Mümtazer TÜRKÖNE
Nahda ile AK Parti mukayesesini, ‘Siyasal İslam’ın lastik gibi her yöne çekilebilen kavramları ve teorileri yerine somut gerçeklikler üzerinden yapmak en doğrusu. Somut gerçeklik deyince ilk akla gelmesi gereken siyasî rekabet ile maddi dünyanın, yani ekonominin ilişkisi olmalı. 17/25 Aralık bu dünyanın içinden çıkan canlı-kanlı bir skandal değil mi?
Rüşvet ve yolsuzluğa şer’î gerekçeler bulunmasından bahsetmiyorum. ‘Humus’tu, Hayrettin Hoca’nın fetvalarıydı, ‘hayır işleri’ bahanesiydi; hepsi hakkında minareyi bir kenara, kılıfı öbür tarafa koyacak kadar fikir sahibi olduk. Asıl üzerinde durulması gereken sorun ‘Siyasal İslâm’ın Türkiye’deki çıplak gerçekliğinin tam olarak 17/25 Aralık soruşturmalarında kendini ele vermesiydi. 17/25 Aralık, ‘Siyasal İslâm’ın kendisini kamu kaynakları üzerinden nasıl finanse ettiğini, bu yolla nasıl kalıcı bir iktidar düzeneği ortaya çıkardığını gösterdi. Mesele burada da bitmiyor. Gölge kamu sektöründen beslenerek aşırı büyüyen devletin ekonomik iktidarı da doğrudan ‘Siyasal İslâm’ projesi olarak gelişti. Reel sektörün gözden düşmesi, inşaat sektörünün bütün tasarrufları yutan dibi delik fıçıya dönüşmesi, doğrudan ‘Siyasal İslâm’ın tercihi idi.
Kavramlar ideolojik-siyasî aidiyetleri temsil ettikleri nisbette, insanı gerçeklere yabancılaştırıyor. ‘Siyasal İslâm’, dine uygun bir siyasî düzen tasavvuruna indirgenince siyasal alanda karınca yuvası gibi kaynayan bu amorf kütleyi tanımakta zorlanırsınız. ‘Siyasal İslâm’, iktidar rekabetinde dinin sadece işlevsel bir referans olarak yer almasını anlatıyor, dinin müteal hakikatleriyle kendisini değil. Seyyid Kutub’un veya Abdullah Azzam’ın radikalizmi de ‘Siyasal İslâm’, “Bize oy vermeyenler patates dinindendir.” popülizmi de öyle. Din hangi düzeyde ve kime karşı olursa olsun siyasî arenaya sokulduğu ve taraflar kendilerini bu kimlik veya aidiyetle tanımlamaya başladığı zaman, dinî referansların rakip siyasî hedefleri tahrip eden cephaneliğe dönüşmesi, yani ‘Siyasal İslâm’ın devreye girmesi kaçınılmaz. Anlamak için farklı ‘Siyasal İslâm’ yorumlarına değil, yine İslâm’ı referans alan onun anti-tezine yani sivil-sosyal İslâm alanına bakmalısınız.
Tekrarlayalım: Siyasî rekabet alanında taraf olarak yer almayı kategorik olarak reddeden, dinin dayanışma, yardımlaşma ve bir bütün olarak toplumsallaşma geleneğini sürdüren sivil-sosyal İslâm ile diğeri arasındaki farklılık ‘İslâmileşme’ sorunu değil, doğrudan en yalın dünyevî (hatta laik) biçimiyle ‘siyasileşme’ sorunudur. AK Parti siyasal alanda sadece İslâm’ı bir enstrümana dönüştürmedi, baksanıza ‘kan testi’ ve milliyetçi söylemlerle eklektik biçimde iktidar üretimine katkıda bulunduğu sürece milliyetçi tezlere de dört elle sarıldı. Demek ki din de, milliyet de siyaset için aynı mantıkla araçsallaşıyor.
AK Parti ‘Siyasal İslâm’ı iktidara gelme stratejisi olarak değil, iktidara yerleşme ve kalıcılaşma aracı olarak kullandı. AK Parti iktidarının ilk yıllarında muhalefetin dilinden düşmeyen ‘takiyye’nin ortalıktan kaybolması, pratiğin bu tartışma düzeyini fersah fersah aşmasının eseri. 17/25 Aralık bu kalıcılaşma serüveninin bir yol kazasından ibaret. AK Parti, İslâm’ın değil siyasetin alanını genişletmek adına devlet İslâm’ına, yani imam hatiplere ve din eğitimine dört elle sarıldı. Sivil toplumun elinden dinî dayanışma ağını çekip almak için devlet iktidarını seferber etti. Siyasallaşmış bir dinî cemaat yaratmak için kamu kaynaklarını ve özellikle devlet ihalelerini kullanmak zorundaydı. Gölge kamu ekonomisi bu finansmanı sağlayabilmek üzere genişledi ve 17/25 Aralık bu zeminde patlak verdi.
Rakibi olan sivil İslâm’ı, Gannuşi Tunus’ta ‘Siyasal İslâm’dan ayırarak emniyete alıyor. Cami yani sivil İslâm ile parti yani ‘Siyasal İslâm’ arasındaki ayrım, serbest teşebbüs ile devlet üzerinden zenginleşenlere tekabül ediyor. Demek ki Tunus’ta bir 17/25 Aralık yaşanmayacak. Şimdi cevap verin: Nahda ile AK Parti’nin ne alâkası var?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
8.11.2025
7.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
21.10.2025
19.10.2025
16.10.2025