Mesut YEĞEN
14/28 Mayıs seçimlerindeki yenilgi muhalefet seçmeni için yeterince ağır, yeterince can sıkıcıydı. Diğer yaptıkları bir tarafa, nüfusun yarısından fazlasını asgari ücrete mahkûm eden, son birkaç senesinde orta sınıfların tamamını alıştıkları konfordan uzaklaştıran 21 senelik Erdoğan iktidarına bir kez daha yenilmek, muhalif seçmenin moralini epey bozmuştu. 2019 yerel seçimlerinde alınan başarı ve 2023 seçimleri öncesindeki kamuoyu yoklamaları Erdoğan iktidarının gitmesinin artık bir zaman meselesi olduğuna işaret ederken yaşanan bozgun, muhalif seçmeni biraz “nasıl oldu bu iş” şaşkınlığına biraz da “gitsek mi buralardan” çaresizliğine sürüklemişti.
Başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin seçim sonrasındaki halleri muhalif seçmeni bir açıdan seçim sonrasındakinden de berbat, başka bir açındansa seçim sonrasındakinden farklı ruh hallerine sürüklüyor. Görebildiğim kadarıyla muhalif seçmenin bir kısmı “bu iş olmayacak, olana alışalım artık” moduna girerken, bir kısmı da “başka yollara mı baksak” ruh haline bürünüyor. Muhalefetin halleri, muhalif seçmenin bir kısmını Erdoğan iktidarını, Erdoğan’ın banisi olduğu milli ve yerli rejimi ebedileştirecek türden bir “vaziyete uyum” haline, diğer bir kısmını da “bunlar olmadı, bari şuna bakalım” düşüncesine sürüklüyor. Kendi adıma konuşacak olursam ne ilk halde ne de ikincisinde şaşıracak bir şey var. Sonuçlarından kaygı duyuyorum, lakin muhalefetin hallerine bakınca muhalif seçmenin her iki halini de anlıyorum. Muhalefetin hangi hallerinden söz ettiğime gelince…
Şuursuz
Seçimlerden önceki halleri de çok parlak değildi ama seçim sonrasındaki halleri, seçimlerden sonra söyleyip yaptıkları, CHP yöneticilerinin şuursuz, içinde olunan vaziyetin koordinatlarını sağlıklı bir biçimde tespit edebilmek kabiliyetinde olmadıklarını gösteriyor. Seçimlerden önce “aday önemli değil”, “Erdoğan’ın oyu yüzde 26”, “karşısında kola kutusu olsa kazanıyor” türünden vecizelerde ve İmamoğlu’na yasak geleceğini herkesin tahmin ettiği gün bir işe yarayacağı baştan şüpheli Berlin gezisine gitmek gibi işlerde kendisini gösteren şuursuzluk, ilk turdan sonra panikle Özdağ’ın yanında belirip, kimselerin haberdar olmadığı sözler vermek gibi işlerde, ikinci turdan sonra da “aslında o kadar kötü kaybetmedik”, “en yüksek oyumuzu aldık” açıklamalarında kendisini göstermişti.
Ancak, son birkaç haftada yapılıp söylenenler CHP yönetimindeki şuursuzluğun seçim öncesi heyecan ya da seçim sonrasında ortaya çıkan moral bozukluğuyla ilgili olmayıp, genel, giderilemez bir durum olduğunu gösteriyor. Seçimlerden aylar, seçimler ve sonrasında ne yapılacağına dair sağlıklı çıkarımlar yapıp, uygun adımların ne olabileceğine karar vermeye yetecek kadar bir zaman geçtikten sonra bile seçimde olanın niye olduğuna dair söylenenler ve “şimdi ne yapılacak” sorusuna verilen cevaplar sözünü ettiğim şuursuzluğun geçici olmadığına işaret ediyor.
