Nevzat CİNGİRT

Tuğla mı, Vatandaş mı? Ve bir Katamaran hikayesi...
6.11.2025
38

Şehir yönetiminde ölçüyü kaybetmek bazen büyük projelerde, bazen de bir tuğla indirme meselesinde kendini gösterir.
Akçakoca ilçesinde yaşanan son olay, bunun en somut örneklerinden biri…

Son yerel seçimlerde Fikret Albayrak’a açıkça destek veren, Albayrak aleyhine yapılan her haberin altına sayısız yorum yazan; kimi zaman eleştirilerinde ölçüyü kaçırsa da samimiyeti nedeniyle hoş görüyle karşılanan Rıdvan Şahin bile sonunda isyan etti.

Okul ve iş çıkışı saatinde, şehrin tek ana caddesinin eski belediye başkanı Cüneyt Yemenici’ye ait bir inşaat için tuğla indirme bahanesiyle trafiğe kapatılmasına tepki göstererek şöyle yazdı:

“Şehrin tek ana yolunu, akşam iş çıkışında tuğla boşaltmak için kapatan zihniyete ben ne diyeyim?”

Altına da durumu belgeleyen bir fotoğraf ekledi.

Tuğla mı, Vatandaş mı? Ve bir Katamaran hikayesi...

Peki, haksız mı Rıdvan Bey?

 

Bu tuğla sabah mesai başladıktan ve okullar eğitime devam ederken... Öğle arası ya da gecenin ilerleyen saatlerinde boşaltılamaz mıydı?
Planlama yapmak gerçekten bu kadar mı zor?

Söz konusu inşaat yaklaşık üç aydır devam ediyor.

Beton dökmek, demir, çimento ve tuğla indirmek için her yol kesildiğinde vatandaşlar çektiği fotoğrafları sosyal medyada paylaşıyor; hem Cüneyt Yemenici, hem de mevcut Belediye Başkanı Fikret Albayrak’a eleştirilerin hedefi haline geliyor.

Bir kesim ise “Adam inşaat yapmasın mı?” diyor.

Elbette yapsın! Buna kim itiraz edebilir ki?

Ama mesele inşaat değil — mesele çifte standart.

Sayın Fikret Albayrak’ın ilk belediye başkanlığı yaptığı 2009–2014 dönemi ile, Cüneyt Yemenici’nin 2014–2019 arasındaki başkanlık dönemlerini Akçakocalılar iyi hatırlar.

O yıllarda bırakın yol kesmeyi, yaz aylarında inşaatlardan çekiç sesi bile duyulmazdı.

Arşivler buna şahittir.

Peki, dünden bugüne ne değişti?

Bugün gelinen noktada sorun, inşaat yapılmasında değil; yapılan eleştirilere rağmen üç aydır kulak tıkayan yönetim anlayışında.
Şimdi sormak gerekiyor:

Bu iki başkan, vatandaşın gördüğünü görmüyor mu?

Yoksa “millet balık hafızalıdır, unutur” mu diyorlar?

Yahut gerçekten vatandaşın hassasiyetini ciddiye almıyor, insanları adam yerine koymuyorlar mı?

Oysa mesele birkaç tuğla değil; mesele yönetim anlayışı.

Belediyecilik, vatandaşa pabucu tersten giydirmek değil; onun günlük hayatını kolaylaştırmaktır.

Bir şehir, yönetenlerin keyfiyetine değil, planlamasına göre yaşar.

Eğer o planlama yoksa, sonunda tuğla da, her hangi bir uygulamada aynı kapıya çıkar.

Eziyet…

Tuğla mı, Vatandaş mı? Ve bir Katamaran hikayesi...


**
Katamaran Çürürken Kim Hesap Verecek?

Bir ilçenin kaderi bazen dev projelerde, bazen de küçük görünen hatalarda gizlidir.

Akçakoca’nın simgelerinden biri olan Pusula Katamaranı da bu hataların en somut örneği olarak karşımızda duruyor:

Çürümeye terk edilmiş, veresiye devredilmiş, hukuken satılamaz hale gelmiş, milyonluk bir yatırım…

Üstelik bu kez uyarıyı muhalefet değil, bizzat AK Parti Akçakoca İlçe Başkanı Burhan İşleyen yapıyor.

Poyraz Köy açıklarında atıl halde bekleyen katamaranla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor:

“Katamaran, 2026 Mayıs ayına kadar veresiye verilmiştir. Üstelik mevcut hacizler nedeniyle devri dahi yapılamaz durumdadır. Poyraz Köy limanında çürüme tehlikesi Akçakoca’yı bir kez daha zor durumda bırakacaktır.”

Bir gemi…

Evet, ama mesele bir gemiden ibaret değil.

Bu katamaran:

ABİTAŞ’ın malı,

Akçakoca’nın ortak değeri,

Halkın vergisiyle edinilmiş bir yatırım.

Ve bugün geldiğimiz noktada ne çalışıyor, ne satılabiliyor, ne de gelir kazandırıyor.

Tam anlamıyla milyonluk bir yatırım heba edilmiş durumda.

İşleyen açıklamasında şunu da ekliyor:

“Biz bu kente hizmet ederken sorumluluk ve hesap verebilirlikle hareket ettik. Fakat bugün görüyoruz ki savurganlık ve düzensizlik sadece ABİTAŞ’ı değil, Akçakoca’nın saygınlığını da tehlikeye atmaktadır.”

Bu sözlerin siyasi tarafını tartışabilirsiniz, ama ortada tartışılmayacak bir gerçek var:

Okan Yanmaz döneminde kentin vitrin projelerinden biri olan katamaran bugün paslanmaya terk edilmiş durumda.

Akçakoca bir liman kenti.

Turizme oynayan bir kent.

Denizi en büyük sermayesi.

Peki milyonluk bir turizm yatırımını rüzgârın önüne bırakmak hangi akla, hangi planlamaya sığar?

Kimseye siyasi gözlük takmayı teklif etmiyorum.

Şu sorular partiler üstüdür:
*
Bu gemi bugün para kazandırıyor mu?

Hayır.
*
Satılabiliyor mu?

Hayır.
*
Kiralanabiliyor mu?

Hukuken mümkün değil.
*
O zaman tablo çok net.

CHP’li Belediye Başkanı Fikret Albayrak “satacağım” diye diretti ama bugün gemi satılamaz halde. Çünkü hacizli.

Üstelik 2026’ya kadar veresiye verilmiş.

Veresiye…

Yanlış okumadınız:

Katamaran veresiye verilmiş.

Market fişi değil, limon değil, çay değil…

Milyonluk gemi.
*
Bu bir belediye şirketinin malıdır.

Kişilerin değil, halka aittir.

Ve halkın malı bu şekilde heba edilemez.

Çünkü mesele sadece bir gemi değil.

Bu zihniyet devam ederse:

Yarın katamaran gider,

Öbür gün tesis gider,

Sonra da “kazandırmıyor” denilerek kalan ne varsa satılır geçilir.

Küçük bir ilçe büyük hataları kaldıramaz.

Akçakoca’nın hakkı, kişisel hesaplar kurban edilemez.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar