Mustafa Karaalioğlu
Son seçimini; bilhassa 14/28 Mayıs’ı emeklilerin gönlüne girerek, hatta mevcut emekli sayısını yeterli bulmayıp 2,5 milyon EYT’liyi ilave edip onların da gönlünü ederek kazanan Erdoğan’ın bugün en iyi bildiği derste zorlanması siyasetin ve siyasetçinin trajedisidir. Emekli para isteyecek de Erdoğan vermeyecek, veremeyecek… Bu nasıl mümkün olabilir? Seçim atmosferinde herhangi bir popülist icraatın bütçeye yüklediği hiçbir maliyeti dert etmeyen bir lider, tam yeni bir seçim arafesinde, “Emekli maaşlarına 7 bin TL eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin TL eklemek demek 1,9 trilyon liralık kaynağı buraya aktarmaktır “ diyecek. Nasıl olur? Seçim mevzubahis olduğunda ne zamandan beri paranın lafı oluyor?
Cumhurbaşkanı, “Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz” diyor ki her ne kadar genç emeklimiz fazla olsa da genel olarak emekli kesimi için “Çalışalım, üretelim, sermaye biriktirelim, sonra bölüşelim” demek hiç de heyecan verici bir hedef değil. Emeğinin ve çalışarak geçirdiği yılların hakkını; bu bir hak değilmiş gibi lütuf ve inayetle almaya alıştırılmış 16 milyon emekli için, liderin iki dudağı arasından zam yerine “çok çalışıp paylaşacağız” uzun vadeli sözler çıkması da siyasette yerleşik “ver parayı al oyu” sisteminin trajedisi…
Paranın lafı mı olur yıllarından sonra bir salah kalkıp, “para bitti çalışıp kazanacağız” derseniz büyü bozulur ve herkes müteahhide, garantili geçişlere, avantajlı sözleşmeli havalimanlarına var da garibanı emekliye mi yok, diye sorar. Hatta bugünün çalışanı ama yarını emekli adayı 30 milyon kişinin bile kafası karışır. Düzen mi değişti acaba! İşçi, memur, emekli ister iktidar da maaşı verirdi, ne oldu birden? Hatta son zamanlarda sanki Cumhurbaşkanı’ndan bağımsızmış gibi önce hükümet bir maaş verir sonra Erdoğan dayanamaz, biraz da o ilave ederdi. Bu mutluluk tablosu bitti mi? Ne hükümet seyyanen para veriyor, ne Cumhurbaşkanı lütfedip üzerine ekliyor…
Cumhurbaşkanı, “Birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin TL 10 Bin TL ekleyelim diyerek emeklilerimizi tahrik ediyor” diyor. Çok haklı ama yolu açan kendisi. Bu oyunu oynamayı alışkanlık haline getiren bizzat Cumhurbaşkanı. Bir yandan yanlış üzerine yanlış yaparak ekonomiyi bir acı reçeteyle bile içinden çıkılıp çıkılamayacağı belli olmayan krize sokup, bir yandan milyonlarca işçi, asgari ücretli ve emekliyi lütuf ve inayete alıştırmanın kaçınılmaz sonucunu yaşıyor.
“Tüketici güven endeksi” diye çok hassas bir ölçüm vardır. Bu endeks, basit ifadeyle sokaktaki vatandaşın cebinde biraz para olmasına ve dolayısıyla kendisini iyi hissetmesine göre yükselir veya düşer. Endeksin 90 civarında olması seçmenin iktidara desteği açısından kritik eşiktir. 2022 yılının ortasında endeks 70’in altındaydı. Krizini en kriz olduğu zamanlardı… Seçime de 8-9 kalmıştı. Erdoğan herhangi bir zammın bütçeye trilyonlarca lira maliyet yüklemesine aldırmadan memur, emekli ve asgari ücretli maaşını artırmakta sakınca görmedi. Hatta 2,5 milyon EYT’liye de emeklilik lütfetti. Hatta hiç görülmemiş şekilde asgari ücreti yılda iki kez artırma düzenine geçti. Ve hatta dar gelirlilere devlet finansmanı ile 100 bin ucuz konut kampanyası başlatıp milyonlarca başvuru alıp onlara anlık da olsa bir “güven” hissi yaşattı. Tüketici güven endeksi adım adım yükselerek seçimin yapıldığı 2023 Mayıs ayında 89-90’a kadar dayandı ve bu artış Erdoğan’a kariyerinin en kötü 5 yılının ardından bile zafer kazandırdı.
Gayet tabii seçimden sonra hava hızla değişti ve endeks geride bıraktığımız Şubat ayında 79,3’e kadar geriledi. İktidar için seçim öncesinde hiç iyi bir rakam değil. Üstelik yılbaşında maaşlar arttı, asgari ücret tarihi oranda yükseldi; yani enflasyon maaşları daha eritmedi ama tüketici yine de memnun değil…
Bu tabloya rağmen Erdoğan’ın emekliye istediğini vermemesi gariptir. Daha garibi, siyasi hayatımızın kale gibi güçlü geleneği olan ve son on yılda daha da güçlenen “maaş/oy modeli”nin tek taraflı olarak sonlandırılmasıdır… En azından şimdilik! Anlaşılan o ki ekonomik krizin bol keseden para dağıtılamayacak noktada olduğunu iktidar da anlamış. Cumhurbaşkanı da denizin bittiğine nihayet ikna olmuş…
Buradan çıkacak bir numaralı sonuç; bugün emeklinin isteğini bile yerine getirmeyen iktidar yarın seçimden sonra kemer sıkmaya ve acı ilaç içirmeye başladığında kimsenin gözünün yaşına bakmaz…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025