Murat AKSOY
Birkaç gündür senaryosuna aşina olduğumuz film, yeni jeneriği dönmeye başladı: BDP kapatılacak mı, milletvekilleri tutuklanacak mı? BDP'nin Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, "partilerinin kapatılacağına dair duyum aldıklarını" açıkladı.
Eskiden parti kapatmalara ilişkin duyumların kaynakları farklı idi. Devletin bazı kurumları, Cumhuriyetin laikliğine, birlik ve bütünlüğüne aykırı gördükleri partiler için durumdan vazife çıkarır, dosyalar hazırlar bunu Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletir, Başsavcılık dosyayı zenginleştirip davayı açardı. İstisnalar dışında süreç kapatma ile sonuçlanırdı.
BDP'nin kapatılacağı yönündeki işaretler bu kez AK Parti kaynaklı. Bazı milletvekili ve bakanın açıklamaları yorumlanarak bu çıkarsama yapılıyor.
BDP'ye yönelik kapatma davası açılabileceği düşüncesi sürmekte olan KCK soruşturması ile doğrudan bağlantılıdır. KCK soruşturmasında tutuklu yargılanan pek çok ismin parti ile olan ilişkilerini dikkate aldığımızda BDP çevresinde kapatma davası açılabileceği duyumu normal hale geliyor.
Elbette KCK soruşturmasında hukuk ihlallerini, yargının keyfiliğini, tutuklu yargılamanın insan hakkı ihlali olduğunu, süreçte haksız tutuklamalar, gözaltılar dan dolayı dava sürecini ve kusuru olan kurumları eleştirelim. Buna itirazım yok. Ama partinin kapatılacağı duyumunu kamuoyu ile paylaşanlar, kabul edelim ki, süreci, ilişleri, hiyerarşiyi bizden çok daha iyi biliyorlar. Ve bu bildikleri şey, aslında "duyum".
2012 (iki gün kaldı) Türkiye'sinde parti kapatarak demokratikleşme iddiası elbette inandırıcı olmaz. BDP'nin kapatılması Kürt sorununu çözmeyeceği gibi, sosyolojik olarak da sonuç vermez, vermedi.
Burada hemen şu hatırlatmayı yapalım. Parti kapatma, özellikle 1980 darbesi sonrasında devletin, farklı ve tehlikeli gördüğü toplumsal kesimleri siyaseten "bir süreliğine" yok etmenin en kolay yolu idi. 12 Eylül'de referanduma sunulan anayasa değişikliğinin Meclis'e sunulan paketteki 8. Madde, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran değişiklik idi. Ancak o oylamaya BDP destek vermediği için, madde paketten düştü.
Ancak Türkiye'nin her şeye rağmen yani parti kapatma zorlaştırılmamış olsa dahi, artık parti mezarlığı olmaktan çıkarılması lazım. Çünkü parti kapatma bugüne kadar hiçbir sorunu çözmediği gibi yok sayılan siyasi görüşü de yok etmemiştir.
BDP BİR SİYASİ PARTİ MİDİR?
Buraya kadar yazdıklarımız konunun bir boyutu. Konunun bir de BDP boyutu var. Bu boyutta, partiye ve Kürt sorununa sempati ile bakanların kabul etmekte zorlandıkları bir gerçek var. Kabul etmekte zorlandıkları bu gerçek, onları sahici olmayan bir senaryoya inanmaya itiyor. Ve bir kısır döngü oluşuyor.
İçine hapsolunan bu kısır döngüyü kırmanın yegane yolu; gerçekle yüzleşmek. Gerçekle yüzleşmediğiniz zaman, yanılsamalar üzerine bir dünya kurarsınız.
Basit bir soru var önümüzde; BDP, siyasi bir parti midir?
Soru basit.
Şüphesiz hukuki düzeyde vereceğiniz cevap; elbette BDP bir siyasal partidir.
Peki ikinci soruya geçelim; BDP siyasi parti gibi davranıyor mu, davranabiliyor mu?
Bu soruya pek çok insan, BDP'nin siyasi parti gibi davrandığını söyleyemez. Ve BDP, KCK soruşturması sürecinde, son dönemde PKK'ya yönelik operasyonlarda siyasi parti vasfını daha çok kaybetti. Örgüt ile mesafesini neredeyse sıfıra indirdi.
BDP, siyasi partiden çok PKK'nın en üstte olduğu hiyerarşideki en alt kurumsal yapı olduğunu gösterdi.
Bu açıdan BDP kendi kendini siyasal olarak kapatmıştır. Meclis'teki görüntüye bakıp BDP siyaset yapıyor diyemeyiz.
BDP, Kürt sorunun çözülmesi konusunda inisiyatif almayarak, AK Parti'den daha ileri adımlar atmayarak, kendi zihnini Kandil'in ipoteğine vererek kendisini siyasi olarak kapatmıştır.
BDP, Anayasa Mahkemesi tarafından hukuki olarak kapatılmamalıdır.
Ama aynı BDP, PKK'nın kendisini kapattığı siyasi hücreden çıkarmalıdır.
Not: Önceki gece Uludere'de PKK'lı sanılarak vurulan sivillerin görüntüleri tam bir insanlık trajedisidir. Bu olayın sorumluları mutlaka yargı önüne çıkarılmalıdır. 1990'ların karanlığı ile yüzleşmeye çalışan Türkiye'nin benzer hataları yapma şansı yoktur.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018