Mesela, Kılıçdaroğlu ve CHP yöneticilerine kalırsa, 2023 seçimleri ittifak yapılanların (ulusalcılar iktidara gelir korkusuna kapılan muhafazakârlar) kuvvetli destek vermemesi sebebiyle kaybedildi ama önümüzdeki yerel seçimler 2023 seçimlerinde olduğu gibi muhalefet partilerinin ittifak yapmasıyla, “6’lı Masa yerine 16’lı Masa’nın kurulmasıyla”, “birleşe birleşe” kazanılacak. Burada iki katmanlı bir şuursuzluğun olduğu ortada. Evvela, “muhafazakârlar kuvvetli destek vermedi ondan kaybettik” demek “CHP’nin 2023 seçimlerindeki esas stratejisi, seçimleri kazanmanın anahtarı olarak tarif edilen yol çalışmadı, ondan seçim kaybedildi” demek. “Muhafazakârlar muhalefetin cumhurbaşkanı adayına destek verebilecekken mi vermediler”, mesela “aday Kılıçdaroğlu olmasaydı”, hadi diyelim oldu, bari “Kılıçdaroğlu personası üzerine bina edilmiş bir kampanya değil de, kadroyu öne çıkaran bir kampanya yapılsaydı” destek verirler miydi, yoksa “zaten vermeyecekleri mi varmış” sorularının cevaplarını vermeden bu yapılan tespitin çok bir anlamı yok. Ancak tespitin neye işaret ettiği açık. Kılıçdaroğlu’nun “muhafazakârlar desteklemedi ondan kaybettik” tespiti, seçimi kazanmanın anahtarı dediği stratejinin çalışmadığını gösteriyor. İkinci katmanda da şu var: Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi önümüzdeki yerel seçimleri nasıl kazanacağız sorusuna “genel seçimlerde yaptığımızı yaparak” demekten başka bir şey demiyor. “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çalışmayan seçim stratejisi, Meclis seçimlerinden çok cumhurbaşkanlığı seçimlerine benzeyen yerel seçimlerde niye çalışsın” sorusunun cevabını vermeye çalışmadan “6’lı değil 16’lı Masa kurarak seçim kazanacağım” demek, CHP yönetimindeki şuursuzluğun katmanlı ve kalıcı olduğuna işaret ediyor.
Suçlu ve Güçlü
Yine daha ziyade Kılıçdaroğlu ve CHP yönetiminde gördüğümüz bir hal de suçluyken güçlü olma hali. 2023 seçimlerinin niye kaybedilmiş olacağına dair kimi değerlendirmeleri CHP yönetiminin şarklılıktan payını epey aldığını, CHP yöneticilerinin de üzerlerine almak yerine, yanlış gidenin sorumluluğunu başkalarına, dışarıya yıkmayı sevdiklerini gösteriyor. Mesela Kılıçdaroğlu’na kalırsa seçimler kaybedildi, çünkü “kitlede sorun var.” Bir iki kez olsaydı bilinç sürçmesi denip geçilebilirdi ama Kılıçdaroğlu pek çok kez “ben irşad ettim ama halk yanlış yola gitti” mealinde şeyler söyledi. Başka vesilelerle yazıp söyledim, bu türden bir üsttencilikten herkesin değilse de siyasetçilerin mutlaka uzak durması gerekiyor. Uzak durmayan siyasetçiyi suçluyken güçlü yapan bir hal bu.
Yine Kılıçdaroğlu’na kalsa altındakiler, mesela ilçe başkanları Kılıçdaroğlu’nu halka iyi anlatsaydı, genel merkez tarafından ellerine tutuşturulan kitapçıkları iyi okuyup orada söylenenleri seçmenlere iyi aktarsalardı, işler başka türlü olabilirdi. Burada, yukarıdakine benzer bir üsttencilikle beraber bir şey daha var: Seçmenleri kendilerine aktarılan mesajlara bakarak, “bu aday, bu kitapta güzel söylemiş, ona oy vereyim bari” türünden rasyonel kararlar alan varlıklar sanmak naifliği. CHP yöneticilerinin üsttencilikten de naiflikten de uzaklaşıp, seçmenin rasyonel kararlar da alan ama çoklukla bir rutin içerisinde, zaman zaman da kendisine geçirilen ya da geçirilemeyen güven ve ümit gibi duygular üzerinden karar veren varlıklar olduğunu bir an önce idrak etmesinde fayda var.
