Murat BELGE
“İnsan düşüncesi” bana her zaman son derece ilginç, “büyüleyici” denecek derecede ilginç gelmiştir. Bununla sadece bana göre “doğru muhakeme”ye, “sağlam akıl yürütme”ye, “kapsamlı nedensellik”e, buna benzer şeylere dayanan “düşünce”yi kastetmiyorum. Bunların hiçbirine dayanmayan, hepsine aykırı giden düşünceyi de ilginç buluyorum hattâ belki daha da ilginç buluyorum.
Geçen hafta Antep, Adıyaman, Urfa, gene dolanıyorduk, malûm işimizi görmek üzere. Urfa’da, “Gidip Gümrük Hanı’nda oturalım, orada oturanlarla sohbet edelim,” dedik. Dediğimizi de yaptık. Dağıldık, herkes bir başka masa beğenip oturdu. Benim oturduğum yerde pek öyle siyaset konuşmaya hevesli insanlar yoktu. Derken epey yaşlı görünen bir adam peyda oldu. “Benimle roportaj yapar mısın” diye sordu. Anladım ki o bana soru sormayacak, benim ona sormamı istiyor. “Gel, buyur,” dedim. Geldi. “Makina hazır mı” diye sordu. Oturanlardan biri, “O dinler. Sen anlat,” dedi. Bundan çok mutlu olmasa da anlatmaya başladı.
Bir tür vaızla karşı karşıya olduğumuz anlaşıldı. Allah kâinatı yaratmış. Ortasına da bir güneş koymuş. Biz insanları da yaratmış. Nasıl yaratmış? Hazreti Âdem’i yaratarak... Bundan artık belli ki “hepimiz kardeşiz” noktasına gideceğiz. Nitekim gittik. Nasıl “O benim güneşimdir, sana parlamaz” diyemiyorsak, herhangi bir ırk için “üstünlük” de talep etmemeliyiz.
İyi, buna bir diyecek yok. Bu noktaya varmak için başvurulan “kanıt”larla tam olarak hemfikir olmasak da, varılan noktaya itiraz etmek için bir neden yok.
Ama arkadeş burada bırakmadı. Sesini epey yükselterek (umumî menfaat açısından, herhalde), bunları birkaç kere anlattıktan sonra, “Sizi buraya gönderene de söyle,” diyerek konuyu başka bir noktaya getirdi: “Yüzde elli oyu varmış. Varsa kendisi yapsın barışı. Sizi niye gönderiyor?”
Bu durumda yanımda oturan beni kulağıma, “Kılıçdaroğlu’ndan yanadır, onun için böyle konuşuyor,” diye fısıldadı.
E, şimdi gel de şaşırma! Bütün bu dinî argümanlar... Hattâ, olayı açıklamak üzere, “Biz Kur’an-ı Kerim’indediği yoldan çıktık, onun için böyle oldu,” diye, “şeriata davet” diyebileceğimiz akıl yürütmeler... Üstüne de, “laik” partinin taraftarlığı! İşte böyle şeyler, bana çok ilginç gelen!
Oturanlardan biri, “Canım, o kadar kolay mı?” diye ılımlı bir itirazda bulunacak oldu. Ama bizim arkadeş itiraz kabul etmiyor. Büsbütün bağırmaya başladı. Hakaret falan. Bu sefer itirazda bulunan da kızdı. “Barış sürecinin ‘âkil’ temsilcisi” Murat Belge’nin Gümrük Hanı’nda oturduğu masada resmen savaş çıktı. Derken bir adam daha çıktı; o da yüksek sesle hükümeti ve Başbakan’ı övmeye başladı. “Biz onun yanındayız! Bizi kimse oradan ayıramaz!” falan...
Bizim Hazreti Âdem’ci elindeki bastonla itiraz eden adamın üstüne yürüyor, avaz avaz. “Psikolojisi biraz bozuktur onun” diye bana durumu açıklıyor, yanımda oturanlar. Neyse, bu arada gitme vakti gelmiş, toparlandık gittik.
“Kur’an-ı Kerim’in dediği yoldan çıktık, onun için böyle oldu” argümanı ile CHP taraftarlığı birarada nasıl yürütülür?
Bu, sonunda gelip “mantıkî tutarlılık” noktasına dayanan bir soru. Ama sevgili halkımızın çok ciddiye aldığı bir nokta değil aslında. Benim sevmediğim bir adam AKP’li olmuş (babasını da sevmezdim, o da zaten Demokrat’tı), bu durumda tabii ben de öteki partiden olacağım. Bunun tamamen tersi de olabilirdi. O adam CHP’li olsa ben hemen AKP’ye geçerdim.
O argüman, bu argüman... Ama aynı zamanda olup biten şeylerden “haberdar olmak”la “haberdar olmamak”ın da özel bir karışımı.
“Tutarlı” olacaksın da ne olacak? Böylesi daha eğlenceli.
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025