Mustafa Karaalioğlu
ABD Başkanı Trump’ın bilinen sorumsuz tavrı ve akıldışı halkla ilişkiler yöntemleri nedeniyle ilk andan itibaren Amerikan-Rus savaşı formuna bürünen Suriye’deki gerilimde şimdi taşlar yerine oturmaya başladı. Başladı ama bu, ABD’nin Esad rejimine müdahale aktüalitesinin devam etmediğini göstermiyor. Üstelik sadece Washington’da değil bazı Avrupa başkentlerinde müdahale hazırlıkları sürüyor.
***
En baştan itibaren Suriye krizi bölge ülkelerinin yani; içinde Türkiye’nin de bulunduğu devletlerin halletmesi gereken bir süreçti. Esasen bu açıdan bakıldığında küresel güçlerin soruna müdahale etmelerini engelleme adına bir örnek vakaydı, Nitekim, Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır o aşamada aktif rol de oynadılar. Ne var ki, Obama yönetimi Esad’ın 2013’teki kimyasal silah kullanımına kayıtsız kaldığında, bu kez Rusya beklentilerin ötesinde sahaya ağırlık koydu ve güç dengeleri tamamen değişti. Başta IŞİD ve YPG olmak üzere sahada yeni çatışmacı güçler imkan kazandı. Türkiye ve Suudi Arabistan avantaj kaybetti. Afrin harekatına kadar da başlangıçtaki rol seviyesine uluşmak mümkün olmadı.
Şimdi yeni bir eşikte bulunuyoruz. Rusya ve İran’ın Türkiye’yi Esad rejimine tahammül etmeye hatta ilişki kurmaya hazırladıkları sırada Doğu Guta/Duma’daki katliam Suriye’nin bu rejimle yola devam etmesinin arkası kesilmeyen sorunlara yol açacağını bir kez daha gösterdi. 8 milyon vatandaşının yer değiştirdiği ve geri dönme yolunun kapatıldığı bir ortamda çözümden de söz edilemez. Bu açıdan bakıldığında bırakın Esad’la yakınlaşmayı, Esad’sız Suriye Türkiye için hâlâ en iyi çözümdür. Adını koyalım, ülkedeki çoğunluk için de gelecek garantisi içeren çözüm budur. Esad işbaşında kaldığı müddetçe iç savaşın nedeni olan azınlık yönetiminin ürettiği sorunlar artarak devam edecektir. Ki, Halep ve Doğu Guta katliamları bunun sadece son örnekleridir.
Buna rağmen Şam rejimini desteklemekten çekinmeyen hatta onun adına argümanlar geliştirmekten geri durmayan bir kesimin varlığı dikkat çekiyor. 1 milyona yakın insanın ölümüne yol açan bir diktatörden söz etmemize rağmen…
İçinde savunma ifadesi içeren soru şudur: Duma’da kimyasal silah kullanıldı mı?
Kullandığına dair güçlü işaretler var, görüntüler kullanıldığını gösteriyor. Ayrıca daha önce kullandığı da biliniyor. Bu, Şam yönetimi için her zaman müracaat edilebilecek bir yöntemdir. Kaldı ki katliamın kimyasal veya konvansiyonel silahla yapılması masum insanlar için bir şeyi değiştirmiyor. Nitekim Esad da ‘Kimseyi öldürmedim’ demiyor, ‘Kimyasalla öldürmedim’ diyor.
***
Böyle bir rejimin işbaşında kalması her geçen gün telafisi imkansız sorunların çıkacağını kabul etmek demektir. Elbette bu noktada Türkiye, Esad karşıtı askeri koalisyonda aktif olarak rol almak zorunda değildir. 1 Mart tezkeresindeki tavrın bir benzerini sürdürmesi isabettir. Ancak, rejimin gidişi için oluşan atmosferin parçası olmaya devam etmek zorundadır. Esad’ın Rusya kaynaklı özgüveni ve şımarıklığının denklemden çıkarılması Türkiye’nin çıkarları açısından gerekli ve değerlidir. Yine de bu politika, Esadsız Suriye’de her şeyin yoluna gireceği iddiasını içermiyor; sadece rejim değişikliğinin bugünkünden daha fazla iyileşme imkanı sunduğu anlamına geliyor.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025