Ümit KIVANÇ
Öylesine çıplak bir gerçek var ki, 24 Haziran seçimlerinde dizginsiz diktatörlük ihtimalinden kurtulmak isteyen herkesin başka herhangi bir etkeni dikkate alması bile gerekmiyor: HDP barajı aşarsa AKP+Erdoğan iktidarının devamı mümkün olmayacak, HDP barajı aşamazsa muhalefet ne yapsa boş.
“Değişime öncülük” iddiası taşıyan cumhurbaşkanı adaylarından Meral Akşener, geçmiş siyasî icraatı ve görüşleriyle ilgili tek söz söylemiyor. Oysa hem icraat hem görüşler bakımından, sahici bir demokrasinin kaldıramayacağı sabıkaları var. Akşener’in bilinçli ve kararlı suskunluğu, tıpkı zamanında Tayyip Erdoğan’ın meşhur “gömlek değiştirme” konusuna kamuoyu önünde hiç girmeyişini hatırlatıyor. Erdoğan, “millî görüş gömleğini çıkarma” hadisesine dair, özeleştirel sayılabilecek tek laf etmemişti; sonucu mâlûm. Akşener de, herhangi bir makam değil, içişleri bakanı koltuğunda oturduğu korkunç zulüm dönemine dair özeleştiri yapmıyor, Türkiye toplumunun bir bölümünü imha etmeyi öngören ve kısmen deneyen bir siyasî kültürün içinde yoğurulmuş olmasının, âdetâ, sorun edilmemesini bekliyor. İlaveten, “yönetim boşluğunu doldurmaya geliyoruz” gibi beyanlarıyla, sanki toplumdan çok devlete seslenir gibi. Bildik milliyetçi hamasetin dışına çıkmıyor: “Güçlenen devlete sahip olmalıyız”. Memleketin en ağır sorununa dair telaffuz edebildiği, şu terâne: “devlet hiçbir terör örgütüyle pazarlık yapmaz”.
CHP VE İKİ ÖNEMLİ KONU
CHP’nin, görülüyor ki isabetli bir manevrayla Muharrem İnce’yi meydanlara sürmesi, galiba en çok Akşener’in zararına oldu. Kılıçdaroğlu’nun, Adalet Yürüyüşü’ndeki azmi ve gayreti dışında, “ensesine vur, lokmasını al” görüntüsü vermesi başlı başına etkenmiş. Tacize, hakarete pabuç bırakmayacak, altta kalmayacak, ‘kavgaya da dalar’ siyasetçi tutumuyla İnce, muhalif saflarda belirgin dalgalanma yarattı. Silkinme demek belki daha doğru. Partisinden umudu kesip Akşener’e yönelen CHP’li için çekim gücü fazla. İnce’ye rağmen Akşener’e oy atacak CHP’li çıkar mı? Çıkarsa, muhtemelen Kürt antipatisi ağır basan milliyetçi kimseler arasından çıkar.
Bir süre önce, Akşener ve henüz adı konmamış “muhtemel partisi” ile Kılıçdaroğlu ve CHP karşı karşıya konduğunda, ilkinin ağır basabileceği ihtimalinden rahatça söz ediliyordu. Şimdi terazinin öbür kefesi bariz şekilde aşağıda.
Muharrem İnce CHP ve yakın çevresinde rüzgâr estirdi, icraatı her iki seçimin sonucunu da doğrudan etkileyecek. Lâkin CHP’nin bu vesileyle adını koymadan yaptığı önemli politika değişikliği -anlık değilse, geçici değilse- esas olarak daha uzun vadeli etkiler yaratmaya aday. CHP, hâlihazırdaki siyasî söylemiyle, iki alanda değişim yaratabilir.
