Taha Akyol
Amerika’da Trump yanlılarının Kongre’yi basması popülizmin yarattığı siyasi hastalıkların bir dışavurumudur. Hükümet devirme girişimi anlamındaki ‘darbe’ kavramına pek uymuyor. Amaçları, Biden’ın seçim zaferini onaylamak üzere toplanan Kongre’nin böyle bir karar almasını engellemekti.
Ciddi Amerikan gazeteleri ayaktakımı (mob) kavramını kullandılar. Trump’ın çağrısıyla Kongre’nin iki kanadını, hem Senato’nun hem Temsilciler Meclisi’nin toplantı salonlarını bastılar. “Yu, es, ey” (USA) diye slogan atıyorlardı, yani Amerika, Amerika…
Ellerindeki bayrakların bir tarafında Trump, öbür yüzünde Amerikan bayrağı vardı. Trump’ı Amerika ile özdeş sayıyorlardı çünkü.
Irkçı Amerikan aşırı sağının şiddet örgütü Ku Klux Klan’a benzer şekilde, Capitol’ün bahçesine kocaman bir haç diktiler. İçeride tahribat yaptılar. Emniyet Kuvvetleri’nin binayı boşaltması üç saati buldu. Dört kişi öldü.
POPÜLİZM NEDİR?
Önce Jan-Werner Müller’in dilimize de çevrilmiş olan “Popülizm nedir?” adlı kitabından bahsetmeliyim. Popülist liderlerin birinci özelliği “sadece kendilerinin” halkı temsil ettiği iddiasıdır. Müller, Trump’un “gerçek Amerikalılar” sözünü örnek verir. Böyle olunca “bizden” olmayanlar halk düşmanı, hain falan oluyor.
Reuters’dan Jonathan Ernst’in haberine göre, Trump, seçimleri kazanıp 20 Ocak 2017’da başkanlığı devralması töreninde “20 Ocak 2017, Amerikan halkının yeniden ülkenin hakimi olmasının günü olarak hatırlanacaktır” diye konuşmuş, başkanlık nutkunda tam 256 defa ‘ben’ sıfatını kullanmıştı. (The Atlantic, Feb.27)
Bu şişkin egoyla Trump, Obama’ya “alçak” demekten, muhaliflerine hakaret etmekten çekinmemiş, Kongre’deki konuşmasını alkışlamayan Demokratlar için “onlar vatansever değiller” diyebilmiştir! (7 Şubat 2018)
Popülizmin diğer bir özelliği “elit düşmanlığı”dır. Küreselleşmenin bozduğu gelir dağılımından mağdur olan alt gelir grubundan milyonlarca Amerikalı, milyarder Trump’ın elit düşmanı söz ve tavırlarıyla özdeşleşti. Hem bu sosyal öfkeye, hem Trump’ı “yeniden büyük Amerika”nın kurucusu sanan aşırı sağ coşkuya sahip kitleler…
Kongre’yi bunlar bastılar.
KURALLAR, KURUMLAR
Müller kitabında “popülistler devleti yönetmezler, sömürgeliştirirler ve işgal ederler” diye de yazar. Daron Acemoğlu, Trump’ın Amerika’da demokratik kurumlarda tahribat yarattığını, hatta bu tahribatı, ordunun frenlemesi gibi paradoksal bir durumun olabileceğini yazmış, Trump’un göstericilere karşı orduyu kullanmak istemesini James Mattis’in engellemesini örnek vermişti. (Foreign Affairs, June 2020)
Militan ayak takımı “Amerika!” sloganlarıyla ülkenin en milli kurumu olan Kongre’yi basıp üç saat işgal altında tutarken CNN, niye askerin bunları def etmediğini soruyordu.
Yine ilginçtir, Eurasia Gruop, 2021’de insanlığın önündeki “10 Tehlike”yi anlatan raporunda Amerika’daki sert kutuplaşmayı başa almıştı. Oradaki bir kriz dünya ekonomisini ne hale getirir, bir düşünün! Virüsten beter…
Ayaktakımının Kongre’yi basması, bu tehlikenin ne kadar güncel olduğunu gösterdi.
ULUSLARARASI DEMOKRASİ
Küresel rekabet öyle bir gelir adaletsizliği yarattı ki, İsmet Berkan’ın yazdığı gibi, “Amerikan nüfusunun yarısı bu durumda.” Trump’ın gücü onlardan geliyor.
Trump’un seçimleri kaybetmesi hasarı sınırlandırdı. Biden, kurumları restore etmekten bahsediyor. Kongre’nin Senato kanadında da çoğunluğun Demokratlara geçmesi bu bakımdan ümitleri artırıyor.
Biden’in dış politikadaki ilk projesinin “Uluslararası demokrasi konferansı” toplamak olması çok dikkat çekicidir.
Ankara’nın çoktandır unuttuğu reform kelimesini hatırlamasında bunun da etkisi olsa gerek.
Türkiye’nin sorunları daha ağır. Zaten “orta gelir” ve “orta demokrasi” ülkesiydik, virüs ekonomiyi, CB sistemi demokrasiyi biraz daha aşağıya çekti. Eurasia Gruop’un Türkiye’de bir ödemeler dengesi krizi ihtimalini de zikrettiğini akıldan çıkarmayalım.
Dünyada küreselleşmenin sağladığı gelişmeler yanında, yarattığı sorunları çözecek düşünceler ve müesseseler geliştiremeyen demokrasi, popülizmden de çok hasar gördü.
Yeniden demokratik kurallar ve kurumlar üzerinde yoğunlaşmak zorundayız, hem biz hem herkes.
Türkiye demokrasiler ekseninde yer almak zorunda.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
29.10.2025
28.10.2025