Ural ATEŞER

HATA İMİŞ !...
30.03.2016
1956

 "... PKK'nın üst düzey yöneticisi Murat Karayılan, Türkiye'nin zor günler geçirmesine neden olan PKK'lıların kazdığı hendeklerden sonunda pişman oldu. Karayılan, 'Şehirlere girmek hataydı' dedi." (Medyadan)

Bakar mısınız şu katil başının yüzsüzlüğüne... Sebep olduğunuz binlerce ölünün, sebep olduğunuz yıkılan şehirlerin, ölüme gönderdiğiniz tüyü bitmemiş delikanlıların, sebep olduğunuz evinden yurdundan sizin şirretinizden kaçıp göç eden binlerce insanın karşısına geçip, dalga geçer gibi, "hata yaptık, bağışlayın" mı diyeceksiniz... Elinizdeki kanı böylece temizlemeyi mi düşünüyorsunuz...

"Türkiyelileşmek" adına, yalnız başına seçime girseler mahalle muhtarı bile olamayacak olan deFrim döküntülerine 40 senelik Kürt hareketinin dümenini teslim edenler... Siz de sorumluluğunuzdan kurtulacağınızı mı zannediyorsunuz... Sizden kimse hesap sormasa bile, adına memleketi kana buladığınız halkınız, Kürtler hesap soracak... Şimdi meydan meydan dolaşıp "barış" diye bağırıp yalancı çoban rolü oynamanızın sizi kurtaracağını mı sanıyorsunuz... Size tamamen samimi olarak, "Kürt hareketinin sivilleşmesi, Meclis'te sorumluluk üstlenmesi, yeni Türkiye'nin kurulmasında demokratik görevler üstlenmesi ..." için oy verenlerin size tekrar destek olacağını mı düşünüyorsunuz... Sizi, "Türkiyelileşme" adına başınıza getirdiğiniz "döküntüler" de kurtaramaz... Onlar bugüne kadar hep arkasına takılanları felakete götürdüler... Sizi de götürecekler...

Türkiye'de senelerce yaşayıp eziyetler çektiğimiz "Kürt hassasiyeti" tam da kırıldı derken... Kürtler için hiç bir talebin sivil siyasette dile getirilmesinin önünde sosyal, hukuki ve siyasi engel kalmamışken... "Önder" dediğiniz insanla devletin direk konuşmaları geniş halk yığınları tarafından bile artık doğal karşılanırken... PKK ile devlet görevlilerinin resmen diyalog kurmalarının kanuni güvence altına alınmasını sağlayan kanunlar çıkarılmışken... Yeniden ırkçı bir "Kürt düşmanlığı"nın yayılmasına ve devletin yeniden "operasyoncu" hüviyetine bürünmesine sebep olanlar, bu ülkenin tüm insanlarına karşı suç işlemişlerdir...

Siz... Bu katillerin temiz elbiseli destekçileri... Siz ne diyorsunuz bu uğursuz katilin dediklerine... Siz de mi "hataydı, özür diliyoruz" diyeceksiniz... Akşam yatağınıza uzandığınızda vicdanınız rahat mı... ölen çocukların ardından katil sürüsünün adını anmadan döktüğünüz timsah gözyaşları vicdanınızı rahatlatıyor mu... Bakın... Yeniden idam cezasının gelmesini isteyenler çoğaldı... Farkında mısınız... Bunda sizin ne kadar payınız olduğunun bilincinde misiniz...

Bu ülkede yaşayan herkes, ama herkes, hepimiz... Şapkamızı önümüze koyup yeniden düşünmeliyiz... Bu gemi batarsa, oluşacak olan kargaşa kimseye hayır getirmez... Çok basit... Ya bu geminin salimen yüzmesi için her tarafı, yani devleti yöneteni de, bu yönetene muhalif olanı da, her tarafı sivil siyasete davet etmenin zamanı geldi de geçiyor bile... Ya silahtan, çatışmadan, ölümlerden yana olacağız; ya da gerçekten barıştan ve sivil siyasetten yana olacağız... Hem silah deyip, hep de barış demenin sahtekarlığını sergileyeceğiz... Olur mu... Olmak zorunda...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar