Yıldıray OĞUR
Öcalan’ın çağrısıyla ilgili en hararetli tartışma silah bırakma çağrısının Suriye’deki YPG/PYD’yi da kapsayıp kapsamadığı.
DEM Partililer, Mazlum Kobani, Salih Müslim çağrının kendilerini kapsamadığını ısrarla söylüyor.
Öcalan ile en çok görüşen, İmralı Heyeti’nin en önde gelen ismi Sırrı Süreyya Önder’e katıldığı yayında “Öcalan’ın çağrısı YPG’yi kapsıyor mu?” sorusu soruldu.
"İlkesel olarak herkesi kapsıyor. Bütün herkes için geçerlidir. Belki Pervin Hanım'la beraber Rojava'ya da gideceğiz” yanıtını verdi.
Beklendiği gibi çözüm sürecinde varılan mutabakatı herkes kendi kamuoyuna zafer ve başarı olarak anlatmaya çalışıyor.
Yani duyduğumuz herşey gerçek ya da fikri farkılılığı değil, çoğu nutuk ve propagandadan ibaret
Eldeki somut bilgiler, ilerleyen süreçten çok taş düşebilir, ayı çıkabilir gibi akla gelebilecek bütün kötü ihtimaller konuşuluyor.
Öcalan’ın PKK’yı ve bugüne kadarki taleplerini miadını doldurmuş olarak tanımlayıp kendi örgütüne net bir kendini fesih ve silahın yerine demokratik siyasete geçiş talimatı vermesine ilgi fazla değil.
Gönüllü olarak kendimizi fesh edip, siyasi alan geçiyoruz diyen örgüt liderinin bunu ne karşılığında yaptığı sorgulanıyor.
Bunu yapmayı tercih ettiği yaptığına pek inanan yok.
Belki de sadece çoktan bırakılması gereken, anlamını yitirmiş silahları bırakmak için devletin açtığı uygun çıkış kapısından ibarettir herşey.
Türkiye’nin son yarım asırındaki en büyük sorun olan, hala 6,5 milyon insanın siyasi uzantısı olan partiye oy verdiği silah bir örgütün silah bırakması küçümseniyor.
Daha bir ay önce Ankara’da kritik bir askeri tesise saldırmış, son 40 yılda 40 bin insanı öldürmüş bir örgüte “Zaten bitmişti, eylem yapamıyorlardı” deniyor.
Dünyanın hiçbir normal ülkesinde milyonlarca insanın sempatizanı olduğu, hemen sınırların ötesinde 40 yıldır konuşlanmış bir terör örgütün olamayacağı gerçeği, bu meseleyi çözmenin hem siyasi, hem güvenlik açısından hayati olduğu meselesi hızlıca geçiliyor.
Daha ileri gidenler Öcalan’ın PKK’ya silah bıraktırıp, YPG ile yola devam edeceği gibi büyük oyunu deşifre ediyorlar.
PKK’lıların ulaşılmaz, erişilmez Kandil’de silah bırakıp, 2 milyon nüfuslu, dümdüz Rojava’da Türkiye’ye karşı tehdit olabileceğini inananlar en başta Türkiye’ye pek inanmıyorlar.
İkincisi 50 yıldır bölgede varolan bir örgütün aklını fazla küçümsüyorlar.
KCK’yı PKK’nın patronu sananlar, silah bırakmayı ellerini başının üzerine koyup teslim olmak zannedenlerle bu konuları konuşmak kolay değil.
Hikayenin biraz daha başına gidelim.
1999’da Öcalan yakalanınca, PKK’yı tasfiye kararı verdi.
Önce militanlara Türkiye’den çekilme talimatı verdi, ardından 2001 yılında Brüksel’de bir basın toplantısıyla “kötü hatıraları” var diye PKK kapandı yerine KADEK adında bir siyasi parti kuruldu.
Bu sırada Suriyeli, Iraklı, İranlı PKK’lılar Türkiye’ye karşı savaşıyorlardı. Bu ülkelerde PKK’nın herhangi bir askeri gücü yoktu. Hatta bir siyasi örgütlenmesi de yoktu.
Ama 2001’den sonra bu üç ülkede PKK, sırayla partiler kurdu.
Kardeş partiler değil. PKK’nın uzantısı olan partiler.
2002’de Irak’ta Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi (PÇDK), 2003’de Suriye’de Kürdistan Birlik Partisi (PYD) ve 2004’de İran’da Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) kuruldu.
PYD’nin hala eşbaşkanları olan Salih Müslim ve Asya Abdullah ve tüm kurucuları PKK mensuplarıydı.
Hala parti programında “PYD, demokratik medeniyet ve demokratik ulus teorilerinin yaratıcısı Sayın Abdullah Öcalan’ı önder olarak görür” yazılı.
Yine parti programına göre parti üyelerinin birinci amacı “Öcalan’ın özgürlüğü”
Bugün PYD’nin resmi sayfasına girdiğinizde, sayfanın manşetlerinin yarısı Öcalan’ın mesajı ve o mesaj üzerine yapılmış PYD’ye yakın grupların destek açıklamalarıyla dolu.
Ve o destek açıklamalarında “bu bizi bağlamaz, Türkiye ile ilgilidir” denmiyor.
Bu çağrının Ortadoğu’yu yeniden şekillendireceği söyleniyor.
2011’de Suriye iç savaşı sırasında yine PKK Yürütme Konseyi’nin kararıyla PYD’nin silahlı kanadı YPG kuruldu.
YPG’nin başına da Suriye’de Öcalan’ın yanında yetişmiş, ona sektererlik yapmış, uzun yıllar PKK’nın Avrupa temsilciliğini yürütmüş, PKK-HPG komutanı olarak Türkiye’de bulunmuş Mazlum Kobani komutan olarak yine Kandil tarafından atandı.
YPG’nin yeminlerinde, marşlarında, militanların üniformalarında her yerde Öcalan’ın izi var.
Mazlum Kobani, bütün kararlarını Kandil’den gelen talimatlarla alıyor. Hatta bi rara ABD onun ismini öne çıkarınca, Kandil’den başka isimler onu tepesinde komiser olarak gönderildi.
Yani Öcalan, 1978’de kurduğu PKK’nın kendisini fesh etmesini ve siyasi alana geçmesini isterken YPG/PYD “bunun bizimle ilgisi yok” diyemez.
Çünkü PYD/YPG’nin yöneticileri de PKK’lı ve iradeleri de Öcalan ve PKK’ya bağlı.
Ama Kobani’nin çağrının muhatabı olduğunu kabul etmesi tuhaf olurdu.
Bunu kabul ettiğinde, resmi söylem olan “PKK ile bir ilgimiz yok” iddiası boşa düşerdi.
Ama o kabul etmiyor diye, PKK’nın kendini fesih kararının etki sahasından çıkmıyor.
Nitekim Mazlum Kobani, Öcalan’ın çağrı öncesi, kendilerine de bir mektup gönderdiğini açıklamıştı.
O mektuplar Kandil, Avrupa ve Suriye’ye gitti.
Çözüm süreci müzakereleri sürerken bu mektuplar yazıldı ve adreslerine ulaştırıldı.
Bu çağrıyla ve süreçle bir ilgileri olmasa Öcalan neden bu süreçte YPG/PYD’ye mektup yazmış olsun?
Öcalan’ın PYD/YPG’ye gönderdiği mektupta onlara “çatışmaları durdurun, Suriye yönetmiyle işbirliği yapın” dediği anlaşılıyor.
Zaten o mektuptan bu yana YPG’liler baraj için savaşmaktan, canlı kalkan eylemlerinden vazgeçtiler.
Öcalan artık ayrı ulus devletin, özerkliğin, federeasyonun hatta kültüralist taleplerin çözüm olmadığını söylerken “bu Türkiye’de böyledir ama Suriye, Irak, İran için böyle değildir” demiyor. Bir genel ideolojik, siyasi yöntem ve tercih olarak bunu söylüyor.
PKK’nın fesih kongresinde YPG’dan ve Suriye’den de isimler katılacaktır.
PKK’nın diğer bütün kongreleri YPG/PYD’yi bağladığı gibi, yapacağı bu son kongrede kendisini fesh etmesi de bağlayacaktır.
Tabii bütün bunlar bazılarının beklediği gibi YPG’nin PKK ile aynı anda silahları bırakması anlamına gelmeyecek.
Nasıl PKK’nın silah bırakması için Türkiye’de yasal düzenlemeler gerekiyor, YPG de durup dururken silahları bırakmaz. Onun için de Suriye yönetimiyle bir anlaşma zemini bulunacak.
YPG’lilerin çoğunluğu Suriye vatandaşı. PKK içindeki Türkye vatandaşı militanlar silah bırakıp, Meclis’te yapılacak hukuki düzenlemelerle Türkiye’ye dönebilirler. Peki YPG, yarın silah bıraksa onlar için hukuki güvenceyi kim verecek? Tabii ki onların akıbetiyle ilgili kararlar Suriye’de alınacak.
Yani herkes silah bıraksın demenin önünde böyle pratik engeller de var.
Yani silah bırakmak, teslim olmak demek değil. Bu kalıcı ve gönüllü biçimde silahtan vazgeçmek demek.
Türkiye’de siyaset yolu açıkken, Suriye’de henüz açık değil.
PKK hareketinin ideolojik önderi olan Öcalan, bütün hareketine olduğu gibi, YPG/PYD’ye de özerklik, federasyon yerine demokratik siyaset içinde haklarını aramalarını önermiş oldu.
Bunun Suriye’deki gerek şartı, bir demokratik siyaset alanının açılması.
Yani partilerin kurulabilmesi, seçimlerin yapılması. Suriye henüz o noktada değil. Ama o noktaya ilerliyor.
Bir Kürt üyenin de olduğu kurulan anayasa komitesinden çıkacak anayasada seçimler ve partiler olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Aynı zamanda son yapılan Ulusal Diyalog Kongresi’nden çıkan sonuçlardan biri de savunma bakanlığı dışındaki tüm silahlı kuvvetlerin yasadışı ilan edilmesi.
Zaten YPG de Şam yönetiminin bayrağını göndere çekti ve resmi ordu içinde olacaklarını açıkladı. Ama bunun biçimi konusunda henüz uzlaşma yok.
Günün sonunda orada da YPG’nin önünde Öcalan’ı dinlemekten başka bir seçenek görünmüyor.
Suriye’de bu tabloyu bozabilecek tek faktör ise İsrail.
Bundan bir kaç ay önce HTŞ’nin ve Şara’nın Esad’ı devirmesinin arkasında İsrail olduğunu hararetle iddia edenler, son gelişmeleri ne kadar takip ediyor bilmiyorum.
Ama İsrail, açıktan Şam yönetimini tehdit ediyor. Netanyahu kendisini bir kısmı İsrail’de yaşayan Dürzilerin hamisi ilan etti, Dürzilere saldırı olursa askeri olarak müdahale edeceklerini açıkladı. Bu arada bazı Dürzi milisler ayaklandı.
Şimdilik sulhle bu ayaklanma bitti.
Yine İsrail Dışişleri Bakanı, Dürzilerle birlikte Kürtlerin ve Alevilerin de hamisi gibi konuşmalar yapıyor.
En son Şam yönetiminin anayasa komitesini, “seçilmemiş bir yönetimin komitesi” olarak X hesabından aşağılayan bir mesaj paylaştı.
Reuters’in geçen haftaki haberine göre İsrail, Trump’ın Şam’daki Şara hükümetini tanımaması ve yaptırımları kaldırmaması için kulis yapıyor. Özellikle dış politika koltukları fanatik israil taraftarı ve İslamofobik isimlere emanet olan Trump yönetimi de şimdilik İsrail’in taleplerine uygun bir Suriye politikası sürdürüyor.
Bu, YPG ve PKK’nın Şam yönetimiyle şimdilik anlaşmayıp, ABD ve İsrail’i beklemek gibi bir pozisyon almasına neden olabilir. Bu da Türkiye’deki süreci olumsuz etkileyebilir.
Ama bu pozisyon ancak komjenktürel ve kısa vadeli bir avantaj sağlayabilir, yoksa sadece ABD-İsrail desteğine sırtını dayamış bir gelecek projeksiyonuyla Suriye ve Türkiye dışında komşusu olmayan Rojava bölgesini ayakta tutmak mümkün değil.
Öcalan’ın çağrısı ve Türkiye ile uzlaşma siyaseti daha uzun ömürlü ve güvenli bir seçenek olarak görünüyor.
Yani özetle Öcalan’ın çağrısı tabii ki YPG’yi de kapsar ve bağlar ama şimdilik teknik şartlar yüzünden Suriye o kapsama alanında değil.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları



























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025