Bunlardan ilki, siyasetin zeminine, rejimin niteliğine ilişkin: Parti liderlerinin birbirleriyle el sıkışabildiği, görüşebildiği, tartışabildiği, seçimler için doğru dürüst yarışılabilen, parlamentonun kıymeti harbiyesinin olacağı bir rejimin teminatı kimliği kazanabilir CHP. Tabiî bunu daha açık, net, bu ülkede sıradan vatandaşın her şeye rağmen tamamen yoksun olmadığı seçim-temsil duygusuna seslenerek yapabilmesi gerekiyor.
İkincisi, dön dolaş gelip saplanılan yer: Kürt politikası. İnce’nin Selahattin Demirtaş’ı ziyareti ve HDP’ye yönelik “düşmanlaştırmayıcı” tutumu şüphesiz CHP âleminin bu takıntısında bazı değişikliklere yol açacaktır. Bu da tabiî, her şeyin sırf seçim-oy uğruna yürütülen oportünist bir politikadan ibaret olmadığının açık ve net izahıyla mümkün olabilir.
İNCE’NİN HANDİKAPI
İş ideolojik-siyasî düzeye gelince, Muharrem İnce’nin, bugüne kadar pek ihtiyaç duymadığı anlaşılan bazı duyarlılıkları edinmesi gereği ortaya çıkıyor. Gerçi “erkekçe” meselesinde gayet usturuplu davrandı, hatasını alçak gönüllü tavırla kabul edip yanlışını düzeltti. (Bu arada, “erkekçe” gibi, toplumun “temel değerleri”yle ilişkili sayılabilecek bir konudaki hassasiyetin siyasetçiye kamuoyu önünde özeleştiri ve tavır değişikliği yaptırabilmiş oluşunu küçümsemeyelim; on sene önce böyle bir şey hayatta olmazdı.) Fakat İnce’nin, bilinçli veya bilinçsizce, Kürt seçmeni birdenbire karşısına alacak bir söz söylemesi ihtimal dışı değil. Tayyip Erdoğan’ın, zorlamayla punduna getirerek CHP’ye “çöplük, pislik” demesine karşılık verirken, İzmir’de “pislikleri denize döktüğümüzü” söylemesi, bu siyasetçinin ekibinde alarm zillerini çaldırmış olmalı. Çaldırmadıysa da çaldırmalı. CHP’nin milliyetçi birikimi pek çok musibete yol açabilir.
Güncel siyasî mevzularla doğrudan ilişkisini kurmasak da, “pislikler” lafı hem büyük gaf hem de kültür âlemimizin ortalamasının ifadesi. İzmir Rumları için sarf edilen “pislik” lafının Akşener’in “Ermeni dölü”ne mesafesi ne kadardır ki?
İşte zaten bu yüzden Selahattin Demirtaş gibi bir siyasetçi, bir defa daha, kapasitesi ve parlaklığıyla öbürlerinin arasından yukarı uzanıyor. Demirtaş’ın kazanması elbette çok zor. Ama onun ve HDP’nin tutturacağı oy oranı, yakın gelecek için başlıca belirleyici etken olacak. En az, CHP’nin dönüşmeye başlamış görünen çizgisinin samimiyeti-sağlamlığı ve parlamenter-demokrasi ihyasının garantörü rolünü üstlenmedeki becerisi kadar.
MÜTEDEYYİN SEÇMEN İÇİN MÂKUL ALTERNATİF OLARAK SAADET PARTİSİ
Saadet Partisi ve Temel Karamollaoğlu’na daha dikkatle eğilmeliyiz. Muhtemel-müstakbel parlamenter-demokrasi ihyası süreci için, Karamollaoğlu ve SP, Akşener ve İyi Parti’sinden daha sağlam ve güvenilir ortaklar olabilir. (Akşener’in devletle ilişkili olarak hangi role soyunduğunu henüz bilmiyoruz!) Karamollaoğlu, beyanlarına bakılırsa, yaşananları idrak edebilen, akıllı bir siyasetçi. AKP’nin şahsında cisimleşen, süreç içerisinde Erdoğan ve yakın çevresindeki grubun elinde başına buyruklaşan Türk-İslâmcılığın mahiyetini, kapasitesini, yapabileceklerini ve yaratabileceklerini görebildiğini sanıyorum. Aynı kafa, söylem ve kılıktaki bir başka partinin bir daha böyle bir şansı eline geçiremeyeceğini görüyordur tahmin ediyorum. Buna karşılık, mevcut Türk-İslâmcı yönetiminin tahakküm tutkusundan, dindarları düpedüz zulmün aleti haline getirmesinden sıtkı sıyrılan, mâkûl bir parlamenter-demokrasi içerisinde kendine yer arayanlar için Saadet Partisi, komplekslere kapılmadan, kolayca yerleşilebilecek bir çekim merkezi olabilir.
