Yaşar YAKIŞ

Türk-Amerikan sorunlarının çözümü ertelendi
23.11.2019
584

 Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 13 Kasım'da Washington'a yapacağı ziyaretten daha fazla ayrıntı ortaya çıktığı için artık görüşmelerle ilgili daha güncel bir değerlendirme yapabiliriz.

Görüşmelerde ele alınması gereken konu listesi uzundu. Bunlar arasında Türkiye'nin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemini satın alması, Türkiye'nin F-35 süper avcı uçağı programına katılımının askıya alınması, Türk din adamı Fetullah Gülen'in iadesi, Türkiye'nin Suriye'deki askeri harekâtı, Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen Ermeni Soykırımı kararı, İran yaptırımlarını aşmak için bir Türk kamu bankasına uygulanacak para cezası ve Türk-Amerikan üst düzey toplantılarının her zamanki gündem maddesi olan ikili ticaret hacmin yılda 100 milyar dolara yükseltilmesi gibi başlıklar vardı.

ABD tarafı için iki konu öne çıkıyordu: S-400’ler ve ABD'nin Halk Koruma Birlikleri'nin (YPG) Kürt savaşçılarıyla ilişkileri. Diğer konular da ele alındı, ancak sıkı pazarlıklar bu iki konu üzerinde yoğunlaşmış gibi görünüyor.

ABD Başkanı Donald Trump, ikili görüşmeler öncesinde basına yaptığı açıklamada bu iki konuyu ele aldıklarını ve her iki konunun da ABD'nin Türkiye ile ilişkilerinde çok önemli olduklarını söyledi.

Erdoğan'ın ziyaretinden üç gün önce, Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O. Brian, ABD Kongresi'nin S-400 sistemini terk etmediği takdirde Türkiye'ye yaptırım uygulamaya hazır olduğunu söyledi. Kongre'nin her iki meclisinin de Amerika'nın Düşmanlarıyla Mücadele Yasası'nı (CAATSA) onaylayacağı uyarısında bulundu ve Başkan Trump'ın bu mesajı ziyaret sırasında Türk mevkidaşına ileteceğini de sözlerine ekledi.

Trump, basına kapalı toplantıda bu mesajı misafirine iletmek için elinden geleni yapmış olmalı. Dahası, Trump'ın Erdoğan ve beş Cumhuriyetçi senatörü bir araya getirmek için düzenlediği toplantının metninden, hepsinin S-400 meselesine odaklandığını biliyoruz.

Washington Post, 9 Ekim tarihli ve alışılmışın dışında alaycı mektubundan sonra Trump’ın, Erdoğan’a ziyaretinden önce ikinci bir mektup gönderdiğini iddia etti. Habere göre Trump, Türkiye’nin S-400 sistemini kullanmaktan kaçınması, Rus yapımı silah almamayı taahhüt etmesi ve Amerikalı gözlemcilerin S-40’lerin konuşlandırılıp konuşlandırılmadığını kontrol etmesine izin vermesi durumunda F-35 programına tekrar kabul edilebileceğini söylüyordu. Mektupta bunların kabul edilmemesi halinde, Türkiye’nin yaptırımlarla karşı karşıya kalacağı belirtiliyordu.

Amerikan tarafı, YPG'li Kürt savaşçılarla ilişkileriyle ilgili hiç etkilenmemiş görünüyordu. Erdoğan, Trump'ın huzurunda ve gazetecilerin önünde YPG savaşçılarının teröristten başka bir şey olmadığını yineledi. Trump da, ABD'nin Kürt savaşçılarla iyi ilişkilerini sürdürmeye devam edeceğini tekrar etti.

Tüm bu önceden hazırlanmış senaryolardan sonra, ABD tarafı Türkiye'ye mesajını doğru şekilde iletmemekle suçlanabilir. Ancak Erdoğan'ın Türkiye'ye döndükten sonra yaptığı açıklamalar, Türk tarafının mesajı iyi aldığını gösteriyor.

İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) meclis grubuna hitaben yaptığı konuşmada Erdoğan, Türk-Amerikan ilişkilerinin kritik bir yoldan geçtiğini ve bunun üstesinden gelmeye çalıştıklarını itiraf etti. Trump'a işlerin bu noktaya nasıl geldiğini, Obama yönetimi zamanında ABD'nin hava savunma sistemi için sunduğu teklifin pahalı olduğunu ve teknoloji transferini içermediğini anlattığını söyledi. Partisinin meclis grubuna hitaben yaptığı konuşmada Erdoğan, Türkiye'nin S-400 sorununda geri adım atmasının zor olduğunu ve bir ülkenin ulusal savunması için gerekeni yapmasının engellenmesinin, ulusal egemenliğe müdahale anlamına geleceğini ifade etti.

Erdoğan’a göre Trump, Türkiye'nin tutumunun mantığını anlıyor ve çözüm arıyor, ancak görevden alma süreci ve gelecek yılki başkanlık seçimleri nedeniyle kısıtlı davranıyor.

Sonuç olarak her iki devlet başkanının iyi niyetine rağmen, sorun hala çözülemedi. Bu ziyaret sırasında da, çözümün zorlanmasındansa pragmatik bir yaklaşım benimsendi. Ve sorunun çözümü, İstihbarat Örgütü ve Savunma Bakanlığı uzmanlarının katılımıyla, dışişleri bakanlarından oluşan bir komiteye havale edildi.

Hızlı bir çözüm için umutlar şimdilik bulanık görünüyor. Muhtemelen Trump’ın görevden alma süreci ve Başkanlık seçimleri sürecinde de tünelin sonunda bir ışık belirene kadar, sorunlar çözülmemiş olarak kalacak.

Sorunların nasıl çözüleceği de, bu iki kilometre taşının (görevden alma ve başkanlık seçimleri) sonucuna bağlı olacak. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar