Murat AKSOY

AKP: Soft IŞİD
22.07.2015
2221

 Önceki gün Suruç'ta Kobani için dayanışma açıklaması yapan gruba yönelik intihar eyleminin 'olağan şüphelisi' olarak IŞİD öne çıktı.

 Bundan yaklaşık 1 ay önce basın mensuplarının "Urfa'da IŞİD tehlikesi var mı?" sorusu üzerine vali, soru soran gazetecileri keyfi biçimde göz altına aldırmıştı. Vali'nin işgüzarlığının nedeni şimdi daha iyi anlaşılıyor.

 İSTANBUL'DAKİ IŞİD

 Kuşkusuz sadece Urfa değil, haftasonu İstanbul Ömerli'de IŞİD sempatizanlarının gövde gösterisini medyadan izledik. Ki, Türkiye'nin pek çok yerinde IŞİD'in uyuyan hücrelerinin varlığı biliniyor.

 Suruç'ta yaşanan patlama sonrasında siyasilerin yaptıkları açıklamalar bize, sadece zihnen değil giderek duygusal bölünmeye giden Türkiye resmini bize açık biçimde gösterdi. Büyük bir katliamın, acının bile ortaklaştıramadığı siyaset karşı karşıyayız. Bu bölünme, sadece farklı toplumsal kesimler arasında değil ne yazık ki, tüm siyasi çabalara rağmen bölgenin Türkiye'den duygusal kopuşunu da içeriyor.

 IŞİD: AKP'NİN İYİ ÇOCUKLARI

 Katliamdan sonra gerek AKP çevresinden gerek Erdoğan'dan gelen açıklamalar patlamayı sıradanlaştırma eğiliminde. Bunun nedeni çok açık. IŞİD'in Ortadoğu'da bir tehlike haline gelmesinde en büyük pay bizatihi AKP'nin dış politikası ve politika yapıcılarınındır. IŞİD'a 'bizim iyi çocuklar' muamelesi yapan AKP, artık o çocukları kontrol edemez hale gelmiştir.

 Bu politikasıyla AKP, IŞİD'in ideolojik akrabasıdır.

 Bugün yapılması gereken iki şey var. İlki Reyhanlı'dan başlayarak olağan şüphelisinin IŞİD olduğu tüm karanlık olaylar, Meclis'te araştırılmalı ve sorumlular ortaya çıkarılmalıdır.İkincisi ve en önemli yapılması gereken MİT, Emniyet gibi ülke hizmetinden çok iktidara bilgi ve belge servisi yapan kurumların, Meclis tarafından denetlenmesi ve bu süreçlerde ihmali olanların ortaya çıkarılmasıdır. Eğer AKP, Suruç katliamından sonra ülke için yapacağı en hayırlı şey, dış politikada ve iç politikada köklü bir değişimdir.

 HEPİNİZ ORADAYDINIZ

 Bu katliam, Kürtlerin bu ülkeden duygusal kopuş açısından büyük bir risk taşımaktadır. Erdoğan'ın 'Dolmabahçe Mutabakatı'nı yeniden tartışmaya açmasının ardından gelen bu katliam Kürtler için olumsuz bir mesajdır.

 Can Dündar'ın Cumhuriyet'te yazdığı haber hem öncesi hem de sonrası ile büyük ölçüde doğrudur. Erdoğan sadece Dolmabahçe görüşmesinin içeriğinden değil öncesi yani Perşembe günü HDP heyetinin Kandile'e ve İmralı'ya, MİT heyetinin İmralı'ya gidişinde de haberdardı, bu ziyaretlerin sonuçlarından da.

 Ki, AKP'li vekil ve yazarlar hep bir ağızdan "Çözüm sürecinin iki garantör ismi var: Biri Erdoğan biri Öcalan" diye yazmaya ve söylemeye devam ederken; Erdoğan'ın süreçte olanlardan haberdar olmaması mümkün mü?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • yıldız

    yıldız

    4.01.2013 18:00

    Mehmet hocam, sendemi takıldın yıldızlara.. Bir yıldız yörüngesinden çıkmadıkça hem parlayıp hem paralamaz.( double oppositions) En iyisi sen yıldızını değiştir . Yıldızmı yok gökyüzünde.. seninkinden sonra tahmini 399.999milyar tane bu kadar seçme şansın.......var iken .

Yazarlar