Yürüyorum Pulbiber Mahallesine doğru....!!!

Lime lime olmadan karışılmıyor hayata....

Hava serin bugünlerde....Üşüyorum demek değil bu....

Islak kaldırımda yürüyorum....Havada toprak kokusu....

İnsanlar geçiyor....Şehre ait olmayan bir tufan sanki....

Beleş bira için ağızlarını kocaman açanlar dizilmişler kaldırım üstüne.....

Dante , yaşam yolunun ortasında , otuzbeş yaşında  karanlık bir ormanda kaybolmuştu....Ben de , bu şehirde kaybolmuş hissediyorum kendimi bazen....

Ne diyordu Dante,

' Ey köle İtalya , acılar ülkesi

Fırtınada kaptansız gemi,

Taşranın değil , kerhanenin ecesi....'

Dante bir geziyle cenneti kazanacağını umut ediyordu.....Kendini Araf' ın  kapısında bulması muhtemeldi....Üstelik Azize Lucia' nın kollarında uçurulacaktı....

Beni ise , Araf'ın kapıcısının içeri almayacağı kesin....Ama , ya mermerden ilk basamağa değebilseydim....Pişmanlık basamağına....Yüreğime ayna tutmamı isteselerdi benden....Günahlarımı teker teker hatırlamamı isteselerdi....

Kapıdaki melek alnıma yedi defa günah yazsaydı.....

Yedi günah....

Yoksa , ben bir günahkar mıyım.....???

Ben günahkarsam ,

Hor görenler , sömürenler, kandıranlar ne....???

Krallar , önderler yaratıp halka zulmedenler...???

Düştüğümüz bataklarda , özlediğimiz mutlu dünya bir çoban yıldızı olarak kaldığı için hepimiz mi günahkarız yoksa .....???

Aldatmanın hainliği ve aldanmanın masum görünen yüzü, dayanılmaz hafifliği....

Başka türlü yaşamaya alışmamışız çünkü....

Islak kaldırımda yürüyorum....Didem Madak' ın Pulbiber Mahallesi' ne doğru....

Orada , bir ebruzen olmak istiyorum bu ara....

Hatıralarımı , ilk gençliğimi , kadınlığımı, kızkardeşliğimi, anneliğimi Ahlar Ağacı' na asmak istiyorum....

Canımı acıtan ölümleri ...Ayrılıkları...Aşk acılarını....

Ütüsüz ve buruşuk gezdirdiğim herşeyi  bu mahallede bırakmak istiyorum....

Ama ,

Ya Araf' ın kapıcısı alsaydı beni o mermer basamaktan içeri,

Yürür müydüm Pulbiber Mahallesine doğru....???

Lime lime olmasam karışabilir miydim Hayat' a....???