Oya BAYDAR
Bugün Soçi’de Putin’in kanatları altında toplanacak üçlü zirve hem Türkiye hem de Orta Doğu için sandığımızdan çok daha önemli. Çünkü orada, hem bölgede hem ülkede en önemli sorunlardan bir olan Kürt sorununun düğümü ya çözülecek -en azından çözüm umudu belirecek- ya da büsbütün kördüğüme dönüşecek.
Putin’in gücü, Kürt sorununun bölgede ve ülkede kangrene dönüşmesinin başlıca sorumlularından biri olan Erdoğan iktidarının Kürt fobisini ve baştan sona yanlış Suriye/ Orta Doğu politikası inadını törpülemeye yetecek mi? Dünyada müttefiksiz, desteksiz kalmış; kendi başına kendi açtığı büyük belaların girdabında çırpınan (Zarrap davasını, NATO hırlaşmasını hatırlayın), dış politika ufku, diplomasi becerisi, siyasî öngörüsü milletçe karşı karşıya bırakıldığımız çözümsüzlükleri aşmaya elvermeyen iktidar; zirvedeki önerileri, telkinleri, formülleri kerhen de olsa dikkate alacak mı? Yoksa… Kumpas, kumpas çığlıkları, içeriye dönük “yedi düvele kafa tutan kahraman” horozlanması (ki kimileri bunu bağımsızlıkçı, hatta antiemperyalist tavır olarak pazarlamaya çalışıyorlar), “vurun Kürtlere” politikasıyla daha da vahim gelişmelere mi sürükleneceğiz.
Aziz kardeşim Esad, kanlı diktatör Esed olunca
Hatırlayalım: Her şey, Esad bir gecede Esed olunca başlamıştı. Arap dünyasına yeni Osmanlıcılıkla dönüş, Emevî Camii’nde namaz, İhvan baharını yaşama ve de Sünnî İslam alemine halifelik hayali günleriydi. Şimdi baş düşman ilan edilen ABD’ye güvenerek girişilen Suriye operasyonu fiyaskoyla sonuçlandı. Bölgeyi bilen, dış siyaset öngörüsü ve deneyimi olan, aklıselim sahibi herkesin yanlış olduğunu belirttiği, sorumluları uyardığı Suriye macerası bölgenin yanıp yıkılmasına, yüz binlerce ölüme, milyonlarca mülteciye, çok büyük acılara ve kayıplara mâl oldu. Türkiye’nin yanlış politikası ve müdahalesi olmasaydı facianın boyutları bu kadar büyük olmazdı.
Yine hatırlayalım: Kürt sorununda çözümden vazgeçilip PKK=PYD=Terör denklemi de o günlerde piyasaya sürüldü. Kuzey Suriye’nin Kürt bölgelerinde El Nusra’sıyla, IŞİD’iyle, El Kaide türevleriyle dışardan gelen cihatçı Selefilere karşı canlarını ve topraklarını savunmaya çalışan Rojava Kürtleri de düşman ilan edildi. Oysa o günlerde hareketin başındaki Salih Müslim Ankara’nın kapısını aşındırıyor, “Türkiye bize abilik yapsın” diyor, PYD’nin PKK ile ilişkileri sorulduğunda, “Öcalan Kürt olarak manevî önderimizdir ama bizim mücadelemiz Suriye’dedir” cevabını veriyordu. ÖSO’nun (Özgür Suriye Ordusu, ki ne kadar karışık ne kadar kirli ilişkiler içinde bir yapı olduğu giderek daha iyi anlaşıldı) hem Esad’a hem de Kürtlere karşı Türkiye tarafından kurdurulması, PYD’nin terörist ilan edilmesi ve sınırlarımızın ötesinde bir Kürt oluşumuna asla izin vermeyiz söylemi aynı dönemde, Türkiye Kürtleri üzerinde büyük baskı ve zulüm eşliğinde başladı.
O günlerde yazdığım bir yazıya “Sınırlarımızı Kürtlere emanet edelim” başlığını koymuşum. Ülke içinde kendi Kürtlerimizle barışmanın, PKK’nin dizginlenmesinin, Güneydoğu’da ve Kuzeybatı Suriye’de acısı ve tahribatı unutulmayacak çatışmaların, yıkımın engellenmesinin tek ve en kolay yolu bölgedeki Kürtleri düşman değil müttefik kılmaktı.
