Oya BAYDAR
8 Ocak 2016 gecesiydi. Kanal D’deki Beyaz Şov’a Diyarbakır’dan telefonla bağlanan genç bir kadın; gördükleri, yaşadıkları karşısında “Çocuklar ölmesin, insanlar ölmesin, buralarda halimizi görün, duyun” diye feryat ediyordu. Aynı günlerde Cizre’de, Sur’da, Güneydoğu’nun çeşitli bölgelerinde yaşanan insanlık dramına tanıklık etmiş, yıkımı, sivil ölümlerini, ahlâk ve insanlık dışı muameleleri yerinde izlemiş olanlar, Ayşe Öğretmen’in feryadını yüreklerinde duydular, ortak oldular.
Ayşe Çelik hakkında terör propagandası yapmaktan dava açıldı. Hepimizin katıldığı sözleri yüzünden tek başına yargılanmasını vicdanımıza ve ahlakımıza yediremeyen bizler (kırk kişiydik) Ayşe Öğretmen’in bütün sözlerinin altına imzamızı attığımızı bildirerek kendi hakkımızda suç duyurusunda bulunduk. Birlikte yargılandık. Mahkeme bizleri beraat ettirdi, Ayşe Çelik’in 1 yıl 3 aylık cezası ise iki gün önce kesinleşti.
Televizyondaki o programı baştan sona izleyebilirsiniz. Sunucu Beyazıt Öztürk’ün Ayşe Çelik’i nasıl dikkatle dinlediğini, nasıl teşekkür ettiğini, bu sözler için nasıl alkış istediğini ve stüdyoda hazır bulunanların nasıl içten alkışladıklarını…Daha sonra, büyüklerinin “diz çök, özür dile, devlete millete bağlılığını dile getir, kurtul” tavsiye ve talimatlarına uyarak, “Kafam karıştı, telefonda neler söylendiğini anlamadım, pişmanım” diyecek olan Beyaz, Ayşe Öğretmen’in ne dediğini çok iyi dinlemiş, anlamış, alkışlamış ve alkışlatmıştı. Stüdyoda bulunanlar da öyle. Çünkü bir nebze vicdan ve adalet duygusu olan birinin başka türlü davranması mümkün değildi.
Bu dava ve mahkûmiyet ülkemizde yargının, hukukun çöküşünün aynasıdır. “İnsanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, sesimizi duyun” feryadının mahkûm edildiği bir yerde, artık sadece hukuk değil ahlak da iflas etmiştir. Vatan, millet, beka, terör, ihanet, vb. afyonlamaları arasında savaş naraları atıldığı, şehitlik, vb.yutturmacalarıyla insanların ölüme gönderildiği, hayatın değil ölümün kutsandığı bir ortamda, barış olsun, insanlar ölmesin demek tabii ki suç olacaktır.
Ayşe Öğretmen mahkûm edilirken, aynı sözleri alenen tekrarlayanların (yani bizlerin) beraat ettirilmesinin çok basit bir nedeni var: Ayşe Çelik Diyarbakır’dan sesleniyordu, lanetli halkın parçasıydı, onun acılarını dile getiriyordu. Kendimiz hakkında suç duyurusunda bulunan bizler, çoğunun adı bilinen “beyaz enteller”dik. Mahkeme boyunca da sözlerinin arkasında dimdik duran Ayşe Öğretmen’in ibret-i âlem, daha doğrusu ibret -i Kürtler için cezalandırılması, gözdağı verilmesi gerekiyordu ki insanlar sindirilsin, sussun.
Paçayı, programında barış savunulduğu için devletinden özür dileyerek kurtaran sunucu ve kanalın sorumlusu, iktidarın “Yeni insan”ının prototipidir: Güç karşısında paçayı kurtarmak için etik değerlerden taviz veren, şan şöhret için diz çöken, korkuya yenilen, güçlüye biat eden insan… Diktatörlükler, faşist rejimler bu tip insanlar üzerinde yükselir. Ve ne yazık ki, yaratılan korku ortamında insanlarımızın çoğu sinmiş, pısmış, susmuş durumda.
Şimdi, adalet için Ankara’dan Maltepe’ye yürüyenler, her kesimden kadın kuruluşları, kadın hareketi bileşenleri, her siyasetten kadınlar, milletvekilleri, iki aylık hamile Ayşe Çelik’le dayanışma için, onun bebeğini hapishanede doğurmaması için, barış istemenin suç olmadığını haykırmak için “Çocuklar ölmesin, çocuklar hapishanelerde doğmasın”, diyerek hiç değilse birkaç kilometre yürümeyi göze almalılar. Kendi vicdanımızla, ahlakî değerlerimizle barışabilmek için…
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024