Murat BELGE
Türkiye’nin AKP iktidarı ile geçirdiği yılları, geniş çerçeveye oturtarak değerlendirme çabamda, bir toplumun kendi geçmişiyle yüzleşmeyi ve bu zorlu mücadelenin çeşitli “ihtilaç”larını görüyordum. 12 Eylül Türkiye’ye 1980’de verilmiş, “1930’a dönülecek!” komutuydu. Komut büyük ölçüde yerine getirildi. “Sivile dönüş”le birlikte iktidar olmayı başaran Turgut Özal 12 Eylül’ün getirdiği “üstyapı”ya çok fazla ilişmedi; ama TC’nin geleneksel “devletçi” yapılanmasında önemli gedikler açmaktan da geri durmadı. Bunlar sayesinde Türkiye dünyanın geri kalanıyla bağlarını büsbütün kaybetmedi. Ama siyaset, 12 Eylül’ün sınırlarını çizip dikenli tellerini de döşediği dar alan içinde yapıldı. Varolan siyasî partiler de kural dışına çıkmamaya özen gösterdiler.
Ama “1930’a dönülecek” komutu absürd bir şeydir, bir çocuğa “Artık büyüme!” diye emir vermek gibi bir şeydir. Bir toplumda değişimin dinamiklerini bir süre engelleyebilir, yönünü değiştirebilir, yapısını bozabilirsiniz; ama toptan yok edemezsiniz. Varolan ana-akım, konformist ve itaatkâr siyasî partiler komuta sadakatlerini sürdürünce, o dinamiklerle buluşma işi de kendini bu düzene en fazla yabancı hisseden kesime kalacaktı. Bu rolü oynamak dünyada genel olarak sola düşer; normali de budur. Ama Türkiye’nin tarihî gelişme çizgisi sonucu, burada sol, komutu verenin yakınında durmayı seçmiştir.
Dolayısıyla “Yeni Türkiye”yi oldurma mücadelesi verecek aktörler, kendini genel olarak “İslâmcı” diye tanımlayan kesimde buluştu, orada yoğunlaştı. Bu yıllarda o cephe çok daha “amorf”tu; yani görüşler arasında çok kalın çizgiler yoktu; söylemler birbirini dışlatamıyordu. Daha önce Özal’ın “dört eğilimi biraraya getirdik” öğünmesine yakın bir durum vardı (Türkiye’de siyaset böyle yapılabiliyor).
Böylece, çalkantılarla dolu bir 11 yıl yaşadık. Bu süre içinde AKP içindeki bütün eğilimler, “tartışılmaz önder” Tayyip Erdoğan’ın beğendiği ve onayladığı biçimler olarak yerine oturdu. Tayyip Erdoğan’ın beğenmediği ve onaylamadığı düşünce, tavır ve eğilimlerle birlikte kaçınılmaz olarak belirli kadrolar da geri plana düştü veya büsbütün tasfiyeye uğradı. Bunun anlamı, “Muhafazakâr Demokrat” diye yola çıkan partide “muhafazakâr” anlayışın gitgide ağırlık kazanması, “demokrat” sıfatının da gitgide, niteleyecek “isim” bulamaz hale gelmesi oldu. İktidar koltuğundan fırlayan çiviler ayıklandıkça, orada oturmak daha rahat bir eylem oldu.
Şimdi gene fırtınalı bir dönemdeyiz öncekilerden epey farklı görünen bir fırtına. Başbakan, birkaç gün önce, “HSYK düzenlemesi” konusunda yaptıklarının “hatalı” olduğunu söyledi. Şimdi, bu “hata”yı düzeltmek üzere, konuyu yeniden ele alacaklarmış. HSYK düzenlemesi, Anayasa değişikliklerinin bir parçasıydı. Oradan dönüş anlamına gelen bu sözler, önemli bir sinyal.
Daha da büyük sinyal “danışman”dan geldi. Şimdi hükümete komplo kuran güçler (“güç” mü, ne, esrarengiz bir şey), meğerse daha önce şanlı Ordu’ya da kumpas kurmuşlar!
Ve şimdi gündemin başında “yeniden yargılama” vb. yer alıyor. Bu karar, AKP’nin, tabii öncelikle Tayyip Erdoğan’ın, sözünü ettiğim o “Yeni Türkiye” yolunun sonuna geldiğini gösteriyor.
Peki bu, aynı zamanda, Başbakan’ın birtakım oranlarda, güç dengelerinde irili ufaklı revizyonlar yapılmış bir “Eski Türkiye”de karar kıldığının göstergesi mi?
Hayır. Bence bu da değil.
(Devamı var)
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025