Buydu ama yapamazlardı. Sünnî Türk milliyetçiliği dünyaya bakışta cehaletle ve hastalığa dönüşmüş kadim Kürt düşmanlığıyla birleşince varılacak nokta buydu.
Laik ulusalcılar, Avrasyacılar, faşistler ve milliyetçiler aynı saflarda
Suriye savaşı başladığında, haklarını teslim etmek gerekir, bütün muhalefet partileri iktidarın Suriye politikasına karşı çıktılar. Ancak mesele Rojava’ya, Kürtlere, PYD’ye gelince, HDP hariç tümü Erdoğan’ın arkasında sıralandılar. O kadarla da kalmayıp “Vurun, girin, ezin” çığlıklarıyla bu siyasete eko yaptılar. Giderek de Erdoğan’ın Müslüman Türk milliyetçiliğine teslim oldular.
Barış, itidal, uzlaşma söylemlerinin hayati önemde olduğu şu günlerde bile, ana muhalefet partisi CHP’nin Kürt meselesindeki tavrı ibretlik. CHP Başkan Yardımcısı Yılmaz’ın Suriye, Irak, Kürtler konusundaki sözlerini ve önerilerini duyduğumda devlet bağını ve meslekî kökenini düşününce şaşmıyorum ama ülkemizin geleceği adına ürküyorum.
Türkçü milliyetçi /ulusalcı ve militarist devlet refleksi laik CHP’de zaman zaman Müslüman AKP’ninkini aratıyor.
Gelelim Soçi Zirvesi'ne
Bugün Soçi’de ana konu Suriye Kürtleri’nin temsilcisi PYD’nin çözüm masasında yer almasına tek karar verici Erdoğan’ı ikna etmek olacak. Çünkü, hırsları, fobileri, dar bakışları yüzünden burunlarının ucunu göremeyen “bizimkiler”e karşı, Rusya bölgede Kürt sorunu ve Kürt kartı olmadan -bırakın kalıcı- geçici barışın bile mümkün olmadığını çok iyi biliyor. Bölgede bir Kürt varlığına karşı olan İran bile görüyor bunu. Öte yandan, Suriye’de, Irak’ta (ve tabii bölge petrollerinde) nüfuzunu ve gücünü Kürtlerle korumaya çalışan ABD’nin Kürt kartından kolay kolay vazgeçmeyeceği de besbelli. Bu konuda ABD-Rusya arasında geçici de olsa dönemin zorunluluklarından doğan bir mutabakat olduğu anlaşılıyor. Bu durumda, PYD konusunda esnekliğe razı olmayan bir Türkiye’yi bugünkünden daha derin bir yalnızlık, komşu ülkelerin topraklarında operasyonlarla uluslararası hukuku ihlal, biz Türkiyelileri de bugünkünden bile zor ve acı günler bekliyor.
Bugün Soçi’de gerçekte ne konuşulduğunu, nasıl bir formül bulunduğunu belki öğrenemeyeceğiz. Gerçekler bize yansıtılmayacak, hele de uzlaşmaya varılamazsa diplomatik sonuç bildirgeleri okunacak, yalanlı dolanlı hamaset edebiyatı ortalığı inletecek. Ancak bu ülkeden sorumlu olanlarda bir damlacık akıl izan kalmışsa Soçi’de masaya konacak çözüm önerilerini kabul etmekten başka çareleri yok. Aksi; yurtiçinde ve yurtdışında çatışmalı ortamın, savaşçı siyasetin, yedi düvele düşmanlığın ve yalnızlığın artarak sürmesi, demokrasinin, özgürlüklerin son kalan damlacıklarının da tükenmesi, ekonominin altüst olması demek.
Bilmem bunları düşünen var mı? İktidar kanadından umudum yok. Ana muhalefet partisine gelince… Ağız dalaşını, “gel de karizmanı çizeyim” düzeysizliğini, milliyetçilik yarıştırmasını aşıp barışçı, yapıcı çözümler üretecek cesareti kendinde bulabilecek mi? Hâlâ bekliyoruz.
Yazarlar
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024