoksa nasıl örgüte yardım edebilir?”

Savcılık Terörle Mücadele Kanunu’ndaki maddeleri gerekçe gösterip, tutukluluk ve soruşturmayı haklı gösterebilir ama yaklaşık bir yıldır dediğim gibi kitabı bile silahlı örgüt kapsamına sokan bu kanun acilen değiştirilmeli. Meclisin ilk işi bu olmalı. İnsanlar biran önce özgürlüklerine kavuşturulmalı.