Fırsatçılık
Sonunda tıpış tıpış bizimle ittifak yaparlar kafasındaki CHP’lilerde de yok değil ama bugünlerde daha ziyade İYİ Parti yöneticilerinde karşımıza çıkan bir hal bu. İYİ Parti yönetiminin 2023 seçimlerinde alınan kötü sonucun büyük sorumlusunun Kılıçdaroğlu ve CHP olmasından hareketle önümüzdeki yerel seçimlerde alınabilecek olanın en fazlasını alabilmek çabasına girmesinden söz ediyorum. Şurası doğru: İYİ Parti, 2019 seçimlerinde (kendi ferasetsizlikleri sebebiyle olsa da) seçmen büyüklüğüne denk düşen bir sonuç alamadı ve 2024 yerel seçimlerinde alabileceğini artırmak istemek hakkına sahip. Ancak şu da var: Bugün bütün muhalefet partilerinin olduğu gibi İYİ Parti’nin de üzerinde başka bir sorumluluk daha var. 2023 seçimleri sonrasında muhalefet seçmeninin ümitsizleşip, kayıtsızlaşması halinin önüne geçmek ve yerli ve milli rejimin ebedileşmesi ihtimaline karşı durmak. Yerli ve milli rejimin ebedileşmesi ihtimalinden rahatsız olan diğer muhalefet partileri gibi İYİ Parti de “ne yapılır ne edilir de 2024 yerel seçimleri bu ihtimali geri çevirebilecek bir payandaya çevrilebilir” sorusu üzerine düşünmek durumunda. Diğer partiler gibi, İYİ Parti’nin de yerel seçimlerde en fazlasını alayım derken, muhalefetin elinde avucunda olanı da kaybetmesine yol açıp, yerli ve milli rejimin ebedileşmesine katkı sunmaktan, daha doğrusu dar görüşlü bir fırsatçılıktan uzak durması gerekiyor.
Zillet
Orta ve üst sınıfların seçimlerin hemen ardından vur patlasın çal oynasın hallerine geri dönüşleri ve Zafer Partisi’nin kafa kaldırması gibi semptomlar, muhalefet seçmeninin bir kısmının buraları terk edelim modundan uyum gösterelim moduna, başka bir kısmının da yeni bir şey deneyelim, yeni bir ses çıkaralım moduna geçtiğini gösteriyor. Bu yeni modlara geçişin ardında muhalefetin şuursuzluk, üsttencilik ve fırsatçılık gibi hallerinin olduğunu düşünüyorum. En azından zannım bu.
Muhalefetin bu üç hali yukarıda sözünü ettiğim semptomların da gösterdiği üzere aslında bir dördüncü hale daha işaret ediyor: Zillet hali. İktidarın yeniden “en yapabilir, en rasyonel aktör” etiketleriyle anılmaya başlaması bir yandan, iktidar çevrelerinin “CHP’nin zayıflaması Zafer Partisi gibi mahfilleri güçlendirip başımıza bela edebilir” türünden endişelere kapılıp “çaresine mi baksak” diye inisiyatif almaya hazırlandığını gösteren işaretler diğer yandan, muhalefet seçmeni ve partileri, hep beraber bir zilletin içine düştüğümüzü gösteriyor. İçinden çıkabilmek için herkese, hepimize düşen bir şeylerin olduğu bir zilletin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
18.05.2025
4.05.2025
8.04.2025
8.03.2025
4.02.2025
25.01.2025
11.01.2025
28.12.2024
13.12.2024