Demirtaş’ın tutsaklığı, bundan daha önemlisi, anadil serbestliği üzerine Karamollaoğlu’nun söyledikleri ise, bu konulara duyarlı kesimlerin hem “doğuştan” edinilmiş hem de artık epey haklı olarak artmış İslâmcı alerjisi nedeniyle fazla yankı bulmadı, lâkin bunlar çok önemli ve -en az CHP’nin dikkatli adımları kadar- dönüştürücü.
CHP ve SP’deki bu söylem değişiklikleri, umalım ki sadece lafa değil zihniyete dair yenilenmeler olsun.
ONUR MESELESİ-HESAP MESELESİ
Çünkü, her ne kadar “tarihî” sıfatını fazlasıyla hak etse de, 24 Haziran ve hemen ertesinde olacaklar, bu ülke için tarihin sonunu getirmeyecek. Diyelim her şeye rağmen, ama sahiden ama katakulliyle, diktatörlük seçeneği kazandı; ne yapacağız? Razı olup oturacak mıyız? Elbette türlü demokrasi mücadeleleri verilecek. Türkiye’nin, seçimli-parlamentolu rejim, ifade-örgütlenme özgürlüğü, demokrasi isteyen insanları yöntemler bulacak, bedeller ödeyecek, haysiyetsizliği kabullenmeyecek. Ermenistan’da, kokuşmuş resmî mafya rejimini devirmek üzere olan halk hareketinin lideri Nikol Paşinyan, meclisteki zaferinden sonra Yerevan’ın büyük meydanında toplanan halka, “Ermenistan’ın onurlu yurttaşları,” diye seslendi. Başka bir sıfat değil de “onurlu”! Muhteşem bir seçimdi. Niye?
Şahsen, Demirtaş ve HDP’nin Kürtlerden değil, başkalarından alacağı oyların bu kavramla yakın ilişkisi olacağını düşünüyorum.
Fakat bu fasılda “onur” sanırım ancak ikinci sırada yer alacak. Zira öylesine çıplak bir gerçek var ki, 24 Haziran seçimlerinde dizginsiz diktatörlük ihtimalinden kurtulmak isteyen herkesin başka herhangi bir etkeni dikkate alması bile gerekmiyor: HDP barajı aşarsa AKP+Erdoğan iktidarının devamı mümkün olmayacak, HDP barajı aşamazsa muhalefet ne yapsa boş. Hesap bu kadar net. Erdoğan dışında biri cumhurbaşkanı seçildiyse, AKP de meclis çoğunluğunu yitirmiş demektir. Aksi pek tuhaf kaçar. Erdoğan seçilirse de, onun cumhurbaşkanı koltuğunda oturduğu, meclis çoğunluğunun muhalefete geçtiği bir rejim kurulamaz, yerleşemez, süremez.
İktidar çevrelerinin giderek ilginçleşmeye başlayan haleti ruhiyesini bu yazıya katmayayım; onu daha sonra ele alırız. Zira esas “çok alâmetler belirdi” muhabbeti o tarafta.
Farklı siyasetçilerden, partilerden, ihtimallerden söz edebilmek bile iyi geldi. Boğulmak üzereyiz, kurtaralım kendimizi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024