Namık ÇINAR
Ben en çok neden korkarım, bilir misiniz dostlarım; neyin kaygısını yaşarım?
Ya, içinden geçtiğim günlerin yeterince duyarlılığından yoksunsam!?
Ya, normalde kanımı donduracak şeyler artık sıradanlaşarak etkisizleşirken, ruhum da giderek nasırlaşmaktaysa!?
Ya, yaşananlara tepkim iş işten geçtikten sonraysa!?
Bunca insanlıktan dem vurmam; doğrunun, haklının, mazlumun yanında yer aldığımı yazıp çizmem, kof bir söylemden ibaretse!?
İktidarın gerçekleri var gücüyle sakladığının, doğruları engellediğinin bilincinde olmama rağmen, olup bitenleri çokları gibi kanıksamış ve bu çerçevede bir dünya kurarak günü kurtarmaya dönüşmüş bir maske de ben edinerek, ya o riyakârlıklar plajının şezlonglarına uzanan sözde muhalif kontenjanından biri hâline gelmişsem!?
Ne yaparım?
Aynada yüzüme nasıl bakarım?
Yarın hakikatler, dut silkeler gibi patır patır döküldükçe, “o kadar yazı yazıyordun, hiç mi görmedin” diye sorsalar, ne derim?
Hadi, kara kalabalıklar bir ülke batırılırken “evlilik programları”nı, “bu benim tarzım”ı, veya “televizyon dizileri”ni seyrediyorlardı; peki sen neyi seyrediyordun?
Hadi, bir çıkar düzeni kurulmuştu ve bildik bir kesim, ruhunu ve ahlâkını bu uğurda satmıştı!
Hadi, kahir ekseriyeti bilinç yoksunu bu koca toplumdan, başka ne beklenecekti!
İyi ama o sırada sen bari ne yapıyordun, deseler, ne cevap veririm?
Bu meselede hep “Hitler Almanya’sı” gelir aklıma.
Nazizm’in adım adım büyümesine karşı çıkmayana, ya da “farkında değildim” yahut “elimden bir şey gelmezdi” diyene, hangimiz hak verdik sonradan?
O dönemin Alman halkını veya aydınlarını, “sandıktan bu tür bir iktidar çıkmıştı, kimsenin yapacak bir şeyi yoktu” diyerek anan bir Allah’ın kulu oldu mu?
Akıl almaz dümenlerin döndüğü, artık çiğnenecek yasanın dahi kalmadığı ve ülkenin algı operasyonlarıyla yönetildiği bir dönemi yaşadığımıza göre, uyanık kalmanın nasıl zorlaştığı ve cesaret istediği de bir gerçek elbet de.
Lâkin zor zamanların adamlığına soyunmuşsan, bunlara sığınmak ya da tabanları yağlayıp kaçmak ne mümkün!
Bu koşullarda iken aymazlığa düşmek yahut aptalı oynamak; işte asıl o ürpertir beni.
Ya şimdi öyle isem?
Ya hakkını veremiyorsam, elime aldığım kalemin?
Hazır, egemenler herkesi soyar ve yolarken, ben de böyle avara kasnak bir dümen tutturmuş, insanları kandırıyorsam?
Bu rezil ve kaçak inşaata ben de alet oluyorsam?
Düşünmesi bile korkunç değil mi?
O hâlde öyle sorular sormalıyım ki, muhatabımın şakakları zonklasın, yüzü morarsın, kafası bulutlansın!
Öyle sorular sormalıyım ki, cevapları yalanlarla sıvanamasın!
Ahalinin en andavallısı bile, her soruda şok geçirsin; beynindeki vicdan hücreleri kıpırdansın, kaşıntı yapsın, rahatsız etsin, kendine gelsin!
Dolaşımdaki bilgileri sadece muktedirler belirliyor ve denetliyor; o yüzden mücadelenin zor olduğunu biliyorum.
Birazcık çizmeyi aştın mı, parmaklıkları gösterdiklerini; tam bir mafya nizamı kurduklarını ve hiç kolay olmadığını anlıyorum.
Fakat dünyanın bütün zorbaları hep böyle yaptıkları hâlde, sonunda yenilmediler mi?
Bunu da görüyorum.
Çünkü bu kavgadaki yerimi doğru şekilde almazsam, mutlu olamam. Aynada yüzüme bakamam.
Hadi ondan da geçtim.
Yarın öbür gün bu dünyadan göçüp gittiğimde beni kimseler hatırlamayacak olsa bile, torunlarımın torunları kitaplığımı karıştırırlarken şu sararmış gazete kupürlerine rastlayarak “â bak, büyük dedemiz meğer o dönemde yazdıklarıyla firavunun değil, Musa’nın yanında yer alanlardanmış” derseler, bütün bu yazdıklarıma değmiş olmaz mı, eğer bugün için hiçbir işe yaramasalar dahi?
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016